Bu bölüm bayağa fantastik oldu :)♥
Soğuk ve ıssız bir gece yarısıydı. Ev halkı uykudaydı, ama sen değildin. Artık kendini hazır hissediyordun... Artık bu seansı gerçekleştirecekdin. Herşey mükemmeldi. Eksiksiz ve hattasına kusursuz... Olumsuz sonuç alman elde değildi. Ama yinede ne olur ne olmaz diye odadaki herşeyi gözden geçirdin. Mumlar yerli yerinde ve doğru hizadaydı. Yere diktiğin çarıklara ip bağlayarak oluşturduğun Creepypasta sembolu kusursuzdu. Bıçak tam olması gerektiği gibi bir kafatasına saplanmış bir biçimde halkanın ortasında muntazam bir biçimde duruyordu. Işıklar kapalıydı. Odanın kapısı açıkdı. Pencereler ve perdeler kapalıydı. Herşey eksiksizdi. Şimdi sıra beklemedeydi. Geceyarısını beklemeye başladın. Heyecanlı ve tedirgindin, ama artık kararını vermişdin ve bundan geri dönüşün yokdu. Zamanla birlikde adrenalin seviyende hızla ilerliyordu. Korkuyordun ama bunu yapmak istiyordun. Süreç içerisinde bazen vazgeçiyordun bazende ,
"Hayır! Bunu yapıcam! Bunu yapmalıyım..." diyerek kendini tekrardan kararın doğrultusunda yapman gereken şeye yönlendiriyordun...Ve vakit geldi... Gece yarısı oldu. Dolunay ışığı kapalı perdelerin arasından süzerek odanın içini doldurdu. Kalp atışların hızlandı... Nefesin kesilecek gibi oldu. Ama acele etmen gerektiğini biliyordun. Eğer vakit gece yarısını geçerse bu yaptığın hiçbirşeyin bir anlamı olmicakdı. Hemen mumları teker , teker yakmaya başladın ve bu işlemi tamamlayınca hızlıca iplerle oluşturduğun halkanın önüne diz çökerek elini kafatasının üzerine sapladığın bıçağa yerleştirdin... gözlerini sımsıkı kapadın ve sözleri söylemeye başladın...
"Liu Woods! Liu Woods! Beni duyduğunu biliyorum! Sesime cevap ver! Bana kendini göster! Andolsunki antlaşmayı kabul ediyorum ve kanımla bunu onaylıyorum!"
Elini yerleştirdiğin bıçağı kafatasından çıkararak avuç içine derin bir kesik attın. Bu canını yakdı ama önemsemedin ve elinde oluşan derin yarıkdan akan kanları kafatasına damlattın. Kafatasının üst kısmı tamamen kanla kaplanıncaya kadar buna devam ettin ve en sonunda kan yeterince yayılınca elini bir bez parçası ile sardın. Bunu yaptıkdan sonra yere bırakdığın kanlı mutfak bıçaģını eline alarak göğüs hizan doğrultusunda kaldırdın ve tekrardan sözlere devam ettin...
"Sen beni bir creepypasta üyesi yapıcaksın ve bende sana Jeffrey'i bulmanda yardımcı olucam! Bu antlaşmayı kanımla mühürlemiş bulunmaktayım ve tüm gerçekliğin ile karşındayım. Bana kendini göster!..."
Son sözleri söyledikdensonra uzun bir sessizlik oldu. Gözlerini açdığında karşında hiç birşey göremedin. Ne olur ne olmaz diye birazdaha beklemeye karar verdin. Ama geçen süre içerisinde hiçbir değişikli olmadı.Bu seni sinir etti ve çok öfkelendirdi.
"Bumuydu yani?!" diye kendi kendine söylenmeye başladın. Tam ayağa kalkarak seans alanını terk edecekken birdenbire üzerine kan akıttığın kafatasının titrediğini gördün. Kaskatı kesildin ve olanları seyretmeye başladın. Kafatası titremeye devam etti ve birden bire durdu. Yaklaşık olayın üzerinden bir dakka geçti ama kafatası hala hareketsizdi. Sessizlik çökdü. Karanlık bastırdı. Hala az önce olan olayın etkisindeydin. Öylece kafatasını seyrediyordun. Ve sonra birden bire ansızın kafatasının göz boşluklarından koyu kırmızı bir ışık yayıldı. Kendini geri attın. Kafatasının üstüne akıttığın kanların birden bire koyu kırmızıdan siyaha döndü ve titremeye devam etti. Sonra ani bir hızla duvara fırlayıp param parça oldu! Ne olduğunu anlayamadın ve istemsiz bir çıģlık atarak hemen odanın kapısına doğru koşmaya başladın. Tam odadan çıkacakken kapı, birden bire var kuvvetle suratına kapandı. Geri sendeledin ve kısa süreliğine bir şok geçirdin .Hemen kendini toparlayarak kapının koluna atıldın. Kuvvetin ve var olan ağırlığınla kapının koluna yüklendin. Ama durum umutsuzdu. Arkandan ani ve yüksek bir ses yükseldi. Korkuyla hemen arkana döndün ve gördüğün manzara karşısında vücudunu titreme aldı. Yerdeki mumlar havadaydı ve tüm creepypasta çağırma büyülerin etrafa saçılmışdı. Elini kestiğin kanlı bıçak dengesiz ve kontrolsüz bir biçimde sağa ,sola uçuyordu. Arada bir duvarlara saplanıyor ve diğer kısımlara giderken havada uçuşan büyü kağıtlarını parçalıyordu. Öyleki bir anda bıçak sana doğru yöneldi ve tam kafana hedef alarak üzerine doğru döne,döne gelmeye başladı. Neyseki o anda ani bir refleksle kendini yere attın ve bıçak kapıya saplandı. Daha sonrasında yavaşcana odandaki diğer nesnelerde havalanmaya başladı. Ve herşey odanın merkezinde bir araya gelerek tornardo gibi dönemeye başladı. Kapıya saplana bıçakda yerinden çıkarak bu döngüye katıldı. Sert ve keskin rüzgar saçlarını ve bedenini güçlüce savuşturmaya başladı, kendini duvara yasladın ve ağırlığınla dengeni korumaya çalışdın. Bu içinden çıkılamaz karmaşanın arasında kaldın. Kapalı olan pencereler aniden açıldı ve oda tamamen ay ışıģı ile dolup taştı. Pencereler açılır açılmaz, ay ışıģın altında bir siluet belirdi. Bu bir erkeğe aitti. Uzun ve yapılıydı . Boynunda ihtişamla dalgalanan uzun bir atkı vardı. Pencerenin kenarına oturmuş , bacaklarını odana sarkıtmış bir şekilde sana bakıyordu. O an adrenalin beynine sıçradı.
Mantıklı düşünemiyordun. Ne yapman gerektiği ve ya ne yapabilecehğin hakkında mantıklı fikirler üretemiyordun. Siluet, pencereden inerek ağır ve yavaş adımlarla sana doğru yaklaşmaya başladı. Nefesin hazırlanıyor ve dengesiz bir hal alıyordu. Siluet elleri cebinde, soğuk ve yavaş adımlarla sana doğru ilerlemeye devam ediyordu... Gözlerini kapamak istiyordun, ama aynı zamanda bunu yapamak istemiyordun. Bir ya nın yüzleşme içgüdüsü ile yanıp tutuşurken, diģer yanın uzaklaşmak isyiyordu...Ve sonunda siluet durdu... Bir süre öylece bakıştınız. Yüzü saçları nedeniyle görünmüyordu. Siluet tek elini cebinden çıkardı ve havaya kaldırarak şıklattı. Bu hareketin ardından havada uçuşan her nesne birden bire durdu ve yüksek bir gürültü eşliğinde yere düştü. Ani bir sessizlik çöktü. Siluet iyice yaklaşdı ve sonunda başını kaldırdı. O an onun parıldayan derin ve nadide görülen tondaki yeşil gözleri ile karşılaşdın. Yüzünde ,bu yaşanan her şeyin soğukluğu ve korkutuculuğuna ters düşen sıcak ve tatlı bir gülümseme vardı. Yüzü dikişlerle kaplı olmasına rağmen karizmasindan ödün vermemişti. Saçları uzun ve dağınıkdı. Üzerinde her zaman giydiği uzun ceketi ve atkısı vardı.
Yanına yaklaşarak boyun hizasında eğildi ve "Seninle birlikde çalışmak güzel olucak ortak *sıcak gülümseme*...
Unutma antlaşmaya sağdık kaldığın süre içerisinde sana soğuk kanlı bir katil olabilmen için gereken herşeyi öğreticem. Ve sonraaaaa... seninle kardeşim Jeffrey'i bulucaz..." dedi. Sonra elini sana uzattı..."Sen olsan ne yaparsın?..."
Merhaba arkadaşlar! Umarımki bu bölümden memnun kalmışsınızdır. Eğer yazım hatası ve ya kelimelerde mantık sıkıntısı varsa çok üzgünüm. Bunun sebebi bu bölümü geç bir saatte uykulu,uykulu yazmam ... Herneyse. Bu bölümü okuduğunuz için sizlere çok teşekkür ederim. Sevdiğinizi umuyorum, düşüncelerinizi cidden merak ediyorum.😊💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖
Lütfen Vote vermeyi unutmayın. Sizleri çoooooooo...ok seviyorum. Yeni bir CP bölümünde görüşmek üzere...
HEPİNİZE İYİ AKŞAMLAR!!!!! SİZLERİ ÇOOOOOOOOOO....OOOOK SEVİYORUM!!!!!
🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙💙🌟💙🌙