Tanıtım :
Min Jee'nin güzel bir evi, bir ailesi hatta çok sevdiği yakın arkadaşı Min Soo bile var. Şikayet etmeye hiç hakkı yok ki bir şey dışında. Doğuştan görme engeli olan Min Jee hayata 1-0 yenik başlıyor. Görebilmek için para varsa ameliyatta var. Donör bulabilmesi en büyük sorunlarından bir tanesi.
19 yaşında genç ve güzel bir kızın hikayesi hiç aklına gelmeyen bir şekilde aşık olmasıyla başlıyor. Onu seven kişiyi bulunca işler karışıyor...
O da akıl almaz popüler grup EXO olunca bilinmedik canını yakan gerçekler ortaya çıkıyor.
Bakalım gerçek aşkını bulduğunda da gerçekler onun canını acıtacak mı??? Bölüm 1 " Karanlık "
" Gözleri için gerekli donör bulundu." dedi doktor telefonda ama senin hiç umudun yoktu. Her türlü donör bulunurdu fakat onları ikna etmek en büyük zorluktu. Onları ikna edeceğine inanmıyordun. Hiçbir zaman inanmadın.
" Vazgeçerse yine Doktor Kang?" dedin sesini gayretle çıkarmaya çalışarak.
- " Bunlar hep oluyor Min Jee(Senin adın). Alışman gerek."
" Ben alışkınım doktor Kang." dedin ve telefonu kapattın. Diyecek bir şeyin yoktu. Sadece öylece duruyordun. Görmeden. Belki de çok şey istiyordun kendin için. Vazgeçmeli miydin? Beklemek daha çok canını acıtıyordu.
" Min Jee-ah'' diye seslendi birisi. Tabi ki bu Min Soo'nun sesiydi. ( Yakın arkadaşın)
Küçüklükten beri hep yardım ederdi sana. Hiç yardım etmekten kaçınmamıştı.
" Hadi gidelim" dedin ve tutunduğun koltuğun kenarından destek alarak ayağa kalktın. Tabi daha sonra Min Soo'nun kolunu tutmak zorundaydın.
Dışarı çıktıktan sonra Han Nehri'ne gitmeye karar verdiniz. Arabaya veya otobüse binmek yerine yürümek istediniz. Bu sana her zaman terapi gibi geliyordu. Saatine bakmaya gerek duyarak elini kabartma harfli saatine götürdün. Saat 19.50'ydi. Hava yeni yeni kararmaya başlıyordu.
" Min Soo-ah"
- " Efendim?"
" Hayatta en çok istediğin şey ne?" diye sordun birden.
- " EXO'nun konserine gitmek." dedi kahkahalar arasında. EXO deyince mutlu oluyordu. Anlam veremiyordum cidden. Bu kadar onlara hayran olmasına. Gülümsemeye çalıştın ve:
" Bu kadar hayran olduğuna gerçekten yakışıklı olmalılar." dedin.
- " Hemde nasıl." dedi yine heyecan dolu ses tonuyla.
" Onları merak etmeye başladım doğrusu" dedin. Ama aslında hiçte merak etmiyordun. Sadece Min Soo'yu konuşturmak istiyordun ya da aklında ki 'donör kabul edecek mi?' düşüncesini atmak istiyordun.
" Senden bunu duymak güzel. Gel şöyle banka otur. Ben yiyecek bir şeyler alıp geliyorum." dedim Min Soo. Burdan anlayacaktın ki Han Nehri'ne gelmiştiniz.
Min Soo'nun gidiş ayak seslerini duyunca yeniden ayaklandın ve yürümeye başladın. Bol bol nefes alıyordun. Bu sana çok iyi geliyordu. Gözlerini bir süreliğine kapatıp açtın. Daha sonra banka geri dönmek için yönünü değiştirip yürümeye başladın ki bu uzun sürmedi. Aniden bisikletin çarpmasıyla yere yapıştın.
Çok geçmeden kalkmaya çalışırken birisinin de omuzlarından tutup yardım etmesiyle ayağa kalkmıştın.
" İyi misiniz?"
Bir an duraksadın. Sesi çok tanıdık geliyordu. Bir şarkı da duymuş olabilir miydin? ya da cafe de otururken duymuş olabilirdin. Çok seçenek vardı senin için. Önünde eğilip kalktıktan sonra selam verdin:
