İçeri geçip koltuğa oturduğumuz da jaebum'a "sende kendini fazla yormamalısın yaranın hemen iyileşmesi icin" demiştim "bana diyene bak sen benden daha kötü durumdasın" demişti hafiften sesini yükseltip "sanırım öyle" diyip gülümsemiştim gözlerimi yere devirip.
Jackson merdivenlerden inip yanımıza gelmişti oturduğumuz koltuğa kıyafetleri atıp jaebum'a dönmüştü "ah, hepsi benim yüzümden senide bu işe bulaştırdım jaebum senin yerine ben vurulmalıydım" demişti, derken hayli bi sinirli görünüyordu jaebum'sa "ben senin her zaman yanındayım kardeşim, ölmem gerekiyorsa bile ölürüm" demişti böyle güzel arkadaşlıklar var mıydı gerçekten? Benim o babam olacak o adam bile benim icin ölmeyi değil beni öldürmeyi tercih ederdi.
Ama o benim için çoktan ölmüştü.Jaebum koltuğun üstündeki kıyafetlerini alıp bana dönmüştü "sen bunları giy sanırım sana en uygun olanlar bunlar" demişti "teşekkür ederim" demiştim aldıktan sonra "yukarı çıkman senin icin zor olabilir jackson yardım edersin değil mi?" demişti jackson'a dönüp, jackson pencerenin ordan gözleri çevirip bana bakmıştı "gerek yok ben kendim gidebilirim" demiştim zaten beni dinlemişe pek benzemiyordu umursamadan yukarı çıkmıştı jaebum arkasından "jackson" diye seslenmisti "gerçekten ben kendim gidebilirim lavabo ne tarafta onu söylemem yeterli" demiştim gülümseyerek "ilerde sola dönünce" demişti gülümseyip ayağa kalkmıştım. Merdivenleri tek tek yavaş bir şekilde çıkıyordum çünkü canım acıyordu, sanırım bitmek bilmiyordu merdivenler.
Merdivenleri çıktığımda derin bir nefes almıştım hiç bitmeyecek gibi gelmişti. Lavaboya girdiğim de kiyafetlere bakmıştım bunlar bana on beden büyüklerdi, sadece tişörtü giymiştim zaten bana elbise gibi olmustu dizimin biraz üzerindeydi. Eşofmana tekrar bakmıştım ama olur yanı yoktu bana oldukça büyüktü. Kendi kıyaflerime baktığımda hepsi kan içindeydi.
Aynanın karşısına geçip kendime bakmıştım, gerçekten hak ediyor muydum böyle bir hayat yaşamayı. Kan içindeki ellerime baktım suyu açıp oldukça hızlı bir şekilde yıkamaya başlamıştım suan nefes almakta zorluk cekiyordum neden böyle olmuştum bir anda başım dönüyordu ve o tarifsiz ağrı basıma vurmuştu gözlerimin önüne jinyoung'un vurulduğu an gelince yere düşmüştüm, uzun zaman sonra yine aynısı olmuştu bir travmamıydı bu bilmiyordum ama berbat bir şeydi. Suyun akan sesi beni fazlasıyla rahatsız etmişti başımın şiddetli ağrısından dolayı saçlarımı cekiyordum, kendime gelmeliydim bir an önce.
Hafiften kapının açılma sesini duymuştum ve yanıma doğru gelen birini jaebum'muydu?
"İyi misin?" diye sormuştu cevap vermek istiyordum ama konuşamıyordum nefes almayı unutmuştum sanırım. İki kolumdan tutup şaşırmıştı "sana diyorum iyi misin?" diyerek kafamı kaldırıp bakmıştım gözlerinin içine jackson'dı.
Başımı tutup kaldırmıştı "tamam sakin ol nefes al ve bana bak" demişti dediklerini yapıyordum gözlerine bakıyordum ama nefes almayı pek beceremiyordum
"Tamam suan gayet iyisin kendindesin sadece derin bi nefes al" demişti rahatlatıcı bir şekilde "şimdi derin bir nefes al" demişti tane tane ve sessiz konuşup dediklerini uygulayıp derin nefes almıştım. Suan az öncekinin aksine sessizlik vardı basımın ağrısı ve bas dönmem geçmişti, sadece karşımdaki gözlere bakıyordum fazla sakinleştiriciydi.Yanağımda ki elini yavaşça cekmisti başımı yavaşça arkaya doğru yaslamıştım, uzun bi aradan sonra yine neden böyle olmustum bilmiyordum, ağlamaklı olup yüzümü buruşturmuştum tavanı izleyip. Bir anda kendimi jackson'ın kollarında bulmuştum az önce beni kucağına mı almıştı? Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum sadece az önce yukarı çıkmama yardım etmeyen çocuk şimdi kucağına almıştı beni.
Kollarım istemsizce boynuna dolanmıştı, sadece düşmemem içindi. Bana istemediği halde yardım etmek zorunda değildi bunu söylemek istesemde pek bir şey söylememiştim şaşkınlıkla ona bakmaktan. Asağı indiğimizde koltuğun üstüne bırakmıştı beni yavaşça arkasını dönüp "biraz dinlen" demişti kısık sesiyle.
Koltuğa uzandığım da tavanı izlemeye başlamıştım fazlasıyla yorgundum ve acıkmıştım ama yorgunluğum daha ağır basıyordu. Gözlerime yenik düşüp kendimi uyukuya bırakmıştım.
Uyandığımda yine tavanla göz göze gelmiştim, kendimi toparlayıp oturma pozisyonuna geçmiştim,üstüm de battaniye olduğu fark etmiştim kim üstüme örtmüştü bunu? Etrafa baktığımda kimse yoktu. Fazlasıyla susadığımı fark etmiştim, yavaş hareketlerle üstümden battaniyeyi kaldırıp kenara koymuştum.
Mutfağa doğru yürürken mutfaktan sesler geldiği duydum jaebum'un sesiydi sanırım. Mutfağa ilk girdiğimde jackson'la göz göze gelmiştim, masada oturuyorlardı ve yüzü bana dönüktü. Bana yine nefretle bakıyordu, benden nefret ettiği her halinden belliydi. Beni gördükçe acı cekiyordu belki de beni görmek ona iyi gelmiyordu buna eminim. Bu evde durmak istemiyordum.
Jaebum arkasını dönüp bana bakmıştı gülümsemesiyle beraber "yemek yiyordunuz sanırım ben size rahatsızlık vermiyim afiyet olsun" dedikten sonra yapmacık bir gülümseme atmıştım. Arkamı döndüğümde jaebum "bizde seni bekliyorduk gelsene" demişti jaebum'a dönüp "gerçek..." daha bir şey diyemeden sözümü jackson kesmişti "kendi adına konuş jaebum" diyerek masadan kalkıp bahçeye çıkan kapıdan çıkmıştı.
Jaebum "otursana" demişti sandalyeyi gösterip, yavaşça karşısındaki sandalyeye oturmuştum "jackson haklı ben bile babam olacak o adamla aynı masaya oturmuyorum jackson benle neden otursun?" demiştim hafif şekilde gülerek "çünkü sen babam gibi değilsin jackson bunu bir türlü kabullenemiyor çünkü öfkesi hala ilk günkü gibi" demişti jaebum, haklıydı benimde ona olan öfkem hiç dinmiyordu. Gözlerine bakıp "benden fazlasıyla nefret ediyor" demiştim sadece.
Jaebum'sa sessiz kalmayı tercih etmişti.
Masadan kalkmak için sandalyemi geri doğru cekmistim "bir seyler yemeyecek misin?" diye sorduğunda jaebum'a bakmıştım "canım istemiyor" dedikten sonra ayağa kalkmıştım. Jaebum'da ayağa kalkıp "o zaman bahçeye çıkıp biraz hava alalım" demişti, aslında kötü bir fikir değildi biraz hava almak iyi gelebilirdi. Jaebum öncen çıktığında onu takip ediyordum, evin içi kadar bahçeside güzeldi gerçekten. Gözlerimi bahçede gezdiriyordum bahçenin her yanında cicekler vardı, fazlasıyla mükemmel.
Gözlerimi gezdirdiğimde jackson'a denk gelmiştim omun bahçede olduğu tamamen unutmuştum, çiçeklere şu veriyordu yavaş ve kibar bir şekilde. Onun suan ki huzurunu bozmaya hakkım yoktu, beni görüp yine sinirlenmesini ve acılarını hatırlamasını istemiyordum,bir an önce içeri girmeliydim ki o an gözlerimiz buluşmuştu.
LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN, HEPİNİZE TEŞEKKÜRLER 🙏🏻💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON İNTİKAM
FanfictionAKLA YATMAYAN BİRİNİ KALBİNE SIĞDIRMAKTIR AŞK. "EN DERİN DENİZLERDE BOĞULA BOĞULA ÖĞRENİRSİN TEK BİR NEFESLE YAŞAMAYI" ELBET BİR GÜN SENİNDE SONUN OLACAK.