Chanyeol's Duties || ChanBaek

The Boy Who Falls In Love

"Evine dön Yeol."

Chanyeol aklına gelen şeyle yutkundu. Sehun'a ve sevgilisine çaktırmadan telefonun ses kaydını açtı ve koltuk minderlerinin arasına sıkıştırdı.
"Peki... Sonra anlatırsın."

Hızla evden çıktı. Telefonuna tekrar kavuşması için sabahı beklemesi gerekecekti.

Yaptığı şey doğru değildi ama yaptığı en yanlış şey de değildi. Sehun'a belki de binlerce kez neler olup bittiğini sorsa da cevap alamamıştı.

Tek bildiği Sehun'un evinde birkaç kilit olduğuydu ve takımın kilit uzmanı Kris'ti. Bu hiç iyi olmamıştı.

Seçenekleri uzun uzadıya düşününce başka çare olmadığına karar verdi ve ablasının telefonunda Kris'e yarın sabah okuldan önce evine gelmesini söyleyen bir mesaj attı.

Şu an Sehun'un evinde neler olduğunu çok merak etse de sorun değildi, nasıl olsa yarın hepsini öğrenecekti.

*******

Kris sabahın ilk ışıklarıyla çoktan Chanyeol'un kapısının önüne gelmişti.

Chanyeol bahçeye çıktığında Kris kollarını göğsünde birleştirmiş, sakin bir şekilde ona bakıyordu. "Tam olarak nereye girmemi istiyorsun?"

Kris günaydın bile demeden konuya girdiğinde Chanyeol kaşlarını çattı. "Şu ev. Ama biraz beklememiz gerekiyor, henüz evden çıkmadı."

Kris bir sigara yaktı ve verandaya oturup beklemeye başladı. Chanyeol bir şey demesi gerekip gerekmediğini düşünürken Sehun kapıda görünmüştü.

Kulaklıklarını takmış, etrafına bakmadan okula yürürken Kris şaşkınca Chanyeol'a döndü. "Sehun'un evini mi? O çocukla iyi arkadaş olduğunu sanıyordum?" Birkaç dakikalık sessizlikten sonra güldü. "Duyduğuma göre seninki intihar etmeye çalışmış."

Chanyeol yumruklarını sıkarak derin bir nefes aldı. "Bu konuyu konuşmak istemiyorum Kris."

"Sana para verip vermediğini çok merak ediyorum. Ne kadar ödüyor onu koruman için?"

"Ondan para almıyorum."

"Buna inanayım mı?"

"Baekhyun'un ikiziyle takılıyorum, aramızdaki yakınlığın tek sebebi bu."

Kris umursamaz bir şekilde omuzlarını silkti. "Hadi eve girelim."

Kris yanında getirdiği İsveç çakısını açtı ve içinden çeşitli boylardaki bıçakları ayırdı. "Yeol, sen etrafa bak."

Chanyeol etrafı kolaçan ederken Kris de kilitleri tek tek açmaya başlamıştı. Elindeki sivri şeyleri değişik açılarla deliğe yerleştiriyor ve nokta atışı şeklinde açıyordu.

"Tanrım, bu çocuk neden bu kadar çok kilit takmış buraya? Sanırsın devlet başkanının oğlu olan o."

Aslına bakarsan o da oğlu... Chanyeol bir şey demeden sokağa bakmaya devam etti.

Sonunda kapı açıldığında Kris geri gitti. "Başka bir şey gerekiyor mu?"

"Hayır. Hemen gidiyor musun?"

Kris yavaşça başını salladı. "Durmam için bir sebep var mı?"

"Biraz beklersen sonra eve uğrayıp paranı verebilirim."

"Paranı istemiyorum dostum..." Kris kırılmış bir şekilde ona baktı. "Bir boklar yiyorsun ve bunun ucu devlet başkanına kadar gidiyor. Paranı falan istemiyorum, sadece bu işe dahil olduğumu unut."