AFİTAP

26. BÖLÜM - SEVGİ UĞRUNA

Bölüm şarkısı;
Rauf / Hain

"Sen ne dediğinin farkında mısın?"

Gözlerini kaçırdı benden. Güçsüzce göğsünden ittim onu.

"Bana söz vermiştin Bora!"

"Senin için yapt-"

Bir iki adım geriye atarken ellerimi sinirle başıma vurdum.

"Birisi de benim için bir şey yaparken benim fikrimi sorsun artık!"

"Olması gereken buydu."

Bağırdım.

"Kime göre? Kime göre Bora?"

Sessizliğini bozup gürledi.

"Bak, onca şeye rağmen dışarıda kalman için elimden geleni yapıyorum! Senin yaptıklarını bir başkası yapıp dışarıda böyle rahat gezemez. Anladın mı? Ama göz göre göre birilerine daha zarar vermene izin veremezdim."

Duraksadım, ellerim usulca aşağı doğru kaydı saçlarımdan. Gürlemesi yavaşladığında ellerini uzattı yüzüme, nefretle ittim ellerini.

"Yapma, benim için hiçbir şey yapma!"

Kemikli yüzü daha da keskinleşti. İşaret parmağımı doğrulttum, öfkem damarlarımı patlatacaktı.

"Benim işime karışma yeter!"

Omzuna çarparak geçtim yanından. Adımlarım bastığım yeri çatlatacak sertlikteydi. Gözlerimi sımsıkı kapatıp açarken gözyaşlarıma engel olamadım. Hırsım mıydı beni ağlatan, yoksa etrafımdaki herkesin başına gelenlerin suçlusu olmak mı bilmiyorum.

Çalan telefonumu çıkardım cebimden. Açmadan önce arkamı kontrol ettim, Deniz aracından uzaklaşmış telefonuyla konuşurken, Asil, Rüya'nın yanından ayrılmıyordu. Bora araca yaslanmış, ayak ucuyla yeri eziyordu.

Duymayacaklarından emin olup dişlerimin arasından gürledim.

"Allah şahidim olsun seni öldüreceğim!"

"Ne bu öfke hayatım, sakin ol biraz..."

Duyduğum ses Aslı'ya aitti ve sakinliği çıldırtacak cinstendi. Ege değilse geriye zaten o kalıyordu. Sessiz kalıp bekledim.

"Imm, burada küçük bir melek varmış..."

Sevimli çıkması için uğraştığı sesi, sinir bozucuydu. Bıkkınlıkla nefesimi verdim.

"Ne diyorsun sen?"

"Diyorum ki, eğer söyleyeceğim adrese yarım saat içinde gelmezsen bu küçük kızı öldürmekte tereddüt dahi etmem. Ve sakın bir başkasına haber vermek gibi bir hata yapma. Tek başına geleceksin!"

Cevap bile beklemeden öylece kapattığında bir küfür savurdum. Ben henüz Aslı'nın söylediklerini idrak edememişken Bora'nın sesiyle irkildim.

"Kimdi?"

Çatık kaşlarımın altından delici bakışlar atıp "Daha kaç defa bana karışmamanı söylemem gerekiyor?" diye tersledim.