Selin yine evden çıkmıştı. Gözlerinde belli belirsiz uyku vardı. Muhtemelen yine işleri vardı. Selin biz insanlar gibi normaldi. Gözleri ela fakat saçları kum rengi tonlarındaydı. Şu an yirmi yaşında olmasına rağmen hiçbir arkadaşı yoktu. Hep kendi başına olmayı seviyordu çünkü ona emir verecek kimse olmuyordu.
Evet her insan yalnız değildir. Fakat Selin'de normal gitmeyen bir şey vardı .Ne kadar düzgün bir insan olsa da onu ümitsizlik ve karanlığa götüren bir şey olmalıydı.
Ailesi ile yaşamıyordu. Yalnızlık onun sağ koluydu çünkü. O gün ailesinin yaşadığı eve gidecekti. Yollar her zaman ki gibi kalabalıktı. Eve vardığında bir telaş fark etti. Annesi babasıyla kavga ediyor, babası ne dese on kelimesinden dokuzu küfür oluyordu. Hatta bağrışmaların yüksek tonda çıktığı yerde babası el bile kaldırıyordu. İçeri girdi. Babası seline doğru koşup bir tokat attı ve bu her şeyin başlamasına sebep oldu. Hem de her şeyin !
Babası Selin'i zalimce yerden yere vuruyordu. Selin dayanamadı ve tam babası ona vuracakken babasının elini tuttu ve ters yöne savurdu. Bunu yapmamalıydı. Çünkü ona vurmuştu ve bu da bir karadelikte yarık oluşturmak demekti. Annesine ve babasına el kaldırmanın cezası fazla ağır oluyordu. Cezası ise onun kaldıramayacağı en büyük korkusu olacaktı.
Selin zorla evden çıktı. Canını zor kurtarmış denebilirdi. Evine gidip uyuması gerekiyordu. Aynen de öyle yaptı. Eve gitti ve gerekli ihtiyaçlarını karşılayıp uyumaya başladı.
Selin birden sıçrayarak uyandı. Saat gece 03:00 olmuştu. Kalkıp bir yudum su içti. Evde tek olması onu ürkütüyordu. Üzerine gördüğü bu rüya onu çok etkilemişti.
Bir zaman sonra bir ses işitti. İrkilerek kapıya baktı bu saatte kim olacaktı ki?
Kapıya doğru yöneldi. Kapının göz merceğinden baktı fakat kimse görünürde yoktu . Kapıyı açıp kontrol etti. Sonra ise kapatıp kilitledi. Yatağına yattı daha beş dakika olmamıştı ve kapı tekrar çaldı. Az önce yaptığı şeyleri tekrar yaptı fakat yine kimse yoktu. Bu sefer korkmaya başladı. Tekrar kapı sesi duyulduğunda annesi bağırmaya başladı: "Açsana kızım kapıyı !İyi misin evladım, Selin!"
Selin koşarak kapıyı açtı. Gerçekten de annesiydi. Annesi telaşlı bir şekilde: "Kızım bu gün olanlardan sonra bir bakmak istedim." dedi üzgün ve çaresiz bir şekilde ve usulca koltuğa oturdu. Selin annesine usulca bakarken aniden bahçeden bir çığlık sesi geldi. Selin'in annesi korkusunu gizleyemedi ve yüksek sesle bağırdı: "O ses neydi Selin!"Selin şaşırarak ve korkarak cevap verdi:"Bilmiyorum ama korkuyorum.." Annesi bunun üzerine: "Tamam sen burda bekle ben bakıp geliyorum bir yere kaybolma."Selin bir şey demedi ve annesi de evden çıktı.
Tamı tamına on beş dakika olmuştu ve annesi hala yoktu. Selin bu 15 dakika içinde sürekli kapıya gidip gelmişti ama kimse yoktu. Artık annesini aramaya karar verdi. Telefonunu aldı ve gerekli tuşları çevirdi: "Alo anne! İyi misin bir çıktın evden bir daha gelmedin! Merak ettim nerdesin?"Annesi şaşırarak telefonu merakla dinledi ve Selin sözünü bitirdiğinde sakince cevap verdi:
"İyi de kızım ben sana hiç gelmedim ki.."Selin korkmuştu. Çünkü annesi gerçekten hiç yalan söylemezdi. Ama Selin emindi çünkü eve gelen gerçekten de annesiydi. Eğer Annesi yalan söylemiyorsa eve gelen kimdi? Bu kadar soru ve korku onu boğmuştu. Buna bir son vermek istiyordu ve bunu nasıl yapacağını da çok iyi biliyordu. Çok kan dökülecekti ama sonucunda neye, nereye varacaktı bilmiyordu...
Buraya kadar geldiyseniz lütfen oylamayı unutmayın (:
Diğer bölümler sizi bekliyor :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kontrol Altı
ParanormalKoridorda yavaşça yürümeye başladım. İleride gördüğüm küçük kız çocuğu bana masumca bakıyordu. Muhtemelen kaybolmuştu. Yanına yaklaştıkça ona bir yakınlık hissediyordum. Sanki aramızda önceden beri var olan bir bağ varmış gibi. Ben gittikçe arka ta...