Karısı ben değilim

3.8K 142 6
                                    

İstanbul'un ücra semtlerinden birinde masum bir insanın canını yakacak sinsi planlar yapılıyordu. Yaraları yeni yeni iyileşmeye başlayan adam elinde tuttuğu kadının fotoğrafına bakarken, karanlık arzuları kabarıyordu içinde. Durumu intikam almaktan bir tık uzaktaydı artık. Artan libidosu kadına zarar vermenin ötesinde zevk planları yapılmasında rol oynuyordu.

İçeri giren ürkütücü iri yarı adamı kısa bir baş selamı sonrası Amir El Baki'nin önünde durdu. Konuşmak için onayını bekliyordu.

"Anlat" Aldığı kesin emirle gözlemlediklerini aktardı adam.

"Bulduğumuz adres doğru patron. Kadın orada yaşıyor. Ama yaklaşamıyoruz çevresine. Karayiğit önlemini almış kuş uçurtmuyor."

Duydukları adamın canını sıksa da sabırlıydı en zayıf anlarını bekleyecekti hamlesini yapmak için. Ama bu işin içinde başka bir iş olduğunu da düşünmeden edemiyordu. Erdem karısını nasıl başka bir yerde yaşatıyordu?

Nitekim bir kaç gün sonra adamı gelip kadının valizini de alarak evden ayrıldığını söylemişti.
Erdem'e attığı o mesajdan sonra karısını uzakta tutacağını beklemezdi doğrusu. Ön görülebilir bir hamleydi bu. Ama asıl beklemediği şey kadının sürekli olarak babasının evine korumalarıyla birlikte gelip gitmesiydi. Sinsice kıvrıldı dudakları Erdem'in karısı üzerine böylesine titremesi içindeki rekabetçi yanı daha çok tetikliyordu. Ve biliyordu mutlaka bir açık vereceklerdi.

Karısının dışında Erdem'i de izletiyordu. İlk başlarda bir sokağa park edip bir kaç saat sonra gittiğini söyleyen adamları, kendisi gibi bu duruma bir anlam verememişti. Ama daha sonra bir daha hiç gitmediğinden Amir El Baki üzerinde durmamış, aklından da çıkarmıştı.

Oturduğu koltukta yayıldı geriye doğru ve bir kaç gün öncesine ait magazin haberlerinin bulunduğu gazete sayfasını aldı eline. "Hissediyorum güzellik benim olmana çok az kaldı." dedi o güzel kadının resminin üzerinden parmaklarıyla geçerek.

Sabırsızlıkla intikam gününün gelmesini beklediği izbe depoda yakılanan telefonunu açtı heyecan dolu bir beklentiyle.
"Konuş"
Sabırsızlığı sesine yansımıştı. Telefonun ucundan gelen haberi kötücül bir kahkahayla karşıladı. Gözleri istediğine ulaşacak olmanın hazzıyla parlıyordu.
"Hemen alın kadını. İncitmeden ve kimseye fark edilmeden."
Gülümserken depoda bulanan eski bir koltuğa attı kendini. Keyifle yaslandı arkasına.

Daha önceden ayarladıkları buluşma yerine gitmeden önce kahvesini tadına varırcasına bir yavaşlıkla yudumlarken, "İşte şimdi cehennem azabı yaşatacağım sana Erdem bekle sen" dedi ve bir kahkaha daha savurdu kahveyi şapırdatarak içerken.
***
"Patron adamlar nasıl haber aldıysa arkamızdalar. Buluşma yerini mi değiştirsek."
Amir El Baki sinirle sıktı telefonu. "Zeki herif" diye düşündü suratını buruşturarak.

"Kadının üstünde verici ya da başka bir şey vardır mutlaka. Hemen bakın." Verdiği emir sonrası telefonun ucundan itiraz sesleri, bağırtılar ve küfürler ulaşınca kulağına doğru yolda olduğunu anladı. "Ama ben de zekiyim unutma" diye devam etti düşüncesine sırıtarak.

"Varmış patron kolyesine gizlemişler. Atalım mı ne yapalım?"

Aceleyle bağırdı Amir El Baki. "Durun, sakın!"
"Siz sadece biraz bize zaman kazandırın arayı açın. Ben buluşma yerindeyim zaten gelin araba değiştireceğiz."
Ve şanslarına Erdem'in arabası geride kalmıştı arkasında bir toz bulutu çıkararak.
Acımasızlığıyla ün salmış Amir El Baki'nin sinsice devreye giren yeni planlarından habersiz olan Erdem'e küçük bir sürpriz bırakarak, yeniden yola koyuldular.

Genç kadın korkuyla koltuğunda geri büzülmüştü ve Amir El Baki onun fotoğraftan daha da güzel olduğunu düşündü.

"Merhaba güzellik. Eğer uslu bir kadın olursan canını yakmam. Yok eğer yaramazlık yapmaya kalkarsan sonuçlarından keyif alan sadece ben olurum. Bilmem anlatabildim mi?"

MASUMİYETİN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin