21/11/2006
Phoenix, odasında aynanın karşısında son rötuşlarını yapıyordu. Uzun zamandır içi içine sığmıyordu. Bayan Weasley William ve kendisi için gecikmiş bir aileye hoş geldin partisi düzenleyecekti. Phoenix ilk kez Weasley ailesini tamamen görebilecekti. Tabii ki William da.
Bugün ne annesini ne de kayıp Prewett'ı düşünmek istiyordu. Normal bir akşam geçirmek istiyordu. Boğazında bir yumru olmadan konuşmak istiyordu. Gergin hissetmediği bir an yaşamayı umuyordu. Bu akşam böyle şeyler yaşayabilmesi için oğlu ve kendisi için eşsiz bir fırsattı. Oğluyla kaliteli bir vakit geçirebileceği için seviniyordu.
Hazırlandıktan sonra oğlunun odasının kapısını çalmıştı. Oğlunun sesini duyduktan sonra içeri girmişti. Hızlıca oğlunun duvarlara astığı yeni posterlere bakmıştı. Dolabının yanında duran süpürgeyi hemen fark etmişti. Yatağına sarılmış Gryffindor atkısı dikkatini çeken ikinci şeydi. Bu da nereden çıkmıştı? Charlie ile geçirdikleri vaktin bir sonucu olmalıydı. Oysa oğlunun okullar konusunda tarafsız olmasını istiyordu. İlla ki, Hogwarts'a gidecek diye bir kural yoktu. Dünya'da bir sürü büyücülük okulu vardı ve William'ın bu konu hakkında açık fikirli olmasını istemişti. Görünüşe bakılırsa, Charlie ile bu konu hakkında oldukça farklı fikirlere sahiptiler.
"Hazır mısın?" dedi aynada kendisini süzen oğluna bakarak.
"Hazırım anne. Babam, Percy amcanın da geleceğini söyledi."
"Evet, onlar da gelecek. George ve Bill amcan da gelecekler."
"Teddy gelecek mi? Geçen sefer Bay Potter onunla gelmişti."
"Bilmiyorum canım. Umarım gelir, onu ben de özledim. Hadi artık gidelim." Dedi.
Phoenix etrafı kolaçan ettikten sonra oğluyla salona geçmişti. Şöminenin üzerinden bir tutam uç uç tozu alıp oğlunun avucuna doldurmuştu. Diğer tutamı alırken oğluna bakmıştı.
"Nasıl kullanıldığını biliyorsun değil mi?" dedi. Oğlunun cevabı ise kısa bir hıhlama olmuştu.
"Tabii ki biliyorum anne." Demişti. Phoenix tam karşısında durduğunda hemen şöminenin içine girip 'Kovuk!' diye bağırmıştı. William yeşil ışıklar içinde kaybolurken Phoenix sakince oğlunu izlemişti. Ardından daha fazla zaman kaybetmeden oğlunu takip etmişti.
İçeride ise gürültülü bir kalabalık hakimdi. Bayan Weasley Ginny ve Angelina ile mutfaktaydı. Hermione yukarıdaydı. Fleur ve Harry ortalıkta koşuşturan çocuklarla ilgileniyorlardı. Bill, Charlie ve George ise koltukta oturuyorlardı. Charlie onlara son zamanlarda öğrendiklerini anlatmayı yeni bitirmişti.
"İyi ama tüm bunların Phoenix ile alakası nedir?" demişti George.
"Bilmiyorum. Ama elbisenin sahibinin Carina olduğu kesinleşti."
"Yine de bu vakanın açılması iyi olmuş. Annemin bunca zaman boyunca bundan bahsetmemiş olduğuna inanamıyorum." Dedi Bill. Aslında Charlie de inanamıyordu. Bunca zaman boyunca bunu nasıl içinde tutabilmişti?
"Phoenix'e olanları anlattıktan sonra sanki biraz daha rahatlamış gibiydi."
"Annemin vakanın yeniden açıldığının haberi var mı?"
"Henüz yok. Yemekte söyleyeceğim." Dedi Charlie. Tam şömineye bakıyordu ki, Phoenix ve William'ı görmüştü. Onlar da kendisine doğru geliyorlardı. William yanına gelmeyi beklemeden konuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka'nın Dönüşü
FanfictionOlduğu kişiden oldum olası nefret etmişti zaten. Safkanlıklarıyla övünen bir ailenin umursamaz evladı olarak doğmuştu. Hiçbir şekilde onlara ait olmamıştı. Ne görünüşüyle, ne fikirleriyle, ne gittiği okulla, ne de sevdiği insanlarla...