Sihirli Sır

90 8 1
                                        

Yürümeye ikna ettim onu. Biraz da o kendinden bahsetti bana. Anne ve babasıyla yaşayan, büyük ve fazla heyecanlı hayalleri olan bir gençmiş benim gibi o da. Buraya, yaşadığı yerden çok uzaklara hayallerine ulaşabilmek için geldiğini, tek başına yaşamayı göze aldığını anlattı. Tek başına yaşamasında bir sorun yokmuş aslında. Yalnızca hastalığı yüzünden nadir de olsa ani bayılmalar yaşadığından yanında birisinin olması kötü riskleri azaltıyormuş. Sürekli gittiği doktoru da ne yazık ki artık çok uzaktaymış ona. Bunları öğrendiğimde dışarıdaki her şey, hava, rüzgâr bile beni boğuyormuş gibi hissettim. Bir daha hastalığının tetiklememesini, asla bayılmamasını diledim. Aynı bir gün yaşlanacak olsak bile hep genç kalmayı dilemek gibi. Olmayacağını biliyordum,yine de diledim. Fazla gerilmiştim. Sakin olup abartmamamı, artık alıştığını, kendini kontrol edebildiğini ve korksaydı eğer buraya gelmeye cesaret edemeyeceğini söyledi. Rahatlamıştım. Matematik oranıyla bakarsak eğer, rahatlama oranım %0.01 idi, belki de daha az. Onu iyileştirmeyi hedeflemiştim. Hedefim olmazsa ve ilerlemezsem gemimin yıkılacağını biliyordum. Küçük hayaller kurmuştum o an. Bizimle birlikte yaşadığını düşledim. Sonra korkularıma ışık olan sesiyle hayallerimden uyandırdı beni. Aslında kendini çok yakışıklı bulmadığını söyledi utanarak. Fotoğraf çekinmeyi çok sevdiğini anlattı bana. Boş olduğu günlerde kendi kendine hazırlanıp dışarı çıkarak bütün gün fotoğraf çekinirmiş. Kendini beğenmemesi imkansızdı. Genelde onun güzelliği aklımı başımdan almasın diye konuşurken bakamıyordum ona. O benzersizdi. Fotoğraflarının bazılarını gösterdi bana. Sanki bütün hepsinde arka plan geceydi de, o da gökyüzünde parlayan en güzel yıldız gibi duruyordu fotoğraflarda. Dikkatimi çeken şeylerden biri de, sürekli saç renginin değişik olmasıydı. Nedenini sordum. Hayallerini anlatmadığı gibi, bunun nedenini de şuan açıklayamayacağını söyledi. Kullandığı bu anlatış şekli beni derinden etkilemişti:
- " Sihirli bir sır gibi düşün, en gerektiği anda kendiliğinden ortaya çıkacak, kendisi gelip seni bulacak. En ihtiyacın olduğu zamanda gelip seni bulmama benzet bunu. Öğrenmek için acele etme lütfen, bilgi gerektiği anda işe yarar biliyorsun. "
Sanırım bugünden sonra hiçbir şey için acele etmeyecektim. Küçücük öğütlerle hayatıma yön veriyordu resmen. Hayatımın kontrolünü bundan sonra ona devretmiştim. Bu çocuk ruhlu gence. İsterse hiçbir zaman ortaya çıkmasın bu sihirli sır. Artık merak etmeyecektim. Sanırım onun yedi ay önce hafızama nasıl girdiğini bulma hırsım azalıyordu. Belki de ona olan hislerim, bağlılığımla yok bile olabilirdi. O benim en güzel bağımlılığımdı. Neden nedenini bu kadar kurcalıyordum ki? Sonucuyla mutlu olmaya bakmalıydım. Geçmişle kafamı yormayacak, geleceğe dair ise asla planlar yapmayacaktım bundan sonra. Bu anımı planlar, endişelerle doldurursam, gelecekte şuanki eşsiz mutluluğumu belki de kaybettiğimde yaptığım planların güzel sonuçları olmuşsa bile işe yaramayacaktı. Bu yüzden akışına bırakmalıydım.

Bugün bizim mutluluğumuzu hava duymuş olmalı ki bu kadar güzeldi. Sadece fazla güneş vardı. Gözlüklerim sayesinde farketmiyordum bile güneşi. Jimin'in güneşle olan sevimli imtihanı sayesinde farketmiştim. Gözünü açamıyordu bile. Ben de onun tatlılığına gülüyordum. Kaç saattir gözlük bendeydi zaten, biraz da ona vermek istedim. Bu basit gözlük onun eşsiz yüzünde dünyanın en güzel gözlüğü olmuştu benim için. Durdurdum onu. Bu anı kaydetmeliydim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
dreamerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin