İmkansızım Bölüm 1

1.4K 46 14
                                    

Türkiye'de kendimize ait gençlere hitap eden bir kafe de çalışıyorum. Daha doğrusu abimin peşinde kuyruk gibi dolanıp sadece beleşe yaşıyorum burada. Ayrıca bir ikizim bir de kız kardeşim var. Kız kardeşim yurt dışında okuduğu için zar zor görüşüyoruz. İkizim ise sürekli yanımda ve çoğu kardeşlere göre birbirimize çok düşkünüz. Amin adı Berk, ikizimin adı Meriç, kız kardeşimin adı Mina ve benim adım Y/N. Annem Koreli babam ise Türk. Ah bir de sülüğümüz var... İkizimin kız arkadaşı Sena. Onu gördüğüm yerde paralamak istiyorum çünkü sırf ikizimden faydalanmak için onun yakınında dolanıp duruyor. Bugün kafeye geldiğin de de saldırdım hatta... İyi de yaptım.

Meriç : Y/N! Kıza yine mi saldırdın?!

Y/N : EVETT! Oh ne iyi yaptım. 

Meriç : Herkese iyisin hoşsun ama neden onunla zıtlaşıyorsun anlamıyorum.

Y/N : Salaksın çünkü. Kızın sana yaklaşımı dışında senin dışındakilerle olan yaklaşımını anlamıyorsun.

Berk : Y/N bırak artık onları kendi hallerine abim. Uğraşma artık.

Cevap vermeden somurtarak üst kata çıktım. Abim ve en önemlisi benim diğer yarımın beni anlamıyor oluşu yeterince moralimi bozmuştu. Kızın bana olan tavır ve konuşması tamamen yapmacıktı. Ama onlar bunu göremiyordu. En sonunda sinirden ağlamaya başlamıştım. Kolay kolay ağlayan bir yapım yoktu ve çok nadir ağlardım. Tabi bu zamana kadar... Benim canımın yandığını anlamış olacak ki Meriç üzgün bir şekilde yanıma geldi.

Meriç : Neden ağlıyorsun? Yapma böyle. Sadece ona artık kötü davranma. Onu seviyorum Y/N.

Y/N : Ama o seni sevmiyor. KULLANIYOR! 

Diyerek sinirden daha çok ağlamaya başladım.

Meriç : Lütfen tekrar başlamayalım. Lütfen... 

Dedi ve bana sıkıca sarıldı. 

Meriç : Senin üzülmen en son istediğim şey... Onu kıskanıyor olabilirsin, ama sen benim canımsın, yarımsın... Kimseyi kardeşim ile bir tutmam. Ağlama artık. 

Sadece kafamı salladım.

Y/N : Elimi yüzümü yıkayıp geleceğim, in sen abim tek kaldı.

Dedim ve ayağa kalktım.

Meriç : Pekala... Ama çabuk gel.

Ağlamam sakinleşince diğerlerinin yanına indim. Sena buradaydı. Ve garip bir biçimde bana endişeli gözlerle bakıyordu. Yine amacı neydi. Ben bunları düşünürken Sena birden bana sarıldı ve niyetini belli etti.

Sena : Gereksiz acılarınla benim sevgilimi üzme. Görünen o ki sana inanmamış.

Dedi ve sinsi bir şekilde güldü. 

Y/N : Bıktım senden ciddi anlamda. Neden defolup gitmiyorsun. Hayatımızdan, gözümüzün önünden hatta bu evrenden!

Dedim ve hafifçe omzuna dokundum. O sırada Meriç'in geldiğini gören Sena birden yanağını tutarak ağlamaya başladı ve Meriç'e doğru koştu. Arkasından anlamsızca bakakaldım.

Sena : Gidelim buradan Meriç lütfen... Y/N pek iyi değil sanırım.

Meriç : Neden bebeğim ne oldu ? Ne yaptı ki Y/N?

Sena : Bunu söylemek istemiyorum. Hadi gidelim ne olursun...

Meriç : Bana ne olduğunu söyle Sena!

Sena : Y/N senin hayatından çıkmamı hatta bu evrenden yok olmam gerektiğini söyledi. Sonra bana tokat attı. Lütfen kızma ona... Bugün iyi gününde değil sanırım hadi gidelim.

Duyduğum şeyle güldüm. Şaşırmamıştım. Tam da ona yakışan bir hareketti. Ama ardından olanlar beni yeterince şaşırtmış ve üzmüştü. Meriç yanıma gelerek:

Meriç : Bunu konuşmadık mı Y/N?!!! Bu yaptığın nedir? Nasıl açıklayacaksın bunu bana! Nasıl bu kadar kindar olabiliyorsun!

Meriç'in bana bağırması alışık olmadığım bir şeydi. Ve ben ikinci kez ağlamaya çoktan başlamıştım. Diyecek lafım yoktu. Lakin yapacaklarım vardı. Yapmadığım bir şey yüzünden laf işitip ağlayacaksam işittiğim laflara değsin diye düşünerek Sena'ya doğru ilerledim ve ona sert bir tokat attım. Meriç öfke ile bana bakıyordu ama onu affetmeyecektim. Tam kapıdan çıkacaktım ki ünlü Kore grubu BTS'in bizim kafeye girdiğini gördüm. Kıpkırmızı gözlerimle onlara hayranlıkla bakıyordum. Diğerleri benim kadar hayran olmamalı ki Meriç kolumdan tuttuğu gibi onlardan önünden çekti beni ve arabasına doğru götürmeye başladı.

İmkansızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin