Alarmın kulak yırtıcı sesi ile kalktım ve lavaboda rutin işlerimi hallettim. Ve hemen odaya geri dönüp Jimin'i sinsice uyandırma yöntemlerimden biri ile uyandırmak için yapmama gerekeni yaptım.
Yavaş bi şekilde Jimin'in üzerine çıkıp oturmamam gereken bir yere otursam da işimi yapmaya devam ettim. Tabii bunun öncesinde ise üzerime koyu bordo biraz fazla açık ve saten bir sabahlık takım giymiştim.
Jimin'in üzerinde biraz hareket ettim ve dudaklarına birer küçük buse kondurdum ama kondurdum anakonda gibi yapışmadım
-he yaw he-..VE ZAFER...
Jimin uyanmış ve beni üzerinde fark edince birde bunun yanında kıyafeti görünce gözleri farklı yerlere odaklandı. Amacımız buydu değil mi zaten?
Tekrar dudaklarına öptüm ve karşılık verdi. Dudaklarımızı ayırdım ve hemen üzerinden kalktım.
"Jimin kalk ve üstünü giyin kahvaltı yapıp okula gideceğiz daha" dedim kendime uygun kıyafetler bakarken.
"Benimle oynamayı bırak Yun" dedi uyaran ses tonu ile
"Ne yaptım ki ben" dedim şirin bulduğum ses tonumla
"Benden söylemesi dikkat et sevgilim
Jimin lavaboya girince fırsattan istifade hemen kıyafetlerimi giyip kahvaltı hazırlamaya indim.
Mutfağa indim inmesine ama kahvaltı masası donatılmış bir şekilde bana bakıyordu da bunu kim yaptı Jimin desem daha yeni uyandı ben hiç değilim.
"Günaydın mavişim" sol tarafıma dönmem ile dibimde biten Young'a baktım.
"Günaydın sanada da sen eve nasıl girdin tatlım?" Dedim mal mal bakarken.
"Taehyung'da sizin yedek anahtar varmış Jimin verdi sanırım onunla girdik."
"Girdik? "
"Taehyung ve ben"
Anladığımı belli ettikten sonra Jimin'e seslendim
"Jimin! Hadi ama aç kaldım burda!" Dedim Young ile birbirimize bakıp gülerken.
O sırada Tae salondan geldi ve yüzüme bakmadan masaya oturdu.
"Sanada Günaydın Tae" dedim ima ile
"Gönöydon sonodo Yon" ağzı dolu bir şekilde konuşmaya çalışıyordu ve şuansa boğuluyordu.
Hemen Young sırtına vurmaya başladı ve bende o sırada suyu getirip verdim.
"Ölüyorum sandım" dedi
"Bana Günaydın demezsen öyle olur" dedim.
**
Okuldaki müzik sınıfındaki enstürmanlar yetersiz geldiği için şuan dersine girdiğim sınıfları gezip istedikleri müzik aleti varmı diye soruyordum çünki müdür bey eksiklerin listesini istemişti sanırım onları yani eksikleri tamamlanacaktı.
12-H
Sınıfa girip sınıf başkanını aradı gözlerim ve buldum.
Sınıf başkanları Lee Hyungtae(Hatırlatmayan varsa Yun'un eski manitasinin yani Lee min-hoo'nun oğlu)
"Hyungtae sınıfınızın çok istediği ve gerek duyduğunuz müzik aleti var mı? "
"Var hocam"
"Bana söyler misin?"
"Tabii. Piyano ve bateri seti hocam"
"Peki Sağol." Dedim ve boş sınıftan çıkacakken bileğimden tuttu Hyungtae
"Bir sorun mu var Hyungtae? "
"Evet var hocam biraz konuşsak"
"Peki ama çok fazla olmazsa sevinirim işlerim var"
"Peki hocam. Ben birine aşık oldum. "
"Senin adına ve bu şanslı kızın adına sevindim ama tam olarak sorun ne?"
"Sorun benim onu sevmem ve onun benden büyük olması ve bir de evli olması."
"Hm. Peki kızın bundan haberi varmı?"
"Hayır yok."dedi gözleri dolu bir şekilde.
"Bana adını söyler misim peki?"
"A-adı Yun. Min Yun" dedi veben oturduğum sırada civiledim adeta.
"Şimdi ise Park Yun oldu."
Sinirle sınıftan çıktım ve lavaboya koştum sinir kat sayım her saniye artarken içeriye So-yun girdi.
"Yun? Ne oldu ne bu sinir?" Dedi telaşla
"Hyungtae. Öğrencim"
"Ne olmuş ona?"
"Min-hoo'nun oğlu"
"Ee Yun çatlatma adamı! "
"Bana aşık olduğunu s-söyledi"
"Ne! Peki babasının eski sevgilisinin sen olduğunu biliyor mu?"
"Bilmiyorum" dedim ve elime yüzüme su vurup tam kapıdan çıkacakken altımdaki yoğun ıslaklık ile durdum.
"Şimdi ne oldu Yunnie?"
"Biraz bekle"
Bir hışımla lavaboya girdim
İç çamaşırıma baktığımdada kanamam olduğunu gördüm."So-yun b-benim kanamam var sanırım" dedim
"Ne Yun hâlâ devam ediyor mu kanama peki?"
"Evet b-ben korkuyorum So-yun" dedim kısık çıkan sesim ile.
Hemen iç çamaşırıma bolca peçete yerleştirip çıktım bunu Jimin'e söylemem gerekiyordu çünkü çok şiddetteli ağrılar vuruyordu karnıma
So-yun bizimkileri çağırmadan önce beni boş revire getirdi ve öğretmenler odasına gitti bizimkileri çağırmak için
Ağlıyorum. Sadece sessiz bir şekilde ağlıyordum. Bebeğimi kaybetme korkusu ruhumu esir alsada sessizce kendimi avutuyordum.
Revirin kapısı büyük bir gürültü ile açıldığında bunun Jimin olduğunu kapıdan girmesi ve burnuma kokusunun gelmesi ile anlamıştım.
Başım öne eğik sessizce hâlâ ağlıyordum o sırada Jimin önüme çömeldi ve elleri ile ağlamaktan ıslanmış yanaklarımı kavradı.
"Sevgilim ne oldu tam olarak anlat bana" dedi sakin ve bir o kdarda endişeli sesi ile.
Bense
"Hiçbir sorun yok sevgilim"
Ve karanlık...
~~~~~~■~~~~~~
↓↓↓BILIYORUM ÇOK GEÇ GELDİ YB AMA LÜTFEN IDARE EDİN SADECE BİR HAZİRAN'A KADAR ÇÜNKÜ BEN 8. SINIF ÖĞRENCİSIYIM VE LGS SINAVI VAR BU YÜZDEN SÜREKLİ DERS YAPIYORUM AMA BİR HAZİRANDAN SONRA TEKRAR BERABERIZ BENİ ANLAYACAGINIZI BILIYORUM VE SİZİ SEVİYORUM♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥