Ceset

69 12 16
                                    

Bu ilk roman deneyimim sürçü lisan olur ise affola.

Burası benim dünyam, kapısı kalp,
Anahtarı sevgi. Saygı kuralları içinde her türlü eleştiriye açığım.

Soğuk bir kış günüydü. Emre yaklaş bir aydır sevgilisi olan Pelinden , ilk defa hediye almıştı. Emre , hediyeyi yatağının karşısında duran kitaplığa koydu. Hediyeyi poşetinden çıkardı. Bir kutuya koymuştu hediyeyi. Muhtemelen bir ayakkabı yahut kitap olabileceğini aklından geçirdi. Kutuyu açtı ,gördüğü manzara karşısında saşkınlığını gizleyemedi. " bu da ne?" diye düşündü Emre. Pelin, ona ilk defa hediye vermişti , oda kanları üzerinde kuruyup pıhtılaşmış bir bıçakdı. Bıçağı aldı ,dışarı kapısının da bulunduğu oturma odasına geldi.
Bıcağı masaya koydu, bir sandalye çekip oturdu. Ellerini kafasına dayadığı esnada kapı çaldı.
emre " Hay aksi kimseyide beklemiyordum." Diye düşündü.
Kapıyı açması ile 2 tane polis memuru belirdi. Biri zayıf, sakalsız, uzun; diğeri ona oranla kalıplı kısa ve sakallıydı. 
Emre
- Buyrun?
Sakalsız olan
- Hakkınızda ihbar aldık.
- Bu mümkün değil.( ses tonu heyecanlı)
- lütfen zorluk çıkarmayın.
Tam Emre'yi aldıkları sırada, sakallı memur:
- içerde bir bıçak var masanın karşısında.
- Sevgilim verdi polis bey yemin ederim.
- 2 dk da sevgilisini de sattı bu.
Bıçağıda masadan ,eldiven ile, kaldırıp emre ile polis merkezine götürdüler.
 

                Polis  Merkezi

Emre olan bitene anlam veremiyor, ne olup bittiğini bir an önce öğrenme isteği ile
- ben suçsuzum bir yanlışlık yapıyorsunuz, avukatımı istiyorum, diyordu.
Kapıdan içeri babasının eski meslektaşı olan, 45 yaşında, kel ve yaşına oranla yaşlı gösteren avukat furkan girdi.
Polis memuru ile birşeyler konuşuyordu lakin  Emre bunları duymadı.
Avukat parmaklıklar ardında olan Emrenin yanına geldi ve Parmaklıklar ardından
- 1 gündür burdasın şanşlısın ki tek başınasın koğuşta sen buralara alışık değilsin, dedi. Ses tonu Emre'yi biraz korkutmakla birlikte meraklandırıyordu.
- Sonuç ne ?  Beni burdan...
- Önce bi olayı öğreneyim de sakin ol sen.
- Abi  sevgilimden hediye aldım açtım ve içinden bıçak çıktı. Olay tamamen bundan ibaret.
- Bıçağa dokundun mu?
- evet
- iyi halt yedin! Ah neden herkes meraklı olmak zorunda.  Bunu onlara söyledin mi peki? Sesi biraz yumuşadı avukatın

Emre:
- Beni tutukladıkları esnada söyledim lakin ifade vermedim seni bekledim.
- iyi ben bunu dillendiricem sen kafanı sakin tut.
Avukat ordan ayrıldı. Emre ellerini başına dayayıp, bir köşede sessizce hıçkırarak ağlamaya başladı.



3 gün sonra avukat tekrar geldi.
- Bir ceset bulmuşlar emre, dedi hiç bozuntuya vermeden.
- Allah kahretsin ya babam ölmeden öncesinde bir gün kızlar insanı vezir de eder rezilde demişti, dedi.  İçinde yoğun bir sevgilisine karşı olan öfke ile hapise girmesi ihtimaline karşın korku ve üzüntü.
Avukat
- Şu kızı da ifadede belirttim. Sakin ol cesette inceleme yaparlar ve en yakın zamanda sen burdan çıkarsın sakin ol.
Emre :
- öldürülen kişi kim?
- Engin adında biri, seninle aynı sınıfta olduğu söyleniyor.
- Ben onla kavga etmiştim, şimdi herşeyi anladım.
- Sen birde onla kavga mı ettin ? Buyur bide burdan yak! Nasıl savunucam seni ben şimdi! Salakmısın sen?  Olayı düzgünce anlat.
Rahatlamış görünen Emre'nin yüzünü bir tebessüm aldı.
- Bak bide gülüyor anlatsana Emre!
Emre:
- Biz tenefüsteydik bilirsin ki ben üni. 2 yim, sevgilim ise 1  neyse sevgilim bana onu , yani ölen kişiyi gösterip bana dokundu, beni taciz etti demisti. Bende onu dövdüm ama abi görsen ne güzel vuruyorum. Adeta bi sanat mübarek. Demekki ondan sonrasındada kıza musallat oldu ve kız önü öldürdü. Banada ne kadar namuslu  ve güçlü olduğunu göstermek için bıçağı hediye etti.
-Umarım dediğin gibidir. Kız mahkemeye kadar konuşmicağını bildirdi. Bunları söyledikten sonra avukat ayrıldı. Zaman hapiste geçmek bilmiyordu. Bir ay sonra mahkeme günü geldi.

Herkes yerlerini almaya başladı. Sanıklar yerlerine geçti. Pelin üzerinde mavi bi bluz ile göründü.
Emre de bir kot ve siyah bir  takım elbise ile belirdi. Olayı anatmaya ilk Emrenin avutı başladı
- Sayın hakim, durum oldukça basit, müvekkilime Pelin tarafından bir bıçak gönderilmiş. Tamamen masum.( Avukat kesim zafer gözüyle bakıyordu çünkü Pelin avukat dahi tutmaya gerek duymamıştı.)
Hakim Mert'in avukatını dinledikten sonra, peline sordu
- Şimdide olayları sen anlat.
-Sayın hakim, bunlar iftiradan başka birşey değil, okulda kavga ettiler. O çocuk beni taciz etti sevgilim onu dövdü . Sonrasında hırsını alamayıp öldürmüş.
Emre'nin avukatı
- İtiraz ediyorum sayın yargıç!
- Reddedildi, devam et kızım
- Ben suçsuz olduğuma inanıyorum ve  adli tıbbın vericeği yanıtı bekliyorum. O bıçak benim ise dokunmuş olmam gerek.
- itiraz ediyorum sayın yargıç parmak izlerini silmiş olabilir. Nede olsa bir hırsızın kızı o!  Babası bi çatışma sırasında öldü.
Pelin sert bir bakış attı ve
- Sayın hakim, babam bir hırsızdı evet ama bilirsiniz ki herkes babasına çekicek die bi kaide yok. Dinimizdede örnekleri var. Habil ile kabil , hazreti yusufun kardeşleri. Babası ne kadar iyi lakin çocuklar kötü.
Hakim:
- duruşmayı erteliyorum. Bir sonraki duruşma gününde  adli tıbbın kararı ile  bir sonuca kesinlikle varıcağımızdan emin olabilirsiniz.

Okuyan herkese müteşekkirim


Öldürme arzusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin