29

3.2K 165 102
                                    

Hayat ve insanlar bir bütündür. İnsanlar doyumsuz varlıklardı ve doyumsuzlukları onları adil yapmıyor. İstek ve arzuları bitmek bilmez.

Etrafındakileri de kendi arzu ve isteklerine göre şekillenmesini isterler. Aslında birbirinden farklı insanlar bir araya geldiğinde harika bir görüntü sergiliyorlar. Özellikle kalıplaşmış düşüncelere ters olan her şey.

Açık ve kapalının yan yana olması.

Eşcinseller ve heteroların bir arada olaması.

Hepsi olsada temelde yatan problem saygıydı. Saygı görmek isteyenler saygı göstermeyip karşı tarafta suçu bulurdu.

Ütopik düşüncelere kapıldığım bir andan gerçek dünyaya dönmem uzun sürmedi.  Haftasonu etkinliği olarak Caner ile sinemaya gitmiş, çıkışta karnımızı doyurup her sevgilinin yaptığı gibi yanyana yürürken arkamızdan çalınan ıslıklar kulaklarıma doldu.

"Götverenler!! Defolup gidin buradan!"

"İbneler giremez buraya!"

Üzerimizde bulunan tek aksesuar gökkuşaklı bileklikti. Hepsini göt edecek bir dolu laf varken Caner elimi tuttu ve uyarı dolu bakışlarla susturdu beni. İçimde kalacak laflar yüzünden sinirlenirken birbirne girmiş ellerimizi kaldırdı ve sol elinin orta parmağını arkamızdakilere gösterirken ona uyup sağ el orta parmağımı kaldırdım.

"Bu onlara yeter, nefesini başka şeyler için yormalısın." dedi. Ağzındaki sakızı almak için sağ elimi yakasına götürüp kendime doğru çektim.

Dudakları yaptığım hamle ile aralanırken vakit kaybetmeden dudaklarına yapıştım. Önce yavaş öpücükler kondururken dilinin altında kalan sakızı aldım. Geri çekilip yürümeye devam ederken arkamızdaki küfürleri duyabiliyordum.

"Neden yaptın şimdi?"

"Sakızını almak için." Gözlerini devirirken elimi bırakıp yakamdan tutup kendine çevirdi. Pozisyon itibari ile uzaktan görenlerin kavga edecek iki insan olarak görüldüğümüze eminim. Ama Caner ile tuhaf bir iletişimimiz vardı. Kavga ediyor gibi yansırken aslında tutku ile harmanlaşan gözlerimize odaklandığımızı bilmiyorlardı.

"Sakız istiyorsan cebimde var, öpmek için bir bahane olamaz."

"Sakız bahane dudakların şahane Caner." diyerek göz kırptım. Dudaklarına oturan gülümseme ile ceketimin yakasını bırakıp kırışan yerleri düzeltti.

"Eve geçelim daha şahane yerlerimi göstereyim sana." Tekrar elimi tutup uzaktan gelen minibüse el atıp durdu. Yaklaşan minibüsle elini koluma çıkarıp dirseğimi okşadı.

Lanet olsun dirseğimden tahrik olduğumu biliyordu. Ve onu sokak ortasında öptüğüm için beni tahrik ederek cezalandırıyordu. Şüphesiz bana bakıp gözünü kırpması ise bu tezimi doğruluyordu.

***

Hala burada olanlara selamlar!

Uzun zamandır elim tutuk bir kelime yazıp bırakmışım, tamamlamak biraz uzun sürdü.

Kitaplara dalıp burayı unutan bir tek benim sanırım. Kalemim köreliyor bu da beni üzüyor ve yazma hevesim kırılıyor.

Bekleyenlere teşekkür ederim.

Sormak istediğim bir şey var. Dora'nın yola emrah ile çıkıp Caner ile devam etmesi sizin için sorun mu?

Saat (bxb) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin