Yeni bölümümüz geldi millet! Bu gün size kötü bir haber de getirdim maalesef 🙁 Bu hafta sonu şehir dışına çıkacağım, o yüzden pazartesiye bölüm yetiştirememe olasılığım çok yüksek. Özür dilerim ama önümüzdeki hafta iki bölüm yayımlayamayabilirim. Lütfen kusuruma bakmayın. Yine de bölümü yetiştirmeye çalışacağım ama pek ümitli değilim. Neyse hadi bölümümüze geçelim. Multide; Melis aşkımız ve bölümde geçen elbisesi var.
İyi okumalar canlarım...Okul çıkış zilinin çalmasıyla hep beraber ayaklandığımızda Ediz bana huysuz huysuz bakıp "Hala gitmemen konusunda ısrarcıyım." deyince gülerek yanağını sıkıp hafifçe çekiştirdim ve "Sadece kız kıza biraz gezeceğiz bay ukala. Hava kararmadan dönerim merak etme." dedim. Bu sırada Yıldız sırtına takmış olduğu çantasıyla yanıma gelip "Gidiyoruz değil mi?" deyip bir bana bir de Ediz'e baktığında onu başımı sallayarak onayladım ve "Gidiyoruz." dedim.
Bu gün sabahki boş derslerimizden sonra anamız ağlamıştı çünkü gerçekten yoğun bir gündü. Bunun üzerine biricik arkadaşımız süs püs delisi Işıl bizim asık suratları görünce beraber alışverişe gitmeyi teklif etmişti. Benim de dolabımda adam akıllı bir şeyler olmadığı için bu teklifi seve seve kabul etmiştim ve şimdi hep beraber alışverişe gidip biraz kız kıza gezecektik.
Yıldız "Hadi o zaman." dediğinde başımı sallayarak ona katıldım ve hep beraber aşağıya indik. Bekçi kulübesinin orada Işıl, Yaren ve Buket'le de buluştuğumuzda Ediz'e dönerek gülümsedim ve "Görüşürüz." dedim. Bana uzun uzun bakıp uzanarak bir saç tutamımı parmaklarının arasına doladı ve onunla dikkatli bir şekilde oynarken "Ne zaman ararsam o telefona bakacaksın." dedi. Başımı sallayarak onu onayladığımda cebinden bir kart çıkarıp bana uzatınca ona göz devirerek baktım ve "Benim de param var Ediz." dedim. "Babam hala para göndermeye devam ediyor." diye devam ettiğimde kaşlarını çatıp kartı elime tutuşturdu ve "O adamın parasını harcamanı istemiyorum." dedi.
Aynı şekilde çatık olan kaşlarımla "Ben de senin paranı harcamak istemiyorum." dediğimde göz devirerek kartı elime sıkıştırdı ve "Kendi paranı kazanmaya başlayınca benim paramı harcamak zorunda kalmazsın pantercik, o zamana kadar benim paramı harcamak zorundasın." dedi. Ardından kısa bir an düşünür gibi yere baktı ve "Aslından o zaman da ben sana para harcatmam." dedi. Bu dediğiyle sinsice sırıtıp onu biraz sinir etmeye karar verdim ve omuz silkerek "O zaman koca parası yiyeceğim." dedim. Ediz düşündüğümün aksine sinirlenmek yerine genişçe sırıtıp "Ben de farklı bir şey demedim zaten güzelim." dediğinde anında gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.
Yanaklarım utanç ve şaşkınlıkla kızarırken Ediz gülerek saçlarımı karıştırdı ve "Şifre senin doğum günün. Dikkat et kendine." diyerek Keremlerin yanına gitti. Ben yerimde öylece dururken Buket yanıma gelip kolumu dürtünce transtan çıkarcasına ona dönüp "Hı?" dedim. Bana kaşlarını kaldırarak bakıp "Neye daldın kız o kadar?" diye sorduğunda "Buket?" diye mırıldandım.
"Sanırım Ediz az önce bana evlenme teklifi etti."
Buket adeta çığlık atarcasına "Ne?!" diye sorduğunda Işıllar da yanıma gelmiş ve Yaren Buket'e bakarak "Yine neden cırlamaya başladın sen?" diye sormuştu. Buket hemen kendini toparlayıp onlara döndükten sonra "Yok bir şey ya. Hadi gidelim, otobüsü kaçıracağız." diyerek koluma girdi ve beni çıkışa doğru sürüklemeye başladı. Bense o sırada hala Ediz'in dediklerine anlam vermeye çalışıyordum.
Bu arada kartın şifresi ne demişti?
***
Işıl beni kabine doğru çekeleyip "O elbiseyi deneyeceksin!" dediğinde ağlarcasına "Işıl Allah aşkına, o elbisenin parası benim beş aylık harçlık parama denk geliyor." dediğimde Yıldız gülerek "Şaka mı yapıyorsun Melis? Ediz sana sadece elindeki o kartla bu elbisenin yapıldığı fabrikayı satın alır. Çınar ailesi kızım bu, boru mu?" dediğine kabinin önünde durarak surat astım ve "Sadece parasına düşkün gibi görünmek istemiyorum." dedim. Tam bu sırada telefonumun zil sesi araya girince merakla arayana baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Teen FictionEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...