Bölüm-3

74 8 4
                                    

"Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan,  yeni okyanuslar keşfedemez."

Andre Gide

Öğrendiğime göre Bali adasının, %80' i Hindu, %10' u Budist ve %10' u da Müslümanmış. Budist olan bir adamla markette biraz sohbet ettiğimde, bana dinlerinden bahsetti. Budizm 3 temel ilkeye inanıyormuş; Sırasıyla insana inanmak, hayvanlara inanmak ve doğaya inanmak. Doğaya ve hayvanlara inanılmaz saygıları ve sevgileri var. Birde inanışlarına göre evlerinin önlerine küçük tapınaklar yapıyorlar. Dükkânlarının önüne de her sabah fotoğrafını paylaştığım tütsülü süslerden koyuyorlar. Tanrıları için şeker ya da bisküvi bazen de biraz su bırakıyorlar. İlk başta bilmediğim için şekerleri toplayıp yediğimde oldu. Ahh tanrılar özür dilerim şekerlerinizi mideme indirdiğim için..

Emilia ve Maria ile geçirdiğim eğlenceli günün ardından pis kokulu odamıza geri döndük

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Emilia ve Maria ile geçirdiğim eğlenceli günün ardından pis kokulu odamıza geri döndük. Dönüş yolunda markete uğrayıp, günün yorgunluğunu atmak için iki bira ile neyli olduğunu anlayamadığım bir cips aldım ve odanın kapısında bulunan küçük beyaz masaya kuruldum. Emilia ve Maria, yorgun oldukları için bana katılmak yerine uyumaya gittiler.  Yalnız kalmak benim de işime gelmişti. Tüm gün İngilizce ne anlattıklarını anlamaya çalışmaktan başım ağrımıştı. İngilizcem ana dilim gibi olmadığı için konuşurken cümleleri kafamda önce Türkçe kurup sonra İngilizceye çevirmeye çalışmak gerçekten çok zordu. 

Oturduğum masadan, hostelin bahçesi havuzuyla birlikte tüm güzelliğini gözler önüne seriyordu. Aşağıdaki ışıl ışıl havuzda bağrışarak eğlenen gençleri izlerken dalmışım. Masamda bir hareketlilik fark edince,  istemsiz bir şekilde sağıma döndüğümde koca bir maymunu, masamda oturmuş cips paketimi kurcalarken buldum.  İnanın kocaman dişleriyle hiçte sevimli görünmüyordu. Halbuki bu hayvanlar belgesellerde izlediğimde çok sevimli gelmişti. Hırsız maymun bir yandan cipsimi kurcalarken bir yandan da bana dişlerini gösteriyordu. Korkudan yuvalarından fırlamış gözlerimle, maymunu izlediğim sırada  sırtımdan koca bir ter damlasının, aşağıya doğru süzülmeye başladığını hissettim.

Acaba kalkıp odaya gitsem saldırır mı?, Hoşt desem kaçar mı? gibi şeyler düşünürken, bu cipsimi aldığı gibi yan odanın kapısında bulunan masaya gitti. Masada daha önce karşılaşmadığım orta yaşlarda, kel, uzun sakallı bir adam oturuyordu. Maymun, cips paketimi adamın masasına bıraktığı gibi bulunduğumuz balkonun demirlerinden karşı çatıya atladı ve oradan da ormanın karanlığına dalıp gözden kayboldu. Gittiğine emin olduğumda, soluksuz kalan ciğerlerimi bolca havayla doldurdum. Sanırım maymun aşkım bu olayla birlikte son bulmuştu. Maymuna kızmaya da hakkım yoktu çünkü o kadar hostel varken gidip mal gibi maymun ormanının yanındakini tutmuştum. Sonra da bu maymunlar neden kapımıza kadar geliyor diye ağlayamazdım. 

YOLDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin