-1-

29 1 2
                                    

İşte açıklama falan yok yani bodoslama tek bölümlük bir şey zaten. Ne diye angst yazıyorsam? Sana hediye ediyorum bunu, gör de mutlu ol aptal lama. (Biri bana angst yazı hediye etse ben boğardım onu keşke sen de beni boğsan)
Baya anlamsız, saçma ve gereksiz gelebilir ama beni hiç alakadar etmez bu durum.

Hep böyle, dedi. Ne yumuşak, ne derin sesi vardı tanrım bu adamın.
"Hep böyle yanacak mısın Baekhyun?"
Herhalde, dedim.
Benim sesim de onun sesine uygun olarak kısıktı. Cadde boştu, sokak boştu, park boştu, dünya boştu. Biz yine de fısıltıyla konuştuk. Salıncak perileri duyar da uyanır diye, arkamızda duran korudaki orman cinleri uyanır diye, saat gecenin bilmem kaçı diye Chanyeol ve ben fısıltıyla konuştuk.
"Ben de yanar mıyım?"
Yanmazsın, dedim ona, ne deseydim?
"Yanmazsın yakmam seni Chanyeol."
"Ben kendimi yakarsam?" dedi.
Keşke demeseydi. Keşke bunu hiç duymasaydım.
"Deme öyle. Ağlayasım geliyor, ölesim geliyor, kül olasım geliyor, deme öyle."
"Sence bu gece yağmur yağar mı Baekhyun?"
"Yağmaz. Benim yangınım sönmesin, iyice alevlensin diye inadına yağmaz."
"Ne kötü, ben seninle yağmurda dans etmeyi çok isterdim."
"Bilerek mi yapıyorsun Chanyeol? Acı çekiyorum burda, aşkımdan kahroluyorum, bilerek mi yapıyorsun?"
Hayır, dedi.
"Hayır içimden geçenleri söylüyorum sadece." "Söyleme o zaman, olur mu!"
Bağırdım ona. Bana neydi o an. Uyanırsa uyansın salıncak perileri, orman cinleri. Uyanırsa uyansın ulan tüm evren, bana neydi o an.
"İçim yanıyor diyorum sana. Çiçeklerim soluyor, çürüyorum. Çürüyorum Chanyeol içimin tüm kapıları sökülüyor hiç mi görmüyorsun? Bu kadar mı körsün ulan bana! Hiç mi acıman yok senin, bu kadar mı umrunda değilim!"
"Sen benim, sen benim sana deliler gibi aşık olmadığımı sanıyorsun değil mi Baekhyun? Seni hiç sevmediğimi, senden nefret ettiğimi, hatta senden nefret edecek kadar bile umursamadığımı seni..."
Sustum, hiç cevap vermedim. Bir insanın yüzüne gerçekler bu kadar da vurulmazdı artık. Kalpsizlikti bu, düpedüz insanı ipe götürmekti.
"Ben sana yanıyorum senin haberin yok. Ben sana ölüp bitiyorum, içim gidiyor sana her baktığımda. Olmaz diyorum. Sevme diyorum. Aşık olma diyorum. Olma kahretsin dizginlerini tut şu yüreğinin bu kadar mı acizsin diyorum. Al sana itiraf. Acizim ulan! Acizim elimden başka bir şey gelmiyor seviyorum seni. Kendime koyduğum tüm yasaklar, tüm duvarlar, tüm kurallar senin bir bakışınla yerle bir oluyor. Bir gülüyorsun içim şenleniyor. Bir ağlıyorsun dünyam yıkılıyor. Ben sana her şeye rağmen deliler gibi aşığım Baekhyun. Olmamam gerektiğini bile bile... Kalbimin üstüne vuruyorum yumruğumu atma diyorum. Atma lanet olsun böyle atma! Senin çoktan donmuş olman gerek ne bu hisler! Senin bir oğlanın cennet kokusuna ritim bozmak ne haddine!"
Sus, dedim.
"Sus Chanyeol sen beni sevemezsin."
"Aynen, aynen ben de öyle dedim yüreğime. Sus sen bu çocuğu sevemezsin dedim kendime Baekhyun. Sen sevdiğin kime sahip çıkabildin de ona çıkacaksın, kimi koruyup kollayabildin de onu koruyup kollayacaksın dedim."
Ağlıyorduk ikimizde. Galiba yağmur da yağıyordu bilmiyorum. Çok ağlıyorduk ama, bir onu biliyorum.
"Ben kimi sevsem öldü biliyor musun? Lanetim bu benim. Ben sevmenin yasaklandığı bir adamım. Kimi sevsem alıyorlar benden. Benim annem beni doğururken öldü. Babam da annemin acısına fazla dayanamayıp hastalandı ve öldü. Sonra bir aile evlat edindi beni, ben çok farklı hissettim o gün. İlk defa dedim ki tamam, mutlu olacağım artık ben. Ben yeni ailemi çok sevdim, onlar da beni çok sevdiler. Hatta bir kız daha evlat edindiler, küçük bir kardeşim oldu. Benim de bir ailem oldu. Bu mutluluğum da çok sürmedi. Biz arabayla giderken sarhoş bir sürücü geldi, tüm ailemi aldı benden. Ben daha 11 yaşında ailemin ölü bedenleriyle saatlerce buz gibi bir arabanın içinde bekledim. Çok ağladım çok bağırdım kimse duymadı beni. Kız kardeşimin eli ellerimin arasındaydı, ölen insanın soğuduğunu o gün öğrendim. Sonra ben sandım ki bir daha hiç sevmem, sevemem. Yanlışmış, sevdim. Lisede bir çocuğa çok aşık oldum, o çocuk da bana aşık oldu. Bu sefer dedim işte sonunda benim de yüzüm gülebilecek. Sonunda benim hayatıma da biraz neşe biraz can gelecek. Biz çıkmaya başladıktan bir sene sonra o akciğer kanserinden öldü. Ben sevdiğim çocuğun gözlerimin önünde eriyip yok olmasını izledim. Ben kimi sevdiysem öldü anlıyor musun Baekhyun? Benim bir insanı sevmeye hakkım yok."
Yıkıldım o tüm bunları anlatınca. Benim tutunacak dal diye geldiğim adam kendi uçurumdan uçuruma düşüyordu. Benim acıyı bilmez sandığım, sevgiyi bilmez, aşka saygısız sandığım ama yine de kendimi deliler gibi aşık olmaktan alamadığım adamın, Chayeol'un, acının ta kendisi olduğunu anladım. Neydi tanrım bu yüreğimdeki? Öncekiler acıysa bu neydi? Ne yapacaktım şimdi? Ne yapacaktım ne diyecektim bu adama? Seni seviyorum mu diyecektim. Seni seviyorum boşver her şeyi sen de beni sev mi diyecektim? Boş boş baktım yüzüne, gözlerine. Öyle canım yanıyordu ki ağlayamıyordum bile, gözyaşlarım durmuştu.
"Gördün mü? Ben seni sevemem Baek, olmaz. Ne kadar istesem de yapamam. Öleceğini bile bile seni sevemem. Bir daha aynı acıyı kaldıramam."
"Ne yapacağım şimdi ben? Nasıl baş edeceğim bu yangınla Chanyeol?"
"21 yaşındayım. Senelerdir aynı yangını yüreğimde taşıyorum. İnsanlar alışırsın diyor. Zamanla her şey geçer, ölüme de alışırsın diyorlar. Bağırmak istiyorum yüzlerine biliyor musun? Ağız dolusu küfretmek istiyorum. Siz, siz ne bilirsiniz ölümü de acıyı da alışmayı da? Sizin hiç aileniz iki kere öldü mü? Sevdiğiniz ellerinizden kayıp gitti mi? Siz kimsiniz de alışırsın diyorsunuz bana? Böyle demek istiyorum onlara ama demiyorum. Desem de bir şey değişmeyecek çünkü, yorulmama değmez. Yani bir çaresi yok Baekhyun. Bunun nasıl bir çaresi olabilir ki? Böyle yaşamaya öğrendim ben artık. Sen de öğren. Güzelsin, akıllısın, iyi kalplisin. Kendine sevebileceğin başka bir adam bul. Aşık ol, aşkını yaşa. Elini tutabileceğin, başını yaslayabileceğim birini bul. Ben o adam olamam Baekhyun, unut beni."
Aptal, dedim.
"Aptalsın sen Chanyeol, hem de çok aptalsın. Sen unutabildin mi? Ben nasıl unutayım? Ben seni seviyorum tamam mı, bir başkasını değil. Başkasını sevebilecek olsaydım bile seni severdim. Seni sevmekten başka bir şey bilmiyorum ben. Ne dersen de seni seveceğim. İster çek kendini benden, ister beni it, ister nefret ettirmeye çalış istersen de umursama, ben yine de seni seveceğim çünkü yapabileceğim başka bir şey yok anlıyor musun?"
"Git burdan."
Kovma beni yalvarırım diye defalarca bağırdım içimden.
"Git burdan Baekhyun, bir daha da karşıma çıkma hiç."
"Gitmeyeceğim işte, anladın mı beni! Terk etmeyeceğim seni Chanyeol."
"İyi o zaman. Hayatının sonuna dek burda dur. Ben gideceğim çünkü, terk edeceğim seni. Seni asla sevmeyeceğim. Ölüyor da olsam, dünya da yıkılsa sevmeyeceğim."
Dedikleri yüreğime oturmuştu. Bu kadar mı korkuyordu sevmekten, aşık olmaktan? Herkesi kaybetti diye beni de mi kaybetmek zorundaydı? Dediğini yaptı, çekip gitti. Sevdiğim adam, aşık olduğum adam, beni asla sevmeyeceğini bana bağıra bağıra söyledi ve çekip gitti. Keşke, keşke tanrım hiç görmeseydim onu parkta. Hiç gitmeseydim yanına, hiç konuşmasaydım. Hep belki bir gün sever diye kendimi kandırarak yaşasaydım ama bunları duymasaydım. Keşke tanrım bu adamın dayanılmaz acılarını hiç öğrenmeseydim. Hiç derin yaram yokmuş gibi defalarca kez yeniden yaralanmasaydım. Keşke tanrım keşke, keşke ıssız bir parkın orta yerinde bir başıma bırakılmasaydım, terk edilmeseydim. Keşke tanrım Chanyeol aşkı bilmez bir adam olarak kalsaydı da bende böyle acılar çektiğini bilip daha da fena aşık olmasaydım. Keşke tanrım, keşke evime yürürken asla sevilmeyecek birisi olarak aşık olduğum adamın yaralarına kanaya kanaya değil de, hülyalı bir aşık olarak dönseydim. Keşke tanrım, keşke bu adamın hayatına girmeseydim de acılarını bir daha gün yüzüne çıkartmasaydım, hikayesini anlattırmasaydım. Bu gece, hiç sabah olmayacağını artık, Chanyeol'un tüm gülüşlerimi çalmasıyla haber etmişti. Ben bu gece yüreği koca bir mezarlık olan adamı sevdim. Benim sevdiğim adam da yürek dolusu mezarını sevdi...

                                                           

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 25, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Belki bir gün öpersin beni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin