15.Bölüm ''Yarış''

2.8K 160 91
                                    

Proje ödeviydi, kitap sınavlarıydı derken bölüm gecikti. Kusura bakmayın.

 Diğer bölüm sadece Melis olacak. Şimdiden söyleyeyim. İyi Okumalar! Yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin lütfen seviliyorsunuz:* (2024 yılından not; bunları silmiyorum liseli Işıl'ın sorunlarını dertlerini hatırlamak iyi hissettiriyor tuhaf bir şekilde)

ANONİM|15.Bölüm ''Yarış''

Ulaş'la ilk konuşmaya başladığımız günü çok net hatırlıyordum.

Evde kimse yoktu. Yemek sepetinden kendime hamburger menü sipariş etmiş ve bir yandan film izlerken diğer yandan da hamburgeri mideme indiriyordum. Film izlememe rağmen can sıkıntısından patlamak üzereydim ve bu yüzden kendimce yeni çılgınlıklar yapmak istemiştim.

Anonim olarak tanımadığın bir insana mesaj atmak o an büyük bir çılgınlık olarak gelmişti. Ve karşıma çıkan ilk profilin üstüne tıklamıştım.

Tersler, cevap vermez diye beklerken bana sadece şunu demişti; Canım çok sıkkın. Bu gece bir defaya mahsus tanımadığın bir insanı dinler misin?

Bir defaya mahsus olmamıştı. Her gün o anlatmış ben dinlemiştim. Acılarını paylaşmıştı benimle. Dertlerine ortak olmuş ve ona elimden geldiğince yardım etmeye çalışmıştım. Aramızda kilometreler vardı belki ama onunla konuşurken hep yanımdaymış gibi hissederdim.

Sana sarıldığımı hayal et, demiştim bir keresinde.

Hayal etmekten çok sıkıldım. Artık ne zaman sana gerçekten sarılacağım, diye sormuştu.

Cevap verememiştim. Çünkü o gün Ankara'ya taşınacağımızı öğrendiğim gündü. Ve ben ona Ankara'ya taşınacağımı söylememiştim. Neden yapmamıştım bunu bilmiyordum. Sadece kendimi o an hazır hissedememiştim. Korkmuştum. Şimdi düşününce o an yaşadığım korku saçma geliyordu.

Okul başlamadan önce markete bile gitsem acaba Ulaş'ı görür müyüm diye düşünürdüm. Onunla karşılaştığım anların hayalini kurardım. Ne yapardım acaba, nasıl bir tepki verirdim, onunla konuşur muydum, diye düşünürdüm.

O gün okula giderken Ulaş'la aynı okulda olabileceğim ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti. Ve onu o gün Seren'le samimi bir şekilde gördüğümde şok olmuştum. Sonrasındaysa kendimi bir filmin içinde bulmuştum. O filmin başrolü müydüm yoksa yan rolü mü bilmiyordum. Ama eğer yan rolsem bu kadar şey bir yan role fazlaydı.

Kendimi berbat hissediyordum. Bir yanım eksilmiş gibiydi sanki. İçimde fırtınalar kopuyordu ve ben bu fırtınayı umursamayarak ilerlemeye çalışıyordum. Ve bunu yapmak fazlasıyla zordu benim için. İçim alev alevdi. Ben hatırlamamak için çabaladıkça daha çok aklıma geliyordu. Zihnimin içine yerleşmiş gibi dün akşamdan beri sadece Ulaş'ı düşünüyordum.

Büyük ihtimalle şuan okula gitmek için hazırlanıyordu ya da çoktan yola çıkmıştı. Arkadaşlarıyla kafa kafaya vermiş benden nasıl intikam alacağını düşünüyor olmalıydı. İçinde bana karşı hissettiği nefreti buradan bile hissedebiliyordum.

Hava düne nazaran daha iyiydi ya da ben içimdeki ateşten dolayı soğuğu hissetmiyordum. Üzgündüm. Mutsuzdum. Ve şuan eve gidip hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. Günlerdir hatta uzun zamandır istediğim tek şey hıçkırarak ağlamaktı ve bunu kendime tekrarlayıp duruyordum. Ama Ebrar'la sarılıp ağladığımdan beri yaşanılan hiçbir şeyden sonra hıçkırarak ağlamamıştım.

Onu tamamen kaybetmiştim. Hem de bilerek ve isteyerek. Hissettiğim bu üzüntünden kurtulmak istiyordum. Onu aklıma getirmek istemiyordum. Ama bunu yapamıyordum. Beynimi işgal etmiş gibiydi.

AnonimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin