Hoşlanma duygusu içimde iyice yer etmişti ...
Sınıfa yeni çocuk geldi . Adı Görkem . Mavi gözlü , siyah saçlı , çok mu çok tatlı . Her neyse , Sezin Hoca Görkem'i sınıfın gıcık mı gıcığı Alinda'nın yanına oturttu . Alinda'nın pis bakışlarından Görkem'in içine düştüğü belliydi . Bende aynı pis bakışları Alinda'ya attım , görmedi . Teneffüste Ezgi koştura koştura yanıma geldi :
+ " Alinda'ya bak sen ! Görkem'in içine düştü resmen . "
Ezgi'de böyle düşünüyorsa , sınıfın çoğu da böyle düşünmüştür .
- " Aynen ya şuna bak ! "
+ " Görkem'de yüz veriyor . "
- " Ee ne yapsın çocuk ? Bana da biri böyle ilgi gösterse bende Görkem gibi davranırdım "
+ " Ne oluyor kızım sana , bir acayipsin "
- " Yoo "
+ " Sedef ! Ağzındaki baklayı hemen çıkar "
- " Görkem'den hoşlandım "
+ " Ne ? Sen mi ? Hoş çocuk aslında "
- " Ezgi ! Yavaş gel , seninki Ege "
+ " Tamam kızım ya hoş diyende kabahat "
Ezgi'nin şekilden şekile girme halleri gerçekten komikti . Neyse ders zili çaldı . Görkem'e bakayım dedim demez olaydım , göz göze geldik . Gözümü sınıfa giren edebiyatçı Cem hocaya çevirdim . Direk :
+ " Arkadaşlar sınıfa yeni biri geldi galiba ? " dedi
+ " Evet hocam ben geldim " dedi Görkem .
Şapşal ya !
+ " İyi bakalım tanıt kendini şakacı çocuk " dedi hoca
+ " Ben Görkem soyadım Altay , bu kadar "
+ " Sağol Görkemciğim çok bilgi verdin , otur yerine "
İçimden ° otutturmayın hocam gözünüzün yağını balını her neyiyse işte onu yiyeyim ° diye geçiştirdim . Öyle olmuyor işte ..
