Taehyung, Dongwon uyanmadan mutfağa gidebilmek için adımlarını çok hafif tutuyordu ve fazla ses çıkartmamaya özen gösteriyordu. Saat daha 07.00'dı ve Taehyung, Dongwon' da kaldığı zamanlar Dongwon 12.00'dan önce kalkmazdı. Bu yüzden onu uyandırmak istemiyordu.
Çok susamıştı ve dolaptan aldığı bardağı musluğun altına koyup suyu açtı. Yeterince dolduktan sonra su bardağını aldı ve yudumlamaya başladı. Kafasını kaldırdığı an mutfak camından, otoparka hızlıca arabasıyla giren Jeongguk'u farketmişti. Ne yapacağını bilemez bir şekilde bir adım geriye atıldı ve çaktırmadan Jeongguk'u izlemeye başladı.
Hızlıca arabasından inmiş, kilitlemiş ve ön taraftaki giriş kapısına doğru ilerliyordu. Taehyung, Dongwon'un uyanmasını istemezdi ama kapıyı da açamazdı işte. Sonuçta Jeongguk'a çok kızgındı o.
Hemen kendini salona attı ve koltuğa uzandı. Kapı çok şiddetli bir şekilde vurulmaya başlanmıştı ve bu ses gittikçe artıyordu. Taehyung, Dongwon'un neden hâlâ burada olmadığını düşünürken Jeongguk bağırmaya başlamıştı bile. Taehyung, Jeongguk'un o kalın ve yüksek sesinden çok korkuyordu. Hemen yattığı -ayrıca büzüşerek minicik olduğu- koltuktan kalkıp yukarıya doğru, merdivenlere ilerledi. Hızlıca ve paytak paytak merdivenleri adımlayan Taehyung sonunda Dongwon'un odasına varmıştı. Hiç beklemeden içeriye atıldı ama bir sorun vardı; Dongwon uyumuyordu ki. Hatta yatakta bile yoktu. Taehyung nereye gitmiş olabileceğini şaşkınca düşünürken Jeongguk'un kalın sesi tekrar tüm evde yankı yapmıştı. Taehyung bu sefer ne yapacağını bilemez bir şekilde aşağıya indi ve Jeongguk'un tekmelemekte olduğu kapının önüne çöktü. Çok korkuyordu ama kapıyı da açmak istemiyordu. Bağırışlar git gide arttı. "Dongwon, aç şu s*ktiğimin kapısını!"
"Taehyung, çabuk aç kapıyı!"
"Kapıyı açtığınızda ikinizi de s*keceğim!"Taehyung henüz sekiz yaşındaydı. Her akşam olduğu gibi babası çok alkol almış ve eve dönmüştü.
Alkol, her akşam annesinin ve kendisinin dayak yemesine sebep oluyordu. Taehyung bazen okula bile gidemiyordu vicudundaki morluklar yüzünden.
Babası içeriye doğru ilerledi ve kahkaha atmaya başladı. Taehyung hemen odasına kaçmıştı. Annesi henüz eve dönmemişti ve babası annesini göremeyince her zaman Taehyung iki kat daha fazla dayak yiyordu. Bu yüzdendi kaçması.
İçeriye girdiği an annesinin, odasının kapısına yaptırmış olduğu kilitlerin hepsini kitledi. Babası bağırıp kapıyı tekmeliyordu ve aynı zamanda da kahkahalarla gülüyordu. "Tae! Çık dışarıya seni dövmeyeceğim(!)." Taehyung bu sefer de ağlamaya başlamıştı çünkü babası artık odasındaydı. Kilitler hiçbir işe yaramamıştı ve o gün Taehyung her zaman olduğundan üç kat daha fazla dayak yemişti...Taehyung aklına bu tür şeyler geldikçe ağlamasını hızlandırmıştı. Hıçkırıklara boğuluyor, nefes dahi alamıyordu. En sonunda gücünü topladı ve "Jeongguk!" diye bağırmayı başardı... İşte şimdi sesler kesilmişti. "Jeongguk, bağırma-bağırma ben çok korkuyorum!"
Şimdi de Jeongguk korkuyordu çünkü Taehyung çok ağlıyordu içeride! Dayanamadı ve seslendi:"Tae! Ö-özür dilerim. Özür dilerim güzelim, hadi aç şu kapıyı ve evimize gidelim!"
~
>.<
~6.18.18'
Billie/X
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dionysus | taekook
Fanfiction"şey, büyük kırmızı çileklerimi ve pudra şekerini unutmadın değil mi?" "güzelim, aldım."