4.Bölüm

748 52 1
                                    

Best Friends with Royalty

Bölüm 4 : Gökyüzüne Bakmak

Çeviri: Xingwu 

-Beğeni ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. 

“Baekhyun?”

Baekhyun dışarıda oturuyordu, Chanyeol uykulu gözlerini ovuşturarak yanına geldi.

“Hey nasılsın?” usulca sordu.

“Üşümüyor musun?” Chanyeol sandalye çekip yanına oturunca, Baekhyun başını omzuna koydu.

“Belki,” Baekhyun söyledi.

Chanyeol hemen üzerinde ki kalın ceketi çıkararak, Baekhyun’un omzuna koydu.

“Şimdi sen üşümeyecek misin?”

Baekhyun, ceketi ikisi için örtmeye çalışırken, Chanyeol omuz silkti ve gülümsedi. Baekhyun’a iyice yaklaşarak vücudunu ısındırmaya çalıştı. Sessiz olmalılardı, çünkü meraklı arkadaşları onları yanlış anlayabilirdi.

Baekhyun hassas-alıngan olduğu için ona yaslanmıştı. Chanyeol vücudunun karıncalandığını hissetti.

“Burada ne yapıyorsun?” Chanyeol sordu.

“Uyuyamadım.”

“Son günlerde zaten uyuyamıyorsun!” Chanyeol aniden bağırdı.

“Sadece yorgun hissetmiyorum, bilmiyorum. Ve geceleri, gökyüzünde ki yıldızlara bakarak geçirmek çok güzel oluyor.”

Chanyeol başını geri döndürüp gözlerini, yumuşak mavi renkteki gökyüzüne çevirdi.

“Evet, öyle.”

Aralarında sessizlik oluştu ve Baekhyun kafasını Chanyeol’un omzuna iyice yasladı. Dışarıdan biri görseydi onları kesinlikle sevgili zannederdi, ama onlar iyi arkadaştılar, yada kendileri öyle iddia ediyordu.

Her nasılsa, Baekhyun sessizliğe bürünmüştü, Chanyeol ona baktığında uyuduğunu gördü (çok uzun bir sessizlikten sonra). Chanyeol masum görünümlü Baekhyun’un yüzüne bakarak gülümsedi ve saçlarını yukarıya kaldırdı. Sonra, onu yavaş yavaş gelin tarzında uyandırmamaya dikkat ederek kaldırdı. Baekhyun’u yatağına koydu ve arkasını dönüp gidecekken uyandığına çok şaşırdı.

Chanyeol tanıdık ismi duyunca yanına geri oturdu.

“Yeol…”

Uyanık olduğunu düşünerek, sesini iyi duyabilmek için ona yaklaştı.

“Beni hayal olarak mı görüyorsun?” Chanyeol yüzünde büyüyen bir gülümse ile sessizce fısıldadı.

“Yapma… yapma…”

Sanki tatsız bir rüya görüyordu, kaşları çatılmıştı. Yüzü garip bir ifadeye bürünmüştü ve ellerini yumruk yaparak sıkmıştı.

“Ne oldu? Neyi yapmasın?” Chanyeol usulca sordu.

“Yapma.. lütfen..”

Baekhyun yumruk yaptığı ellerini bırakmıştı, yüzü eskisi gibi olup tekrar huzurla uykusuna geri döndü. Chanyeol iç çekti ve Baekhyun’un battaniyesini düzeltmek için eğildi. Sonra, bunu neden yaptığını bilmeden Baekhyun’un alnına bir öpücük bıraktı. Onun kirpiklerinin kıpırdadığını hissetti, sanki bunu görmüştü. Chanyeol biraz hareket ettiğini görünce dondu ve Baekhyun’un uyanık olmaması için dua etti. Baekhyun yumuşak bir horultu çıkardı ve o içini rahatlayarak çekti. Nefesinin altında Tanrı’ya şükrederek geri döndü. Ancak, bu seferde, onun üzerindeki gömleği kapatmak istedi.

İçinden çığlık attığı, besbelli belli oluyordu. Ancak, Baekhyun’un sadece uykusunda üzerini rastgele şekilde kapattığını fark ederek, kaşlarını kaldırdı ve derin nefes verdi. Baekhyun onu kavrayınca, inanılmaz dar bu alanda ne yapacağını bilemedi. Baekhyun’un kumaşı bırakması için elinden geleni denedi ama o uyanmadan bunu yapamazdı.

Sonunda vazgeçti ve günün yorgunluk hissiyle Baekhyun’un yanına yerleşti. Kendisini rahat bir konuma getirmek için hareket etti ve en iyi arkadaşı ile yüz yüze geldi. Aralarında, sadece birkaç santim mesafe varken, Chanyeol onun yumuşak nefesinin sesini duyabiliyordu, o kadar yakın hissediyordu. Chanyeol, Baekhyun’un bazı saçma nedenlerle kalp atışlarının hızlandığını duyabiliyordu.

Chanyeol, içgüdüsü yüzünden, Baekhyun’un beline kolunu doladı ve onu yakınına çekti. Baekhyun’un kollarında olması çok rahat hissettirmişti. Chanyeol daha öncesinden kızlarla çektiği uyku iğrençti. Şimdi Baekhyun olduğunda rahat bir uyku uyuyabilecekti. Chanyeol sabah Baekhyun’a bu konu hakkında nasıl cevap veririm diye düşündü ve ardından gülümseyerek bunu yarın halletmeye karar verdi. Baekhyun’un alnına bir öpücük verdikten sonra, çenesini onun başına yerleştirdi ve rahat uykuya daldı.

--

Baekhyun uyanmak istemedi. Beyni uykudan uyanmıştı ama o uyanmak istemedi. Gözlerini açmak istedi ve yaptı, nazik sıcaklığın onu sardığını hissetti. Başını biraz kaydırınca, yumuşak kumaşın yanağını gıdıkladığını hissetti ve ona daha da çok sokuldu. Gülümsedi ve biraz daha fazla uyumak için hazır oldu.

“-hyun! Hyunnie~ Baekhyunnie~ ”

“Mmmfgh” kumaşı daha sıkı kavradı ve etrafına dikkatsizce elini salladı.

Aniden, biri onu bileğinden yakaladı ve dudaklarında bir çift… bir şey hissetmiş gibiydi.

Gözlerini açınca, Chanyeol’un gülümseyen yüzüyle karşılaktı.

Çığlık atamıyordu, vücudunun hiçbir yeri hareket edemiyor gibi görünüyordu.

“Hyunnie…? Sen iyi misin?” Chanyeol’un gülümsemesi kaybolup, yerine endişe geldi.

“……AHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH!”

Chanyeol o çığlık atarken ellerini kulaklarına koyup çığlığın kaybolmasını sağladı. Onu kollarının arasına çekti ve sıkıca sarıldı, Baekhyun’a sıcak bir gülümseme verdi.

“Günaydın Baekhyunnie, kahvaltı zamanı.”

Görünüşe göre, Baekhyun Chanyeol’den gelen sabah ki şoku henüz atlatamamıştı, lakabıyla seslenmesine henüz bir şey diyemiyordu.

Sonra neler olduğunu anlayınca büyük bir gürültü ile Chanyeol’den tüm gücüyle uzaklaştı.

“B-benden uzak dur!” geri gidip, duvara çarpınca çığlık attı.

Chanyeol şaşkınlık içinde önce birkaç kez başını salladı ve sonra Baekhyun’a baktı. Birkaç saniye sonra, zemini tokatlayarak kahkaha attı.

Baekhyun sabırla Chanyeol’un kahkahasının durmasını bekledi ve bu arada ise kendi nefesini düzene sokmaya çalıştı.

Dünyamda neden Chanyeol yanımda uyuyordu? Daha henüz… Neden Chanyeol üzerime kapanmış uyuyordu?

“Merhaba, biz bir çığlık duyduk?”

Kıkırdamaya devam eden Chanyeol, Baekhyun ile birlikte kapıya yürüyüp, bebek yüzlü oğlanla karşılaştı.

“Hyung.. neden bu katta oturuyoruz?” Luhan’ın arkasında ki Sehun sordu.

Biraz önce dank eden gözleri Chanyeol ve kızarmış Baekhyun’un üzerinde gezindi. Bilerek, yada biri onu öpütüğü için kızardığını düşünmüştü. Ve, Baekhyun bunu açıklamak istediği için Chanyeol’u itti. (Çocuğun ne suçu var-.-)

Hyungunu biraz kızdırmaya karar vererek, yüzü şok olmuş bir ifade aldı.

“B-b-bana öyle söyle-” Baekhyun o konuşmadan ‘hayır’larla sözlere başladı.

O konuşmadan önce, başını birden fazla kez salladı, “İ-ilişkinizin çok hızlı ilerleyeceğini bilmiyordum! Hyung! Nasıl yatakta bu kadar kötü olabilirsin?! Bak! Baekhyun hyung bile seni itti!”

Baekhyun kızarmaya başladı, yüzünde dehşet bir ifade vardı. Chanyeol Sehun’un planını çözmekte çok zorlanmıştı, kıkırdadı. Luhan gözlerini kıstı.

“Yah! Sehun! Yanlış sözlerle uydurma yapma!” Chanyeol kendini yerden kaldırırken, gözleriyle onlara baktı.

Sehun ona uyarak hareketleriyle ona baktı, Luhan, kısa bir süre ona katılmadan önce gülmeye başladı ve Sehun dudaklarını kıpırdattı.

“A-anlamıyorsunuz! Baekhyun hyungun yüzü paha biçilmezdi!” Nefes nefese söyledi.

“Gel Luhan, onların iyi olduğunu sana söylemiştim,” Sehun kollarını Luhan’ın omzuna atarak söyledi. “Mümkün olsaydı, sizin çığlık atarken ki halinizi görmek isterdim.” Diye açıkladı. “Onları yalnız bırakalım değil mi?”

Luhan başını salladı, Sehun onlara bir sırıtma vererek birlikte odadan çıktılar.

“Hergele. Küçük hayallere tutunmasını istemiyorum, Jongin bunu duyarsa bunun sonu asla gelmez.” Chanyeol elleri ile saçlarını karıştırırken, mırıldandı.

Sonra, Baekhyun’a baktı ve geniş gözleriyle ona baktığını gördü.

“Hadi, yataktan kalkalım değil mi?”

Baekhyun ağzını açmadan, yavaşça başını salladı.

“N-neden benim yatağımdasın?” fısıltıyla konuştuğu için, duyamacağından korkmuştu.

Chanyeol hemen yanına gidip, yüzüne birkaç santimde duran arkadaşına bakarak onu yavaşça yatağa götürdü.

“Baekhyun… bana hatırlamadığını söyleme,” baştan çıkarıcı bir sesle söyledi.

Baekhyun başını eğerek, gözle görülür bir şekilde yutkundu. “Ne hatırlaması?”

“Biliyorsun… dün…” Chanyeol, Baekhyun’un göğsünde parmağını gezdirdi. Onun gözlerinin büyüdüğünü görünce, kıkırdadı.

“Dün ne oldu?” Baekhyun’un sesinden çığlıklar yükselmeye başlamıştı.

“Biz dün….” Chanyeol, Baekhyun’un boynunun arkasına elini koyarak onu yakınına çekti.

Baekhyun, Chanyeol’un ona dokunmasıyla kenetlenmişti, kıpırdayamıyordu.

“Ow, ow, ow, ow, ow,” Baekhyun ona vurunca, Chanyeol acı içinde bağırdı.

“Biz dün ne?” Baekhyun ona gerçeği sormaya cesaret edemiyordu, Chanyeol’a ölümcül bir bakış verdi.

“Biz hiçbir şey yapmadık! Şimdi gidelim!” Chanyeol hızla cevap verdi.

Baekhyun ilk önce ona dikkatle bakarak, birkaç saniye sonra gitmeye başladı.

“Ne?” Chanyeol kolunu ovuşturarak sordu.

“Gerçekten bir şey yapmadık mı?”

“Evet… ?”

“O-o zaman neden bunu düşündüren şeyler söylüyorsun!”

Chanyeol yanaklarını sıkmadan önce, kızarmış Baekhyun’a baktı. (bacon haha)

“Çünkü seninle alay etmek çok eğlenceli~ ” Chanyeol, Baekhyun’un vuruşlarından kaçmadan önce söyledi.

“Bu sabah neden benim yatağımdaydın?” Baekhyun nihayet yataktan kalktığında sinirlerini yatıştırarak sordu.

“Sen dün dışarıdaydın ve bende seni buraya taşıdım.” Baekhyun elbiselerini almak için odanın etrafında dolaşırken, Chanyeol açıkladı.

Chanyeol yıllarca arkadaşı olduğu için Baekhyun onun önünde kıyafetlerini değiştirmekten utanmadı. Giyeceği parçayı bulduktan sonra gömleğini çıkarmaya başladı. Chanyeol’un nefesi kesilmişti.

Gözleri, en iyi arkadaşının süt beyaz teninde gezindi, nedense Chanyeol bir an değişik hissetti. Bu tabi ki de onu böyle ilk görüşü değildi, ama kalbinin ilk kez durduğunu hissetmişti.

“Ve?” Chanyeol onu izlerken Baekhyun’un sesiyle düşünceleri bölündü.

Chanyeol cevap verirken kekeledi, “V-ve sonra yatağına koydum, ama sonra benim adımı sayıkladın,”

Baekhyun, Chanyeol’un sözlerini duyduğunda şokla pantolonunu giyecekken dengesini kaybetti.

“Aman tanrım. İyi misin?”

Baekhyun Chanyeol’un yüzünden biraz uzaklaşarak başını salladı, “Adını mı sayıkladım?”

“Mhmm” Chanyeol geniş gözleriyle başını salladı. “Sonra ben çıkıyordum, birden sen ‘yapma’ diyerek uykunda konuşmaya başladın, sonra gömleğimi yakaladın, bu yüzden hareket edemedim. Bende senin yanına uzanarak, uyudum.” Diye söyledi.

Baekhyun’un aklı Chanyeol’un adını sayıkladığı gerçeğine takıldı.

Neden en yakın arkadaşımın ismini saklamıştım?

Dün gece neden onun adını sayıkladığını hatırlamaya çalıştı. Aklı tamamen boştu.

“Baekhyun? Baekhyun? Beni duyuyor musun?”

“H-huh?”

Baekhyun başını kaldırıp çok yakınında duran Chanyeol’u görünce geriye düştü.

“Ow…” başının arkasını avuşturarak konuştu. “Yah! … Gülme… ”

“T-tamam. Aptalca şeyler yapmayı bırakıp kahvaltı etmeye gidelim. Sonra yürüyüşe gideceğiz.”

“Yürüyüş?”

“Yah, başka ne yapmayı düşünüyorsun?”

Best Friends with RoyaltyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin