Best Friends with Royalty
Bölüm 6 : Uyumak
Çeviri: Xingwu
“Chan.. yeol?” Baekhyun gözleriyle, Chanyeol’un yüzünü izlerken, yumuşak ve tereddüt dolu bir sesle konuşmaya başladı.
“Hmm?” Chanyeol nefesini vererek söyledi.
“Ben de kapalı yerde durabilir miyim? Kayaçlar sırtıma bıçak gibi saplanıyor..”
Chanyeol hareket etmedi ve yakınında ki Baekhyun’un yüzüne bakmaya devam etti.
Baekhyun, onun derin bakışlarından korkmuyordu ama yinede kurtulmak için bir yol aradı.
“…. Ne yapıyorsun?” Chanyeol, arkadaşının utangaç hallerini izlerken alçak sesle sordu.
“Bakışlarından kurtulmaya çalışıyorum.”
Chanyeol, kapalı yere oturtmadan önce, Baekhyun’a sorun olmadığını belirterek göz kırptı. Baekhyun oturdu ve geniş gözleriyle ona baktı.
“Ne?” Chanyeol bir süre sonra kendini göstererek sordu.
“Bana kalkmayacağını söyledin!”
“Ne zaman söyledim?”
“Peki, o zaman neden uzun süre ayakta kaldın?”
“Yüzüne hayran olmuştum.”
Chanyeol, Baekhyun’un telaşlı hareketlerini izlerken içinde garip bir duygu oluşmuştu. Arkadaşı kırmızı rengini almışken, Baekhyun hızla gözlerini Chanyeol’den başka yöne çevirdi.
“N-ne dedin?” Baekhyun sinirle gülerek söyledi. Hiçbir şey olmadığı halde sırt çantasıyla oynamaya başladı.
“Yüzüne hayran olduğumu söyledim. Bunca yıl sonra, en iyi arkadaşımın, çok yakışıklı olduğunu fark ettim. Merak ediyorum, kızlar seni görünce ne yapıyorlar,” Chanyeol, Baekhyun’un başını okşayarak söyledi.
Baekhyun, sırt çantasını alt üst ederek yüzünün kızarıklığını saklayacak her hangi bir şey bulmaya çalıştı.
“Ne arıyorsun?” Chanyeol, Baekhyun’un oldukça uzun süredir bir şey aradığını fark ederek sordu.
“Hiçbir şey,” Baekhyun aceleyle tekrar Chanyeol’un yüzüne bakarak söyledi.
“Eh, tamam o zaman. Artık uyumaya gidelim. Battaniye getirdin mi?” Chanyeol, çimlerin üzerinde kendine rahat bir yer ararken sordu.
“E-evet,” konuşma konuları aniden değişince Baekhyun kekeledi.
Hemen çantasından bir polar battaniye çıkararak, Chanyeol’un üzerine yerleştirdi. Sonra küçük ağaca yaslanarak, dizlerini kendine çekti. Bir süre sonra Chanyeol oturdu ve Baekhyun’a baktı.
“Neden uyumuyorsun?” sordu.
“H-huh? Oh. Evet.”
“Buraya gel. Orada soğuğa yakalanırsın.” Chanyeol yanında ki yeri eliyle gösterdi.
Chanyeol’un sözleri Baekhyun’un beyninde tekrarlandı.
Onunla yatmamı mı istiyor?! Ne oluyor?!
“Neden aniden utanmaya başladın?” Chanyeol, eğlenceli sözleriyle konuşmaya başladı. “Biliyorsun, dünde aynı yatakta uyuduk.”
“Tabi ki, b-biliyorum,” Baekhyun pek tanınmayan bir ses tonuyla söyledi. Aralarına iyi bir mesafe yerleştirerek, temkinli bir şekilde Chanyeol’un yanına yerleşti.
“Yaklaş” düzgünce söyledi Chanyeol.
Baekhyun, birkaç santim ilerleyince, kasıldı. Chanyeol uzanarak yakın arkadaşını ona doğru çekip, içini çekti. Vücudunun sıcaklığı, onu kendine daha da çok çekiyordu.
“Onlar bizi bulana kadar, sadece böyle kalmak istiyorum.” Chanyeol uykulu sesiyle mırıldandı.
Baekhyun şimdi biraz mini panik atak geçiriyordu, nedenini bilmiyordu. Onlar birlikte son kez (dün) uyudukarı zaman, bilinçsiz bir şekilde fazlasıyla rahat hissetmişti. Bir süre sonra, ancak aklı durmaya başlamıştı. Chanyeol’un başı omzundaydı ve nefesi omzunu gıdıklıyordu. Kalbi, anormal hızda atıyor gibiydi.
Baekhyun, onun sakince nefesini hissederken, muhtemelen uyuduğu için, Chanyeol’e baktı. Baekhyun, en iyi arkadaşının çabucak uykuya daldığını görünce hayal kırıklığına uğradı. En azından, bir süre Baekhyun’la konuşmak için uyanık kalabilirdi.
Gerçekte… Baekhyun oturup, Chanyeol’un özellikle daha iyi uyuduğunu görmek isteyerek, onu izledi. Biraz daha endişesi azalmıştı.
Chanyeol’un saçlarını arkaya doğru tarayınca, gülümsedi. Aniden Chanyeol gözlerini açarak, bileğini yakaladı. Baekhyun’u cezalandırmak için yakınına çekti.
“Beni mi izliyorsun, huh?” Chanyeol alaycı sözleriyle Baekhyun’a bakarak konuştu.
“Ben i-izlemiyordum!” Baekhyun kızgın sesiyle bağırdı.
“Tabiiiiii”
“Ben sadece senin saçını geriye doğru koydum. Gerçekten saçını kesmen gerekiyor. Hiçbir Prensin saçı böyle olmamalı,” Baekhyun kanıtlamak için saçlarını düzelterek onaylayıp, dudaklarını büzdü.
Sonra, Chanyeol saçlarını dağıtarak eski haline getirdi. Baekhyun, Chanyeol’un koluna vurarak onu ödüllendirdi.
“Aptal Chanyeol. Sadece uyu.”
Chanyeol sırıttı. “Tamam!”
Baekhyun’un etrafına kollarını yerleştirip, geriye düşmemesi için kendine doğru çekti. Baekhyun’un çıkmak için hareketlenmediğini görünce, gülümsedi. Gözlerini kapattı ve uykuya hazırlandı.
“Chanyeol… uyanık mısın?” Baekhyun aniden bir sessizlik oluşunca sordu.
“Mhmmm” Chanyeol mırıldandı.
Baekhyun, Chanyeol’un gömleğine yüzünü gömerek, en yakın arkadaşına sokuldu.
“Ne? Korkuyor musun?” Chanyeol fısıldadı.
Chanyeol, Baekhyun’a bakınca usulca başını salladı.
“Oh, evet. Unuttum. Küçükken hep karanlıktan korkardın.”
“Korkmazdım!” Baekhyun mırıldanarak söylediğinde, Chanyeol gülümsedi.
“Tabii ki korkmazdın. Şimdi uyu.”
Baekhyun uyumaya çalışmadan önce yorgunluğu belirterek gözlerini kapattı. Aniden, rüzgar çimleri karıştırınca, Chanyeol’un gömleğini daha sıkı kavradı. Chanyeol arkadaşı gergin hissedince, kolunu ona doğru uzatarak, yüzünü yakınına çekti.
“Yah, Park Chanyeol! Kolunu çok fazla hareket ettirme. Ya tekrardan kanamaya başlarsa?”
“Mhmmmm” Chanyeol, Baekhyun’un saçının içine doğru uykulu sesiyle mırıldandı. “Korkuyor musun? Korkmak zorunda değilsin, yanında ben varım.”
Baekhyun biraz gülümsedi. “Psh sevimsiz gözüküyorsun”
Chanyeol yanıtlarken güldü, “Ben her zaman öyle gözüküyordum.”