Multimedya: Nehir hazar
Bölüm şarkısı: Ava max- sweet but psycho
İyi okumalar..
5.BÖLÜM: NEHİR
Bilinmeyen numaradan gelen mesaj beynime uyarı sinyalleri veriyordu âdeta. Kimden gelmişti bu mesaj?
Dün mesaj atan kişiyi ne kadar aramak istesem de aramadım. Çünkü yanlışlıkla mesaj atmış olabilirler di. Mesajı da yanıtsız bırakıp uyumuştum. Beni soran bir tanıdığım olsaydı zaten numarası bende olurdu öyle değil mi? Aradan bir hafta kadar zaman geçmişti mavi gözlü adamı arada düşünsem de umursamadım. Bana mesaj atan aklıma gelince beynim yine soru işaretleri ile doldu.
Bunun yanlışlıkla atılan bir mesaj olduğunu kanaat getirip, mesaj olayını zihnimde tamamen kapattım.
"Dördüncü masaya iki adet kahve Arda"
Hafif yüksek sesle beni duyacağı şekilde söylemiştim bunu. Çünkü kafe kalabalıktı ve benim sesimi duyacağından emin değildim.
"Tamam Nefes, hemen hazırlıyorum."
Arda acele ile bana cevap verince vakit kayıp etmeden işime döndüm. Epeyce bir yorulmuştum, saatte baktığım da 17:30 u gösteriyordu. Yorulmam gayet normaldi. Çünkü sabah sekiz den beri burada çalışıyordum. Yaralandığım ve dayak yediğim güne göre gayet iyiydim. Omzumun ağrısı çok olsa da Sude nin verdiği ağrı kesici sayesinde omzumdan ağrı çekmiyordum.
Kapıdan bir çift girdi ve on ikinci masaya gülüşerek oturdular. Vakit kayıp etmeden ne istediklerini sorup tekrar Arda nın yanına yani tezgaha gittim. Siparişleri hızla tamamladıktan sonra saatte diktim gözlerimi.
17:53 İdi. On dakikadan az bir süre sonra Nehir okuldan çıkacaktı. Acele ile Ardaya haber verdikten hemen sonra siyah ceketimi üzerime geçirip kafe den çıktım. Kasım ayı çok soğuk olmasa da bana göre soğuktu. Sıcağı çok seven bir insandım. Yaz bana göre cennetti, asla ve asla soğuktan haz etmeyen biriydim. Adımlarımı hızlandırdım dakikalar sonra otobüs durağına vardım.
Bir dakika içerisinde otobüs burada olması gerekiyordu. Kardeşimin okulu kafeye on dakika kadar uzaktaydı, zaten yakın olduğu için okulun yakınında bir kafe de çalışmayı tercih etmiştim. Yürüme mesafesi on dakikaydı ama şuan geç kaldığım için otobüse binmek zorundaydım.
Eski model telefonumu çıkarıp saatte baktım. Saat 17:59 du. İçimi panik sararken otobüsün hızlı gelmesi için dualar ediyordum. Sesli bir of çektim bir anda. Geç kalmıştım, umarım beni orada oturup bekliyordur ve umarım kendi başına eve gitmeye karar vermemiştir.
Tekrardan saatte baktığımda saat 16:05 i gösteriyordu. İçimde ki endişe dakikalar geçtikçe büyüyordu. Burnumdan sertçe soluyup otobüsün geldiği yöne doğru baktım. Otobüs görünmüyordu, dolmuş a binmek istedim ama o da yoktu. Derin bir of çektim bir kez daha. Neden otobüs bekledim ki? Yürüyerek gitseydim şimdiye varmıştım.
Otobüs bir anda önümde durduğunda içim içimi yiyerek hızla otobüse bindim. Boş bir yere oturup telefonuma tekrardan baktım.
Saat 16:15 i gösteriyordu. Gözlerim yanıyor ve kalbim sıkışıyordu. Neden erken çıkmamıştım ki ben?
Otobüs bir süre sonra durduğunda saatte tekrar baktım. 16:20 yi gösteriyordu. Hızla otobüsten inip koşmaya başladım. Yaklaşık bir dakika sonra okula vardığım sırada gözlerim bahçeyi taradı. Beni her zaman bahçede oturup beklerdi. Okulun bahçesinde bir sağa bir sola bakındım. Ama ortalıklarda yoktu. Okulda ki öğrencilerin arasında gözlerimi gezdirdim. Nehir in arkadaşı sena yı görüp hızla yanına yaklaştım. Merakla gözlerine bakıyordum. Sarı saçlı küçük sena gözlerime sevinçle bakınca yanağını hızla öpüp yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN
Romance@Tüm hakları saklıdır ∆ Ses tonum ikna edici olacak ki kafasını olumlu anlamda sallayıp yüzüme yoğun bakışları ile bakmaya devam etti. Öyle yakındık ki geriye doğru adım atmak istiyordum. Bedeni bedenime değiyordu neredeyse, bu yakınlık beni rahatsı...