KAHVALTI

2 0 0
                                    

                                       2 Hafta Sonra..

                  Aradan günler geçmişti Aditi Sid'in evinden dışarı adım atmamıştı. Ona ev işlerinde yardım ediyor Sid'in her boş anında oturup detaylıca plan yapıyorlardı. Kendilerince yaptıkları plana bazen kafaları yatmıyor bazen sil baştan tekrar yapıyorlardı. Yaptıkları planla çok tehlikeli bir işe kalkıştıklarının farkındaydılar ama Aditi Nanhe için Sid de Aditi için bunu göze alıyordu. Ucunda belki de ölüm vardı yakalanırlarsa çok kötü faka basacaklardı. 

                  Sid ona Samar'la arasını iyi tutmasını söylemişti.Aradan geçen o kadar gün den sonra Samar'la hiç konuşmamışlardı. Bu sabah erkenden kalktı Aditi elinde kahvaltılık için birkaç poşetle Samar'ın evine gitti. Samar'ın oturduğu siteye vardığında giriş de duran iki güvenlik geçmesini engelledi. Samar'ı arayıp bu bilgi vermeleri gerektiğini söylemişlerdi.Onlara sevgilime sürpriz yapacağım diye yalan söylemiş bu yalana inanmamışlardı.Zar zor birini ikna etmişti tek bir şartla bir güvenlik ona eşlik edip yalan söyleyip söylemediğini anlaması için onunla birlikte geldi. Hafta sonuydu bugün  dışarı çıkacağı ihtimali düşündüğü için çok erken saatte gelmişti.Bu adamın güvenini kazanmalıydı derin bir nefes aldı ve kapıyı çaldı. Samar elinde kahve fincanıyla kapıyı açtı. Onu ilk defa bu kadar spor görüyordu üzerinde spor atleti ve şortu duruyordu saçları terden tel tel olmuştu. Sanırım spordan yeni gelmiş olmalıydı diye düşündü. Hava yağışlı da değildi ama yine de serindi. Samar şaşırmış halde bakınsada onu gördüğüne sevinmişti.Karşısında ki adam şirin gözüyordu bu haliyle.  Aditi tüm şirinliğiyle gülümsedi ve ellerini havaya kaldırıp poşetleri gösterdi ''Kahvaltı yapalım mı?'' dedi Aditi. Samar böyle bir teklif beklemiyordu ama hoşuna gitmişti yarım gülümsemesi ve şaşkın haliyle içeri buyur etti. Aditi içeri girmeden önce ''Şu arkadaşa da söyle bir daha ben geldiğimde sorgu sual etmesin bak hem yalanda söylemiyormuşum.'' dedi sesini güvenliğe duyurmaya çalışarak. Samar güvenliğe gülümseyerek eliyle gitmesini işaret etti. İçeri girdiğinde poşetin içinde ki kahvaltılıkları masaya bıraktı. Samar mutfağa gidip ona yeni demlediği çaydan getirdi ve oturup Aditi'yi izlemeye başladı. Aditi  izlendiğini fark edince cevap vermek istedi. ''Bu bir özür kahvaltısı. O gün öylece çıkıp gittim. Özür dilerim.'' dedi yüzünü eğerek ''Böyle daldım içeri ama bir sakıncası yok değil mi?''. Kaşlarını kaldırıp muzip muzip Samar'a baktı. Samar bir anda kahkaha patlattı. Aditi şaşırdı neden gülüyordu ki? Komik olan neydi? Samar Aditi'nin gülmediğini görünce masum bakışlarına dayanamadı gülüşünü düzeltip ''Seni daha önce böyle görmemiştim yanlış anlama.'' dedi Samar.

                  Aditi de kendisini daha önce böyle görmemişti sahtekar gülüşleri yapmacık hareketleri vardı. Kendinden tiksiniyordu tüm bunları Nanhe için yapıyordu. Samar iyi bir insandı eğer kötü biri olsaydı ona bu kadar ılıman davranmazdı ve evine almazdı. Vicdanıyla savaşıyordu bu adama yalan söylemek istemiyordu ama buna mecburdu Nanhe için yapmalıydı. Birlikte kahvaltılarını yapmaya başladılar. Aditi için çok sıkıcı olsa da Samar için çok eğlenceli geçiyordu. Hem sohbet ediyor hem de etrafı gözetliyordu Aditi. Oturdukları yerin sağ tarafında bir oda vardı kapısı aralıktı. İçeride kitaplarla kaplı kütüphane bir sürü dosya ve çalışma masasının üstünde bir bilgisayar vardı. Samar'ın çalışma odasıydı. Samar çay koymak için mutfağa geçtiğinde Aditi odaya doğru yürüdü aralık kapıyı biraz daha açtı. ''Kitapları sever misin?'' ses dibinde bitmişti. Önce irkildi ama korktuğunu belli etmedi ikisi de odaya girdiler ''Benim okuyacak hiç kitabım olmadı.'' içi burkularak.

                 Kitapları beğenmişti odaya ayrı bir hava katıyordu. Kitaplığa yanaştı hepsinin başlığını okumaya başladı. ''İstersen bir tanesini ödünç verebilirim. Okuyup geri getirsin sonra bir başkasını alırsın?''  sessizlik oldu vereceği cevabı bekliyordu ama Aditi cevap vermedi. Masanın üstünde hala Nanhe'nin dosyası duruyordu bir gözü masadaydı. Hiç kitap okumamıştı okula bile gitmemişti doğru düzgün. O duyguyu bilmiyordu kendisine sahip çıkamıyordu ödünç verilen bir kitaba nasıl çıkacaktı ki. ''Belki sonra.'' dedi odadan çıktıklarında. ''Çayını tazeledim soğumadan içelim.'' Aditi'nin yüzü düşmüştü hiç bir şey yeyip içmek istemiyordu ''Benim artık gitmem gerek.''dedi. Samar'ın da yüzü düştü üzülmüştü gitmesini istemiyordu oysa ne güzel oturuyorlardı. Gitme diye gözlerinin içine bakıyordu onu zorla tutmazdı ama belki vazgeçilebilirdi. Aditi kapıya doğru yöneldi ''Nerede kalıyorsun geceleri?'' Onu merak ediyordu havalar soğuk ve yağışlıydı en son bulduğu yerde ki gibi sokakta uyumasına içi el vermiyordu. Yanlış anlamasa burada kalmasını teklif edecekti. Hatta bir ömür burada birlikte yaşayabilirlerdi. Samar bu masum kıza içten içe sevgi besliyordu. ''Çocukluk arkadaşım Sid'de kalıyorum.'' dedi Aditi kapının önüne çıktığında Samar biraz kıskanmış ama sevinmişti en azında sokakta değildi. Sid'i hatırlamıştı ifadesi alınırken bütün hikayesini anlatmıştı  Aditi ona. ''Bak ne zaman istersen gelebilirsin bu kapı bu ev sana hep açık ve ben sana bir telefon kadar uzağındayım alo demen yeterli.'' tekrar hatırlatırcasına söyledi bunu. Aditi sadece kafasını salladı onun güven veren bu tavrı hoşuna gidiyordu arkasını döndü yürümeye başladı.Küçük bir araştırmaydı bu ama Sid'e bundan bahsetmesi gerekirdi.

MusonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin