9🌸Uyu Dedim Sanaaa

2.2K 300 377
                                    

"Anlatmamakta kararlı mısın Alya? Bak ben buradayım. Seni dinlerim. Ne zaman istersen dinlerim."

Ağlamam duruldu ancak hâlâ iç çekişlerim ve beraberinde burun çekişlerim hâkim.

Mark'ın sözlerinden sonra ona içtenlikle tebessüm ettim. O da bana aynı şekilde tebessüm etti. İkimizin de çekik gözleri ağladığımızdan dolayı şişmiş ve daha çok çekikleşmişti. Kırmızı kırmızı gözlerle birbirimize tebessüm ediyorduk.

"Teşekkür ederim Mark. Ama daha fazla üzülmeyelim lütfen. Üzülmek istemiyorum. İçim kan ağlasa da gülmek,gerçekten mutlu olabilmek istiyorum. Vakti gelince sana her şeyi anlatacağım,söz. Ama şimdi... Şimdi sadece mutlu olmak,mutlu olabilmek istiyorum."

"Tamam, öyle olsun bakalım. Gidelim mi? Götüreyim mi seni?"

"Olur,gidelim."

Aynı tebessümle yanımdan kalktı ve bir kolunu bacaklarımın altından geçirdi. Bir elini de belime atarak beni havaya kaldırdı.

Beraberce asansöre doğru ilerlemeye başladık.

🌸

Asansörden inip dinlenme odasına doğru ilerlerken bize doğru gelen sesler dikkatimizi çekti. Çok geçmeden ilerideki köşeden Got7 üyeleri,Jaebum da dâhil olmak üzere karşımıza çıktılar.

Bizi bu şekilde görünce oldukça şaşırdılar. Hele Jackson? Görür görmez gözleri iri,ağızları açık,çok aşırı derecede tatlı bir şekilde baktıktan sonra arkadaşlarının yanından ayrılarak hemen bana doğru koştu.

"Alya?! Ne oldu sana böyle?! İyi misin?! Huh?! İyi misin?!"

Dehşete düşmüş bir şekilde yönelttiği sorulara karşılık,her ne kadar ayağımdan dolayı canım yanarsa yansın ona gülümsedim.

Ellerimi Mark'ın boynunda birleştirmiştim.

"Merak etme Jackson. İyiyim ben. Sadece ayağım... Gördüğün gibi işte."

"Gördüğümden dolayı öyle diyorum ya zaten?! Ne ara oldu bu?! Hem... Hem ben senin kahramanın değil miydim?"

Dudaklarını büzerek sorduğu soruya karşılık ben de dudaklarımı büzdüm. Ama gülümsemeye devam ettim. Cevap vermeyince yine hızla söze girdi.

"Bu sefer kurtaramadım,özür dilerim. Bu seferki kahramanın Mark hyung olmuş herhâlde. Amaaaa... Yeter bu kadar kahramanlık,değil mi güzellik? Gel şu kaslı kollara Alya. Ben taşırım seni."

Eğlendirmek için sergilemiş olduğu bu hareketler karşısında gülümsememek elde değildi.

Ama kucağına gitmem konusunda ciddiydi. Kollarını açmış bir şekilde hemen dibimizde bizi bekliyordu.

İlk önce Mark'a baktım. İkimiz de birbirimize gülümsedik. Ardından yeniden Jackson'a döndüm. Mark da ona hitaben konuştu.

"Dikkat et yalnız. Belli ettirmemeye çalışıyor ama çok canı yanıyor Jackson. Ona göre."

"Merak etme hyung. Sen ver bana."

Hepimiz gülümsedik. Jaebum dışında burada bulunan herkes.

Her neyse,Mark beni dikkatli bir şekilde Jackson'ın kollarına bıraktı. Ellerimi direkt onun boynuna doladım. O ise şirin bir şekilde suratıma bakmaya devam ederek gözleriyle omzunu işaret etti.

"Yat bakalım şu geniş omuzlara. Rahatlık neymiş gör."

İtiraz etmeden dediğini yaptım ve başımı da onun omzuna koydum.

"Nasıl? Rahat değil mi? Mark hyungdan daha rahat?"

Böyle söyleyince onun kulağına eğilerek sadece Jackson'ın duyabileceği bir şekilde fısıldadım.

Baş Belası // Im Jaebum(✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin