Multimedya: Yağmur
Merhaba canlarım, yeni bölüm ile karsınızdayım. Umarım sever ve bol yorum yapıp bolca oy verisiniz. Hepinizi çok seviyorum.
"Ağabey inanamayacaksın ama büyük sürprizlerim var sana. Bugün tamı tamına dört kişi benim eğitmememi istedi kendilerine. Böyle giderse çok yakın bir zamanda hepsi beni benimseyecek gibi görünüyor." Annemin bana hazırladığı meyve tabağından bir elma alıp ağzıma attım ve yatağımın üzerinde olan bilgisayarımdan Fırat ve Kaan'ın eski maçlarını izlemeye devam ettim.
"Türkçe konuşurken zor bir şekilde anladığımı biliyorsun ve sanki bir Türkmüşüm gibi konuşuyorsun ve ben hiçbir halt anlamıyorum." Kahkaha atarak uzandığım yataktan kalktım ve gülmeye devam ettim. Birden elma boğazımda kalırken karşı taraftan gülme sesi gelmeye başlamıştı.
"Ya, ağabeye gülersen öyle Allah çarpar." Kendime gelirken bilmişçe sırıtıp
"İyi de sen Allah'a inanmıyorsun ki? Senin şimdi lanetlendi demen lazımdı!" Yine zekice konuşarak beni alt etmişti.
"Inanmıyor olmam, saygı duymayacağım anlamına gelmiyor. Bu senin dinin ve ben özen gösteriyorum. Hem bunca sene resmen zihnime yerleştirdin. Allah çarpar, Allah çarpar diye ama bak seni çarptı işte." Gözlerimi devirip
"Neyse ne! Ben sana şimdi bir kaç kişinin daha maç özetleri göndereceğim. Bana onlar hakkında yardım et. Onlara nasıl yardım edebilirim" kesin bir şey isteyecekti.
"Yaz tatilimi sizde yapacağım. Bana bütün Türk yemeklerini yapacaksın" istediği bu muydu? Bu benim için çok basitti ama bunu ona soylemeyecektim.
"Başka bir şey işte bu olmaz!"yemi yutacağını adım gibi biliyordum.
"Yoksa, yok. Beleşe çalıştığım yeter!" Öyle de olmuştu. Bir de şu dikkatimi çekmişti iyice Türk'e benzetmistim onu.
"Uff tamam ama işe yaramazsa bitersin ona gore" havalı bir bakış attığını tahmin edebiliyordum.
"Ne zaman yaramadığını gördün?"egosit pislik
"Tamam tamam çok geç oldu. Yarın antremana gideceğim. Hadi görüşürüz sonra" bir öpücük gonderip
"Tamam sana iyi geceler."deyip kapattı. Ona sahip olduğum için çok sanslıydım. Bu kadar profesyonel biri benim gibi biriyle takılıyordu. Sanırım çok iyi olduğumdan... Egoistliği tamamen bulaşıcıydı. Bütün elektronik aletleri kapatıp masanın üzerine koydum. Meyve tabağını da mutfağa götürüp yıkadım. Annem çoktan yatmıştı. Bende bütün ışıkları kapatarak odama çıkıp yattım.
🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞
Sabah yorgun bir şekilde kalkıp kendimi duşa atmıştım. Hala saat farklılığına alışamadığim için uyumaya zorlanıyordum. Güzel bir şeyler geçirdim üzerime ve aşağıya indim. Annem yine şarkı söyleyerek kahvaltıyı hazırlıyordu. Kocaman gulumseyerek arkasında gidip yanağından öptüm. Korkarak sıçrardığında gülerek yanından kaçtım ve bir zeytin alarak ağzıma attım.
"Kızım insan arkası dönükken sessizce yaklaşılır mı? Az kalsın kalbim duruyordu." Omuzlarımı 'banane' dermiş gibi sallayıp
"Sende o kadar güzel söylemeseydin şarkıyı, kendimi tutamıyorum." Gülüp
"Otur hadi başımın belası, kahvaltını yap"sahte bir sinirle
"Başının belası değil! Tatlı belayım ben bir kerem" inanmıyormus gibi kafasını sallarken ağzım açık ona baktım ve gözlerim ile onu kınadım. Daha sonra midemden gelen guruldamayla ne kadar acıktığımı fark edip kendimi doyurmaya koyuldum. Annem sıcacık çayımı doldurup önüme verdiğinde buradaki kahvaltıyı ne kadar özlediğim geldi aklıma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
360 DERECE AŞK
Fiksi RemajaKapak yapımı: soranoldumubeni Yağmur bir ailenin tek kızıdır. Babası dünyaca ünlü bir teknik direktör olan Yağmur, çocukluğunda futbolla baya ilgilenmiştir. Ama büyüyünce bir teknik direktör olacağını bilmiyordur. Yağmurun babası, kendi işini ve ünü...
