13🐝

745 61 18
                                    

So honey now, take me into your loving arms.


🎆🎇✨

"Küçüklükten beri mi yazıyordun?" Harry, sorumla birlikte pizzasından son bir ısırık daha alıp pizzayı kutunun kenarına bıraktı ve önündeki peçeteyle ağzını silip bana döndü.

Bu süre boyunca onu dikkatle izlediğim için gözlerimiz buluştuğunda gülümsedim.

"Aslında, lisedeyken bir şeyler yazabildiğimi fark ettim sonra Niall ile tanıştık zaten ve o gitar çalarken benim yazdığım sözleri söylemeyi denedi. Sonra kendi kendimize melodiler oluşturmaya başladık. Ve en sonunda da diğerleriyle tanıştık."

Kaşlarım havalanırken kıkırdadım ve hızla konuştum. "Çok havalı geliyor kulağa."

Harry'de bana katılarak hafifçe güldü. "Aslında, ilk yazdığım sözlerin hepsi berbattı. Hatta bazen sadece dalga geçmek için melodi haline getirip videoya alırdık kendimizi. Ama sonra, gerçekten zevkle yazmaya başladığımı fark ettim."

Omuzlarımı silktim ve iç çekerken cevapladım. "Yeteneğini bulman hem de kendi çabanla bulman taktir edilesi bir şey bence. Ayrıca, ilk zamanlar yazdığın sözleri bilmiyorum ama şuan yazdıkların mükemmeller."

Harry'nin yanakları hafifçe kızarınca kahkahama engel olamadım. Şakacı bir tavırla gözlerini devirdi. "Teşekkür ederim Angel. Umarım daha da güzellerini yazabilirim."

Gülümsedim ve kolamdan birkaç yudum içtim. Hala daha kulübe tarzı küçük evdeydik. İkimizde acıkınca bir şeyler söylemeye karar vermiştik ve pizza söylemiştik. Harry'le muhabbet etmek mükemmel hissettiriyordu. Başka insanlarla muhabbet ederken bu kadar rahat olamıyordum. Ya da kendimi bu kadar gerçekçi bir şekilde ifade edemiyordum. Ama Harry'le konuşurken çok farklıydı. Karşınızda sizi dinlerken, gözlerinizin içine bakıyordu. Hiçbir detayı kaçırmıyordu ve gerçekten anlattığınız şeye ki bu her ne olursa olsun önem veriyordu. Ve tanrım! Bazen, gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki, sanki çok farklı şeyler görüyormuş gibi. Sanki, çok farklı hatta daha benim bile keşfedemediğim özelliklerimi keşfedecek gibi. Bunu yapmasından hoşlanıyor muydum? Evet. Çünkü, daha önce kimse bana böyle yaklaşmamıştı. Karşımda, beni böylesine dikkatli dinleyip önemsememişti.

"Angel?" İsmimi seslendiğini duyduğumda hızla ona döndüm. Sırıttı ve alay edercesine konuştu. "Alınmamaya çalışıyorum ama benim yanımda hep düşüncelere dalıyorsun. Bu sadece bana özel mi?"

Güldüm ve hızla konuştum. "Hayır, sadece bazen dalgınlığım tutuyor işte."

Kafasını onaylar bir şekilde salladı ama sonra ciddi ifadesini takınıp konuştu. "Peki neden düşüncelerini bir kenara bırakmadığını sorabilir miyim sana?"

"Ben sadece-" konuşmamı hızla kesti.

"Benim hakkımda düşündüklerini sonraya da saklayabilirsin. Yani, eve gidince gece uyumadan da bir şeyler düşünebilirsin. Şimdi sadece, birlikte bir şeyler yapalım tamam mı? Düşüncelerin olmadan..."

Dudaklarım yavaşça aralanırken bu adamın daha ne kadar harika olabileceğiyle ilgili kafamdan binlerce düşünce geçti. Beni nasıl bu kadar kolay analiz edebilirdi? Şuan ona neredeyse hayran hayran baktığımı biliyordum. En sonunda yavaşça gülümsedim ve cevapladım. "Peki, öneriniz kabul edilmiştir Styles."

Kıkırdadı ve kaşlarını hafifçe çatarken konuştu. "Soy adımla seslenince kendimi çok büyük hissediyorum."

Kahkaha attım ve oturma pozisyonumu değiştirirken konuştum. "Belki de cidden büyük olduğun için böyle hissediyorsundur."

Only Angel // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin