Eve varır varmaz ilk işim evi temizlemek oldu. Akşam Volkan geliyordu ama evi bok götürüyordu. Bende bir elimde vileda diğer elimde toz bezi ortalıklarda dolaşıyorum. Ne kadar temizlersem temizleyeyim asla anneminkiler gibi olmuyordu.
En son pes edip önce telefonumdan rastgele bir şarkı açıp telefonumu klozetin üzerine koydum ve üzerimi çıkarıp kendimi sıcak suyun altına bıraktım. Yarım saat süren banyonun sonunda üzerime beyaz uzun sweatshirt ve siyah taytımı giyip saçımı tepeden topuz yaptım. Yatağıma uzanıp telefonumu elime aldım ve sevgililerin storylerini izlemeye koyuldum.
"Herkesinde bir sevgilisi var ya bir bizde yok anasını satiyim. Neyse ben acıktım kalkıp kendime bişeyler hazırlamam lazım ama işte nerede bende o hamaratlık." (Tabiki dışardan söylicem :-P)
Yarım saatlik bekleyişin sonunda zil çaldı ve gelsin hamburgerler diyerek büyük bir mutlulukla kapıyı açtım. Karşımda Volkan'ı görünce ister istemez yüzüm düştü şimdi yalan yok.
"Ne o başka birini mi bekliyordun?"
"Evet. Ne söyleyeceksen çabuk ol." Aslında birini beklediğim falan yoktu
-kargocu hariç- ama yinede ona istediğini vermeyecektim."Tamam o zaman. Beni içeri de mi davet etmiyeceksin?" dedi. Sesinde değişik bir ton vardı bunu biliyorum suçluluk tonu.
"Yok şey, gel içeri."
İkimiz birlikte odama doğru yürüdük. Odamın köşesindeki kirazlı koltuğuma oturdu bende masamın önünde duran sandalyeyi alıp karşısına oturdum. "Birşey alır mısın?" diye sordum. "Hayır sağol, fazla kalmayacağım zaten misafirin de varmış."
"Aslında yok, sadece yemek sipariş etmiştim onları bekliyordum."
"Hım."
"Evet"
"Ben sana direkt konuyu anlatacam. Lafı dolandırmak istemiyorum. "
"Dinliyorum."
"Dün annemin ölüm yıl dönümüydü..." Hafif gözleri doldu ve boğazı düğümlendi sanki.
"Su getirmemi ister misin?"
"Evet, lütfen" Bir koşu mutfaktan bir bardak su alıp geldim.
"Daha iyi misin?"
"Hıhı. Sen beni anlarsın diye sana bunları anlatıyorum hatta anlattığım ilk kişisin."
De çatlatma da anlat be adam öldük burada meraktan."Ben her ne kadar sana güçlü olmanı söylesemde ben güçlü olamıyorum be Rüya içim sızım sızım sızlarken gülemiyorum. Kalbim kan ağlarken, susamıyorum. Kalbim sadece acı çekmiyor acıtıyorda aynı zamanda. Ben buna engel olamıyorum. Herşeyi içime attıkça işin içinden tek başıma çıkamıyorum. Yapamıyorum. Kalbime söz geçiremiyorum. Ben sana demiştim ya annemle babamı hiç görmedim diye o gerçek değildi. Ben daha altı yaşındayken babam annemi gözlerimin önünde öldürdü. Hemde benim yüzümden..."
Volkan artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordu onun durumu benimkindende kötüydü. Gözlerimden dökülen yaşlar durmak bilmiyordu karşı karşıya oturmuş içimizi döke döke ağlıyorduk. Sanki başka ne yapabilirdi ki insan. Kaderin belirlenmişti sen daha bir embriyoken ve istesende istemesende bunları yaşıyordun dibine kadar."Neden?" dedim birden sesim o kadar cılızdı ki ben bile inanamadım kendime.
"Dedem çok zengin tutumlu çalışkan bir insandı babamda onun tek çocuğuydu ama ne yazık ki babam hiçbir zaman dedem gibi biri olmadı o hep kumar oynardı karı, kız peşindeydi neredeyse her akşam eve sarhoş gelirdi. O gün bende arkadaşlarımla dışarıda maç yapıyordum bilemezdim ki babamın böyle yapacağını bilseydim dışarıya adımımı bile atmazdım. Babam eve o gün erken gelmişti normalde sabaha karşı gelirdi. Beni dışarıda görünce önce tüm arkadaşlarımın önünde beni hırpaladı. Daha sonra eve girip annemi dövmeye başladı her araya girdiğimde ondan bir darbe yiyiyordum. Sonra sinirini alamadı ve cebinden çıkardığı bıçağı annemin karnına sapladı. Ben hiç bir şey yapamadım orada Rüya araya giremedim. Korktum orada korktum. Ben korkak herifin tekiyim."
"Hayır hayır! Sen korkak değilsin sen benim babamdan sonra tanıdığım en cesur erkeksin."
"Vicdanını hafifletmek için bana yalan söylüyorsun."
"Hayır yemin ederim ki yalan söylemiyorum." Lafımı bitirir bitirmez bana sarılmaya başladı bende kollarımı ona sardım. Başım ensesindeyken. Kulaklarına doğru "Özür dilerim" dedim.
"Sana onca şeyi yapan benim sen mi benden özür diliyorsun?"
"Senden şüphe ettiğim için özür dilerim."
"Sana yalan söylediğim için özür dilerim." Birbirimizden ayrıldıktan sonra "Daha iyi misin?" diye sordum.
"Evet"
"Devamını getirmek istemiyorsan daha sonra konuşuruz."
"Yok bitirmek istiyorum. Dün annemin ölüm yıl dönümüydü ve babamı odasında bir kadınla sevişirken gördüm ve ona bağırdım, küfür ettim oda bana vurdu benimde aklıma o gün gelince çok kötü oldum Rüya. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Bende bir bara gittim bir kaç kadeh içtim ama sana yemin ederim ki gerisini hatırlamıyorum."
Duyduklarım beni şoka sokmuştu. Ne yapacağımı bilemiyordum ki zil çaldı. Koşarak kapıya ilerledim ve gelen kargocudan paketi aldım. Kargocu "Kusura bakmayın dışarıda sağanak yağmur var geç kaldığım için özür dilerim lütfen beni şikayet etmeyin bu iş benim için çok önemli" dedi.
"Yok sorun değil. Tam zamamında getirdiniz." diyerek parayı verdim, kapıyı kapattım ve odama doğru ilerledim."Kargocuyla iki saat ne konuştun." Eski Volkan olması on beş saniyesini alıyordu bu çocuğun.
"Öyle muhabbet ediyorduk, havadan sudan. Sürekli o geliyor benim siparişlerime ondan."
"Bundan sonra dışarıdan birşey sipariş etmiyeceksin. Ben sana yemek yaparım." Gerçekten yapar mıydı? Bu çok güzel birşeydi çünkü gerçekten lezzetli yemek yapıyordu. -Tabii ki sadece lezzetli yemek yapıyor diye mutlu oldum allah allah.- (çarpıldı)
"Valla mı?"
"Ne sandın kızım? Üstüme tanımam."
"Kızım ne lan ıyk. Neyse hadi şu güzelleri gömelim yoksa ağlarlar."
"Ben yemem o adamın getirdiği pis yemeği."
"Ya şaka yaptım. Adamı ilk kez görüyorum. Siparişi geç getirdi şikayet etmeyeyim diye rica etti."
"Çabuk onu şikayet ediyorsun."
"Niye ya?"
"Gözüm tutmadı. Bir daha gelir eve falan mazallah katil olurum gencecik yaşımda."
"Tamam hele tamam. Yemeğini ye yaparsın sen inanıyorum."
"Rüyaaa"
"Tamam tamam."
***
Yorum ve voteleri unutmayalım. Hepinizi çok seviyorum 💛
(Bölüm sonu postu ❤)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satılık Umut
RomansaAcılarımın Kirası Ağır Gelince Umutlarımı Sattım 🍃 Bizim masalımızın ismi buydu sanırım 'Satılık Umut' Bizim umudumuz tükenmemişti çünkü. Biz onları satmıştık... Acılarımızı ödemeden umudumuzu yaşayamayacağımızı bildiğimiz için belkide... Yıkılan...