Babamla olan konuşmamızın ardından yaklaşık iki-üç saat geçmiş olacaktı ki babam hala gelmedi. Gitmeden önce işinin biraz uzun süreceğini fakat erken gelmeye çalışacağını söylemişti. Şuan en istediğim şeylerden biride annemin mezarına gidip her zaman yaptığım gibi oradaki çiçekleri sularken anneme her şeyi anlatmaktı. Beni duymadığını biliyordum fakat bunu yapmak her zaman içimi rahatlatıyordu.
Uzun zamandır mezarına gitmiyordum. Küçükken evde ne zaman bir şey olsa, sinirlensem, annemin mezarına gider akşam geç saate kadar eve dönmezdim. Babam da her seferinde benim orada olduğumu bilir ve ilk oraya giderdi.
Belki de babam buradan taşınacağımızı söylediğinde bir daha annemin mezarına sık sık gelemeyeceğim için bu kadar tepki göstermiştim...
Tam özgenin odasına doğru çıkıyordum ki Nurten teyzenin odasının kapısını açık gördüm. Her ne kadar kapıdan insanları gizlice izlemek bana göre olmasa da kapıya yaslanıp Nurten teyzeyi izlemeye başladım. Nurten teyze bir yandan odasındaki kıyafetleri bavuluna yerleştirmeye çalışıyor bir yandan da telefonda biriyle konuşuyordu.
–Pardon da iki haftadır alacağımız evin tadilatıyla uğraşıyoruz. Ve bize henüz herhangi bir bilgi gelmedi ne zaman...-
Karşı taraftaki her kimse Nurten teyzeden daha sinirli olduğu kesindi Nurten teyze lafının kesilmesinden nefret ederdi ve şuan sinirliydi üstelik sözü kesilmişti patlaması için daha ne gerekebilirdi ki?
-Kötü günler-
Nurten teyzenin söylediği laf beni güldürmüştü fakat onun için aynı şey söylenemezdi. Telefonu hızla yatağa atıp kapıya doğru yöneldiğinde orada öylece duran bir adet Özge gördü. E tabii kadın haklı zaten sinirliydi e birde üstüne ben çıkmıştım.Durumu toparlamak için küçük bir yalan söylemem gerekiyordu sanırım...
-Nurten teyze şeyy...Bende şimdi geldim zaten de yardıma ihtiyacın olup olmadığını soracaktım-
Bence gayet mantıklı ve inandırıcı bir yalandı. Üstelik yalan sayılmazdı sadece orada beş dakikadır duruyordum.Nurten teyze bana tek kaşını kaldırıp imalı imalı baktığında kıpkırmızı olmuştum bu sefer yakalandın Özge... Nurten teyze hiç bozuntuya vermeden küçük bir tebessümle;
-Benim yardıma ihtiyacım yok Özgecim fakat Rüya'nın eminim ki yardıma ihtiyacı vardır. Hem çatıda bazı koliler vardı onları boşaltacaktı Rüya. İçinde sizin çocukluğunuzla ilgili şeylerde vardır mutlaka, bence bir yanına git –
Deyip bana göz kırptı benim anısı olan eski şeyleri karıştırmaktan çok hoşlandığımı biliyordu bir anda yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu Nurten teyzeye hızlı bir öpücük göndererek yaslandığım kapıdan hızla ayrıldım. Ve Rüya'nın odasına koştum içeri girdiğimde oda darmadağındı. Eski bez bebekler, Rüya ile olan küçüklük fotoğraflarımız ve daha birçoğu...
-Rüya bende tam sana seslenecektim bak bunlar küçüklüğümüzden kalan oyuncaklar, fotoğraflar...-
Rüya konuşmaya devam ederken gözüm yerde duran fotoğrafa birbirlerine sımsıkı sarılan iki insana kaymıştı. Annem ve ben çok mutlu görünüyorduk, bu fotoğrafı daha önce hiç görmemiştim daha doğrusu annemle sadece birkaç tane fotoğrafım vardı. Rüya artık benimle ilgilenmiyordu o da birkaç kutuyu yere dökmüş içlerindekileri inceliyordu...
Fotoğrafa daha derin bakıyordum, bu fotoğraf çok tanıdık geliyordu bana, bir yerden hatırlıyordum fakat nereden olduğunu bir türlü çıkaramıyordum. Üzerimde pembe bir elbise ve şuan hala taktığım kolyem vardı... bu o gündü annemle geçirdiğim son günüm, anneme sımsıkı sarıldığım o lanet son gündü. Yüzümdeki o tebessüm bir anda kendini gözyaşlarına bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Kayıp Umutlar~
Teen FictionBenim hayatımda bir dönüm noktasıydı. Birileri benim hayatımdan bir parçayı alıp sökmüştü sanki gözlerimin önünde. Bir daha onun sesini asla duyamayacak, hayatım boyunca onun sevgisinden yoksun kalacaktım, bu acı hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak k...