21

2.4K 203 49
                                    

"Aşkım." Derin'in koynuna girip çenesinin altına bir öpücük bıraktım gülümsedi ve kafasını çekti.

"Efendim?" Dedi o güzelim narin sesiyle. Sesini, sadece sesini duymak dahi beni mest ediyordu.

"Randevunu aldım." Dedim bir çırpıda.

"Ne randevusu."

"Göz doktorun. Amerika'ya bilet de aldım." Derin bir anda beni iterek doğruldu.

"Bana sormadan iş yapmaya bayılıyorsun." Dedi sinirle. Neden şimdi sinirlenmişti ki?

"Derin bi sakin olur musun?" Gözlerimi devirip elimi saçlarım arasına soktum. Derin'in çift vatandaş olması ve benim de pasaportumun hâlâ vaktinin dolmayışını kullanmam gerekiyordu. Bir an evvel halletmemiz gereken bir ameliyatı vardı sonuçta.

"Benim hayatımı etkileyecek olan bir kararı bensiz veriyorsun Türkü." Dedi. Sinirinin katlandığını ses tonundan anlamıştım. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Çenesini tutup dudaklarına yaklaştım. Onu öpmeye başladığımda beni itti. Yeniden yanına yaklaşıp kucağına oturdum. Kafasını sağa çevirmişti derin derin nefesler alıyordu. Tişörtümü çıkartıp elini göğsüme dokundurdum.

"Benimle birliktesin, beni seviyorsun. Seni seviyorum. Şu ana dek bana böyle dokunmadın." Diğer elini de belime koydum. Göğsümdeki elini çekmişti. Onu da kalçama yerleştirdim.

"Adım gibi eminim. Beni görmek istiyorsun. Bunları hissetmekten öte görerek sevişmek istiyorsun benimle. Ondan bana yaklaşmıyorsun. Çünkü içinde bir umut var. Yeniden görebildiğinde bunu kutladıktan sonra istiyorsun. Farkındayım. Söylediklerinden de bunları çıkarttım." Kafasını boynuma soktuğunda saçlarına dokundum.

"Korktuğunu biliyorum Derin. Ama her senin yanındayım. Sonuç her ne olursa. Seninleyim. Yemin ederim."

Çektiği hisli iç ve köprücüklerime damlayan göz yaşlarını hissettim. Dudaklarımı saçlarına bastırdım.

"Korkmana gerek yok. Beraber halledeceğiz. Söz veriyorum."

Gözlerimi kapatıp ona sıkıca sarıldım. Sürekli yüzünde güller açan Derin, ben onunla konuştuktan sonra düşüncelere düşüp uzun süre dalan bir kadın olmuştu. Kara kara düşündüğü senaryoları tahmin edebiliyordum. Bana her ne kadar belli etmek istemese de onun uyandığı yatağımızda dönüp durduğu geceleri adım gibi biliyorum. Gözlerimi açıp ne yapacağını izleyip o yeniden uyuyana dek ses çıkartmıyordum. Kendi kendine konuşması ya da bana fısıldamaları. Uzun süredir her gece bunları dinliyordum.

O bundan haberdar olmasa da bizim için kurduğu hayalleri benimle çoktan paylaşmıştı. Uykusuz kaldığı gecelerde, her şeyi anlatmıştı uyuyor olduğumu düşündüğü için bana.

Ağlamasını kesmemek için sessizce durup saçlarını okşadım. Uzun süredir içinde tuttuğu göz yaşlarıydı sanki.

"Her şey çok güzel olacak. Seninle ben birlikte bunları halledeceğiz. Sonra biraz Amerika'da kalırız ha? O güzel İngilizce'ni kullanmak lazım sonuçta."

Kafasını kaldırınca gülümsedim. "Oradan Paris'e gitmeye ne dersin pasaportumun süresi dolmadan bir an evvel bir yerler gezelim. Fransız bageti ve kahvesiyle bi sabah kahvaltısını merak ediyorum. Oh bir de kruvasanları memleketinde yemek istiyorum." Gülümsediğinde gamzesinin köşesini öptüm. Ellerini yüzüme getirdi. Gülmekten gerginleşmiş dudağıma ve elmacıklarıma dokundu.

"Ne zaman gideceğiz?" Dedi gülerek.

"İki hafta sonra. Öncesinde sana testler yaptıracağız."

"İki haftada nasıl hazırlanabilirim ki?"

"İki hafta dedim hatun, iki saat değil."

"Ne dedin?"

"İki hafta..."

"Hayır o değil sonraki."

"Hatun."

"Hah işte o." Gülerek dudağıma yaklaştı. Çekingen öpücüğüne karşılık verdikten sonra alnına bir öpücük bıraktım.

"Kalk artık tembel, seni kuruma bırakıyorum benim daha dersim var." Kucağından inip dolabıma ilerledim onun için ve kendim için kıyafet çıkartıp soyunmaya başladım.

"Hem, bundan sonra karşında soyunmalarımı kaçırmazsın." Suratında çapkın bir sırıtış belirdi.

"Seni seviyorum." Dedi gülerek.

"Ah biliyorum."

#KalbiDengem

Aww, final geliyor...

TürküHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin