hum-ega | Larry ✔

Alphas' Fight

Aynı Gün, İlerleyen Saatler
Gece, 23:45

Harry'nin cılız bedeni, eşinin göğsüne yaslanmıştı. Önlerindeki şöminede yanan ateşin çıtırtısı karanlık salona romantik bir hava kattığında, alfanın bacakları arasında göğsüne yaslanmış omeganın parmakları, alfanın parmakları arasında geziniyordu. Yeşil gözleri inanılmaz bir parıltıyla alfayı huzura kavuştururken, alfanın ince dudakları onun dolgun bukleli saçları arasında geziniyordu.

"Bu hissi özlemişim," diye fısıldadı Harry gözlerini yavaşça yumarak. Eşinin baş parmağı şimdi dolgun dudaklarını okşuyor, dilinin ucu arada bir parmak ucuna değiyordu. "Bu kadar sakin kalmayı, kollarının arasında eskisi gibi olmayı... Fakat şimdi büyük bir fark var." Alfanın parmağı halen daha dudağındayken huzurla gülümsedi. "Eşin olarak buradayım."

Alfa, eşinin kokusunu içine çekti. "Olman gerektiği yerde, evindesin."

Harry, halen daha parmakları altında olan eşinin avucunda hafifçe parmaklarını kıpırdattı. Gözlerini açarak ellerine baktı. Öylesine uyumluydular ki, bir kızıl derili ve beyazın aşkını anımsatıyordu kendisine. Öylesine imkansız görünen, öylesine şaşılası... İnsanlık için normal olsa da, sürü kabilelerinin arasında oldukça farklıydı.

"Evimdeyim."

Bundan daha iyi hissettiren bir cümle olamazdı şu an için. Ait olduğun yerde sevdiğin tek bir kişiyle olmak, ait olmadığın yerde onlarca tanıdığın arasında sıkışıp kalmaktan çok daha iyi hissettiriyordu.

Alfanın kolları arasına kıvrılıp başını kaldırdı. Eşinin yanık teninin arasında parlayan ve hançerlerle muhafaza ediliyormuş gibi görünen masmavi, gökyüzünü andıran gözlerine baktı. O alfasının gökyüzündeki sonsuzlukta kaybolurken; alfa, eşinin ormanında esir olmaktan memnun olurcasına izliyordu her bir haresini.

"En büyük yanlışımın, senin gibi saf bir meleğe aşık olduğum gerçeğiyle eş değer oluşu beni çok iyi hissettiriyor."

Sesindeki muzipliği ve şefkati anlayamayan omega şaşkınca dudaklarını araladı. Louis o sıcak dudaklara kendi üşümüş dudaklarını bastırmak istiyordu. Hemen, şimdi.

"Lou..."

Eğildi, alt dudağına ufak bir öpücük kondurdu. Geriye çekildiğinde Harry gözlerini yummuş, huzurlu bir ifadeyle kala kalmıştı. Gözlerini araladığında eşinin mavi gözleri manevi olarak kararmış gibiydi, çok fazla şey istiyor gibi görünüyordu ve bunu fark eden omega çoktan yanaklarının ısındığını hissetmişti bile.

"Sapık," diye fısıldadı titreyen sesiyle. "Şu romantik ânı bozmaya bayılıyorsun, değil mi?"

Sesindeki sitem, altında yatan arzuyu bastıramadığından, Louis'nin dudakları muzipçe kıvrıldı. "Bir alfanın hayatında eşiyle geçirdiği her romantik ânın bittiği nokta, mühür kokusuyla süslenmiş yatak odalarıdır güzel omega."

"Yaa, ne demezsin..."

"Tamam, belki sadece yatak odası falan değildir." Sırıttı. "İkimizin baş başa kalabileceği her yerdir."

Harry somurtarak önüne döndü, ki hızlı kalp atışları aslında bunu istediğini ama birkaç saatlik eşine karşı naz yapmak için küçük oyunlar sergilemek istediğini gösteriyordu. "Görgüsüz, geri kafalı bir alfayla o tür bir yakınlaşma için baş başa kalmak mı? Bir kez daha almayayım lütfen."