Giriş

145 4 0
                                    


Bazı anlar vardır,kırıldığını derinden hissettiğin zamanlar. Acının tüm bedenini sardığı ve iliklerine kadar hissettiğin zamanlar. Yine o zamanlardan biri. Canım bir öncekinden daha çok acıyor ama bir dahaki canım acıdığında bundan daha fazla acıyacak,biliyorum. Acı geçtikten sonra yerine geleni daha çok kavuruyor seni. Acı paylaştıkça azalırdı değil mi? O zaman neden üçümüzün de acısı azalacağına her geçen saniye artmaya devam ediyor? Geçeceğini biliyorum,biliyoruz. Bilmemize rağmen nedir bu sancı?

Babadır kızların kahramanı,ilk aşkı. Neden bizim yaramız olup,sürekli kanamayı seçti? Ya da yara kabuk bağladıktan sonra kendini hatırlatırcasına kanamayı seçti? Neden başka birini bize tercih etme gereği duydu? Hem de defalarca? İsyanımı maruz görün sadece acısını azaltmaya çalışan biriyim.

Annemin dolu gözlerle sürdüğü araba,Gizem'in sessiz çığlıkları ve ben. Kırılmış ama daha fazla güçlü olmaya hazırlanmış üç kalp. Babamın gözlerimizin içine bakarak,"Benim için bittiniz,belki de hiç olmadınız." demesi ve o kadınla gitmesi. Yine.

Artık bize ağır gelen bu şehiri bırakıyoruz. Hak ettiğimiz hayatı kurmaya gidiyoruz.

Yolları ezberlercesine izliyorum sanki bir yararı dokunacakmış gibi. Yollar sanki bitmeyecek gibi. Oysa her şeyden öyle çok kaçmak istiyorum ki...Kaçmanın çözüm olmayacağını ve yüzleşmediğim takdirde ileride suratıma sert bir tokat gibi çarpacağını farkındayım. Bakmayın bu kadar derinlere indiğime sadece içimdeki çikolatası alınmış gibi ağlayan küçük kız çocuğu ara sıra varlığını belirtmek istiyor. Hepimizin içindeki o küçük çocuğa veremeyeceği hesaplar var değil mi?

Yalnız değilim,en büyük dayanağım bu sanırım. Bir tarafım da her şeye göğüs gerebilecek bir annem,diğer tarafımda hâlâ benimle güçlü kalabilen,kalbinin etrafı saf sevgiyle dolmuş ikizim. Evet,ikizim. En büyük şansım,en iyi dostum. Hep beraber gidiyoruz. Yüklerimizi alıp da mı gidiyoruz yoksa bırakıp da mı,bilmiyorum. Zaman. En kolay kaçış yolu,zamana bırakmak. Su akar yatağını bulurdu değil mi?

Düşüncelerimden,bir tabeladaki İzmir yazısını görmemle sıyrıldım ve onları rafa kaldırdım. Annem gözlerine tezat gülümsedi. Kendinden emin bir şekilde "Her şeye yeniden başlıyoruz. Dönüm noktamızı yapacağız. Söz veriyorum her şey daha güzel olacak."dedi. İnandım ve buna inanmaya bir nefes kadar muhtaçtım.

İzmir tabelasından sonra kısalan yolculuğumuz yaklaşık yarım saat içinde sona erdi. Buraları önceden birkaç kere gelmem dışında bilmiyordum. Annem lise sona kadar burada yaşadığından ötürü avucu gibi biliyordu. Her şeyi düşünmüştü. Okulumuz da dahil. Biz okulumuzla ilgili sadece annemin eski okuduğu okul olması dışında bir şey bilmiyorduk. Ayrıca okulun başlamasına 2 hafta vardı. 2 hafta içinde evdeki işlerin biteceğini umuyordum. Zaman bulursak da okulu görmeyi düşünüyorduk.

Buraya gelmenin pişmanlık olarak değil de iyiki olarak adlandırılacağını hissediyorum. Oysa ki zamanla yeni tanıyacağım ve dahil olacağım hikayelerin bana,"O kadar da emin olma." diye fısıldamasını duyamamıştım.

EzgizemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin