Kumsalda sessiz sohbet

52 4 0
                                    

Güzel bir yaz sabahı bir koruda şirin bir evde iki sevgili ve bir köpekle başlıyor bu hayal...

Açık mavi duvarları olan, köşesinde köpekgillerden dostum Dolunay'ın yattığı odamda uyanmaya başladığım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Açık mavi duvarları olan, köşesinde köpekgillerden dostum Dolunay'ın yattığı odamda uyanmaya başladığım.
Gözlerimi araladım. Camın kenarına tünemiş bir kumru vardı. Dalmış gitmiş. Bir kedi olsa kapacak küçüğü. Yarısı üzerimde olan yorganı kenara atıp yatağımın kenarına oturdum. Gözlerim hala uyumak istiyor, mantığım kalk diyordu. Kenarda, köşesinde uyuyan Dolunay vardı. Kalktığımı fark edince kulaklarını bana dikip kalkmaya yöneleceğim anı beklemeye başladı. Bir de uyanık ki kaçmam falan imkânsız. Her sabahki saldırısını yapıp tepeme çıkacaktı. Biraz iri de bir köpekdi Dolunay. Golden cinsi çok zeki bir arkadaş... Bakıştık. Bir anda koşa koşa üstüme geldi. Hırlayıp gırlayıp erkek erkeğe tepindik. Ama yok, beyefendinin yorulası yoktu. Pes ettiğimi kabul ederek yatağa kendimi bıraktım. Sonra kalktım, başını okşayıp mutfağa yöneldim. Bir tanem benden önce uyanmıştı. Evyede bir kaç domates yıkıyordu. Göz ucuyla da bana bakıyordu.

- günaydın uykucu.

- günaydın canım.

Buzdolabının kapağını açıp meyveliğe eğildim. Kocaman iki çilek vardı, sanki "al beni" der gibi bakıyorlardı. İkisini de küçük, yeşil saplarından tutup bir tanemin yanına gittim. Evyenin altına uzattım. Musluğu açtı. Suyun altında şöyle bir gezdirdim. Birini onun ağzına uzattım. Isırmasın diye de dikkatli davranmaya çalıştım. Ama tabii ki o parmak gidecekti. Özellikle elimi tuttu. Parmağımla çileği aynı anda ağzına aldı. Rüşvete başladık.

- eveeet, bu sefer parmağım karşılığında ne istiyorsunuz? Ağzında benim biricik parmağım olduğundan konuşamıyordu ama "evet, hayır" ını anlayabiliyordum. Onun o tatlı kıkırdayarak gülüşünden sonra:

- hmmm...

- peki yüzmeye gidelim.

- ı ı !

- yürüyüşe gidelim.

- ı ı !

- tamam, sen kazandın hadi balığa gidelim. Benim bir tanecik parmağımı bırakarak:

- eveet! Güzel anlaşmaydı. Parmağın da gidebilirdi. Hadi gel birkaç bir şey atıştıralım.

- ne var mesela?

- hemm, 5 dakika limon parçalarıyla çalkalanmış beyaz martini. Ne olacak reçel yumurta falan.

- ha ha ha, komik kız seni...

- bak ya...

- baktım.

- seni ıstırırım.

- onu fark ettim az önce parmak sayım eksiliyordu.

- dur sen dur biz balığa gideceğiz ne de olsa.

LÜFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin