bubblegum bitch//skarsgard

drunk

Buraya gelmemin tek sebebi parti olmasıydı çünkü içmek istiyordum. Jace ile evde yalnız kalmaya meraklı değildim yani.

"Hey Ivy, doğruluk ve cesaret oynuyoruz bize katılsana !"

Oturduğum kanepeden ayağa  kalktım ve yere oturup bağdaş kurdum. Jace şişeyi çevirince sorma sırası okuldan rastgele birine ve diğer tarafı ise bana çıktı.

"Doğruluk mu Cesaret mi Ivy?"

"Cesaret" sırıttım.

Herkes 'ooooo' diye bağırmaya başlayınca anlamsızca etrafa baktım.

Kız konuşmaya başladı "Pekala, bir müzik açacağız ve sen müzik durdurulana kadar bizim etrafımızda döneceksin. Müzik durduğunda kimin arkasında kalırsan oyuna onun kucağında devam edeceksin."

"Bana uyar" Herkes sırıtıyordu.

Ayağa kalkıp müzik eşliğinde dönmeye başladım. Bay Skarsgard aklımdan çıkmıyordu, bu gece cidden sarhoş olmalıydım. Müzik aniden durunca önüme baktım. Önümde ki çocuk okulun basketbol takımının kaptanı Evan'dı, uzun saçları onu çok çekici yapıyordu.

"Otur! Otur! Otur!" herkes tezahürat yapmaya başlayınca Evan kollarını açtı, ben de kucağına oturdum. Herkes alkışlamaya başladı ben ise gülüyordum.

"Pekala çevir, Ivy".

Şişeyi tutup çevirdim, biraz sağa sola savrulduktan sonra şişe durdu. Sorma sırası bendeydi.

"Doğruluk mu Cesaret mi Jace?"

"Doğruluk"

"Ah seni korkak!" herkes gülmeye başladı.

"Burada şuan birini öpme şansın olsa kimi öperdin?" Sırıtmamak için alt dudağımı dişledim.

"Sikeyim bu nasıl soru?"

"Mızıkçılık yapma Jace!" Evan bir anda konuşunca onunla aşırı yakın olduğumuzu yeni farketmiştim. Ben ona bakınca gülümsedi.

"Pekala, Ivy'i öperdim." Bana bu soru yüzünden kötü kötü bakıyordu. Ben zaten cevabı biliyordum. Biraz yaramazlıktan zarar gelmezdi öyle değil mi?

Birkaç turdan sonra yine bana çıktı.

"Doğruluk mu Cesaret mi?"

"Ummm doğruluk sıkıcı, cesaret."

"En yakınında ki kişi ile fransız öpücüğü yap".

"Neyseki ben sizin gibi mızmız değilim çocuklar" deyip Evan'a baktım. Kucağında olduğum için en yakınımdaki kişi oydu. Kafasını olumlu anlamda sallayınca herkese sırtımı dönüp bacaklarımı Evan'ın beline doladım. Ve dudaklarına yapıştım.

Evan'ı daha önce öpmemiştim ama çok güzel öpüşüyordu.

Jace bir anda ayağa kalktı "Hey gidin bir oda tutun."

Evan'ın dudaklarından ayrılıp konuştum "Oyun bozanlık yapma Jace."

Jace ayağa kalkınca oyun grubu dağıldı, ben de Evan'ın üstünden kalktım.

"Üzgünüm bu gece seni koltuk yaptılar". gülümsedi. Gülüşü çok tatlıydı.

"Sorun değil çok hafiftin" öpücük hakkında bir şey dememişti, utanmış olmalıydı.

"İçecek bir şeyler alacağım sende ister misin?" Evan'ın sorusuna kafamı olumlu anlamda salladım ve mutfağa doğru yürüdük.

Dokuzuncu bardaktan sonrasını hatırlamıyordum. Herkes etrafta dans ediyor, öpüşüyor ve bazıları ise odalara çıkıyordu, ben ise kanepede ölü gibi hareketsiz yatıyordum.

Müziğin sesi o kadar yüksekti ki baş ağrım git gide artıyordu.
Kenarlara tutunarak ayağa kalktım.

"J-Jace ben gidiyorum."

Jace öpüştüğü kızı bırakıp "Pekala görüşürüz." dedi.
Ne arkadaşlık ama?

Buraya yürüyerek gelmiştim ama şimdi yürümek kolay olmayacaktı. Önümü zar zor görüyordum. Yolun kenarından sendeleyerek yürümeye başladım. Geçen arabalar biraz ürkmeme sebep oluyordu. Üstümdekiler yüzünden dikkat çekiyordum zaten MultiMedya.

Neden o kadar içmiştim ki? Aptalın tekiydim. Evan ile sohbet ederken çok iyi vakit geçirmiştim sonra ise o gitti ondan sonra kaç bardak içtiğimi ben bile hatırlamıyorum.

Aniden gelen mide bulantısıyla çitlerin kenarına çömeldim ve kusmaya başladım. Arkadan gelen araba sesi durmuştu. Dönüp arkama baktım ve arabadan inen bir adam gördüm.

"Güzelim, kayıp mı oldun yoksa?" Gözlerim iyice bulanıyordu fakat orta yaşlı bir adam olduğunu kirli sakalından anlayabiliyordum.
Adam sürekli yakına geliyordu. Çitlere tutunup ayağa kalktım. "Hayır şu arkamdaki evde yaşıyorum (YALAN) işinize döner misiniz?"

"Çok kabasın güzellik, biraz eğlenmek istediğin ortada hadi ama.."

Sırıtışı midemi bulandırıyordu

Çitlerden atlamak için bacağımı öne attım ama arkamdan beni tutup çekmeye başladı.

"OROSPU ÇOCUĞU ÇEK O ELLERİNİ ÜZERİMDEN!" bağırışım bütün sokakta yankılanmıştı.

"Bira eğleneceğiz bebeğim, sen de istiyorsun".

Tam beşliğine dizimi geçirdim. Adam sendeleyip arabaya tutundu ben ise yere düştüm. O kadar sarhoştum ki dizlerim titriyordu.

Tekrar üzerime geliyordu ki adama hızla vuran bir şey gördüm. Ardından adamı arabaya yapıştırıp küfürler etmeye başladı. Gözlerim kararıyordu daha fazla dayanamıyordum.

Sonra ise onu gördüm.

Bana doğru yürüyordu.

"Ivy, iyi misin?"

Kollarını belimde hissettim, beni kucağına aldı. Gözlerim kapanıyordu.

"Bill ? "

Gerisi karanlık...