"Jimin, Jungkook siz mi geldiniz." Diye sordu Jimin'in annesi. Jimin ve Jungkook gözlerini kapattıp tedirgin bir şekilde arkalarına döndüler. Çünkü bayan Park'ın, onları karşı evden çıktıklarını görmüş olduğunu düşündüler.
"E-evet anne biz geldik. Sen neredeydin gelirken göremedik?" Diye sordu Jungkook'un da merak ettiği soruyo. Jimin annesinin görme ihtimali yüzünden, sitresli bir şekilde dolgun dudaklarını ısırıyordu. "Yeni geldim. Sizi gördüğüm gibi size seslendim zaten." Diye cavap verdi.
İkiside rahat bir nefes alıp, hiç bir şey olmamış gibi gülümsediler. Bayan Park'ın yanına gidip koluna girdi Jimin. "Dahi anne içeri geçelim ağaç olduk kapıda." Dedi mızmızlanarak. Jungkook onun bu haline karşı kalbi niye hızlanmaya başlamıştı. Kendi kendine, tanrım çok tatlı. Dedi Jimin'e aşkla bakmaya devam ederek.
Şunda ikiside Jimin'in yatağında oturarak, yatağın ortasındaki günlük tarzındaki kalın deftere bakıyorlardı. Jungkook başta kızmıştı Jimin'e neden aldı diye, ama şimdi kendisi de an az Jimin kadar marak ediyordu içinde ne yazdığıyla ilgili. Jimin merakına yenik düşüp konuşmaya başladı. "Açıp okuyalım mı ne yazıyor diye? Sonra yine yerine bırakırız olur mu." Jimin beklentiyle Jungkook'a baktı.
"Peki, peki öyle bakma bana, hayır diyemiyorum zaten sana." Dedi. Jimin mutluluktan hemen kollarını Jungkook'un buynuna sardı. Jungkook ilk başta donup kalsada hemen kolları ince bele sarıp, başını Jimin'in buynuna koyup derin bir nefes aldı. Başını kaldırmadan tüy kadar bir öpücük bıraktı.
Jimin anın heyecanıyla yanaklarının kızardığını bildiği için, Jungkook görmesin diye ayrıldığı gibi başını kaldırmadan günlüğü eline aldı. Kalbi hala deli gibi atamaya devam ediyor du. Günlüğe baktığında siyah deri kapakğı vardı ve oldukça kalın. Jimin yavaşça birinci sayfayı açtığında, şaşırarak Jungkook'a baktı ve okumaya başladı.
(.Yıl. 18.06.2014.)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kim Taehyung
Kim Taehyung, havalı bir şekilde özel jetinden inip önünde eğilerek bekleyen yardımcılarının yanından geçerek. Kendi arabasının kapısını açarak bekleyen sağ kolu 'Nam-gil'e' gülümseyerek arabaya bindi. "Hoş geldiniz efendim." Diyip arabayı sürmeye başladı. Tae de, 'hoş buldum' anlamında başını salayarak cevap verdi. Şirkete gitmek için başını cama çevirip yıllardır görmediği sokakları caddeleri izlemeye başladı.
Kendisi şimdiye kadar Amerika'day dı, kendini geliştirip hyunguyla birlikte kurdukları şirketlerini daha iyi yerlere gelmesi için, Amarika da bir şirket açıp oraya gitti. Şimdi Kore de ki bütün şirketler, onlarla çalışmak için kuyruğa girmiş durumdalar. Tae istediğinden daha fazla güçlüydü, hiçbir şeyi daha fazla ertelememek için. Kore'ye dönüp küçüklüğünden beri kendini adadığı intikamını alıp her şeyi sonlandırarak gidecekti yine buralardan.
