"Tanrım! Heyecandan geberip gideceğim şimdi!" Ellerini sallayıp yüzüne hava gelmesini sağladı Seokjin. "Bugün ölmezsem hiçbir gün ölmem herhalde."
Otel odasının boğucu havasını derince ciğerlerine çekerek volta atmayı sürdürdü. Her şey hazırdı, kıyafetleri, saçı, az da olsa makyajı... Ama kendisini hiçbir şekilde hazır hissedemiyordu. Biraz sonra en büyük hayallerinden birini gerçekleştirmiş olacağına inanamıyordu.
Resmen bir saat sonra belki de hayatında edindiği en büyük gayelerden birini gerçekleştirecekti. Ve bunların hepsi bir telefon çağırısı sayesinde olmuştu. Bir kadın sesi ona galaya katılma hakkı kazandığı hakkında bir şeyler söylemiş, gerekli bilgiyi e-posta adresine atacaklarını söylemişti.
Ve işte şimdi hazır bir şekilde ölümünün gelmesini bekliyordu.
Kapısının dışarısından bir patırtı kütürtü geldi. Daha sonra ise kapı aniden açılıp korkmasını sağladı.
"WE DIDN'T START THE FIRE!" Jimin olmayan hayali çekicini bir oraya bir buraya sallarken bağırıyordu.
"IT WAS ALWAYS BURNIN' SINCE THE WORLD'S BEEN TURNIN'!" Namjoon ise gözlerini kapayıp hafif hafif zıplıyor, olduğu yerden bağırıyordu.
"WE DIDN'T START THE FIRE,"
"NO WE DIDN'T LIGHT IT, WE'RE TRYIN' TO FIGHT IT!"
"OBADIAH-"
"TAMAM YETER!" Seokjin sesini duyurmaya çalışarak bağırdı.
Jimin ve Namjoon durup ona ters bir bakış attılar. "Ortam yaratmaya çalışıyoruz şurada!"
"Taehyung uyuyor."
İkisi de arka yatakta yorganı kafasına kadar çekmiş olan yatağın üstündeki yükseltiye baktı. Birazdan oksijensizlikten ölmemesi için yorganın acilen üstünden çekilmesi gerekiyordu.
"Doğrusu sen söyleyene kadar onu peluş bir oyuncak zannediyordum."
"Neyse ne, sessiz olalım."
"Hyung bir şey diyeceğim." Jimin, Seokjin'e döndü.
Konuşmak için fazla heyecanlı olan Seokjin başını sallamakla yetindi.
"Sence Taehyung kaldırabilir mi?" Seokjin'in tepkisinden korkarak sordu.
Seokjin ise yatağına oturak dirseklerini bacağına koyup ellerini de yanaklarına koydu. "Ben bunu düşündüm. Yani birlikte olmamızı. Ellerini tutabilmemi ve dudaklarını öpebilmemi. Bu ikimiz için de problem değil ama... Bilemiyorum. Uçaktaki adam sadece fazla nazikti. Başka birisi olsa şiddete bile başvuracağından eminim. Ve ben Taehyung'un benim yaşadıklarımı yaşamasını istemiyorum."
Namjoon kollarını birbirine dolayıp "Birbiriniz için dayanmanız gerekecek. Okulda birlikte görünmemeniz imkansız. Orası aptal homofobiklerle dolu."
"En çok da onlardan korkuyorum ya zaten. O şerefsizler her şeyi yapabilirler."
Jimin, Seokjin'in yanına oturarak başını omzuna koydu. "Seni dövdükleri gün sinirden ne yapacağımızı şaşırmıştık. Annen müdürle konuşup seni okuldan alacaktı."
"Sanaldakiler buraya gelecekti ve o şerefsizlerin hepsini bir dövecektik." Namjoon dolaba yaslandı.
"Tabii sonra Hyejin onları bir WhatsApp grubuna alıp ölümcül kod atmıştı ve telefonları çökmüştü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Amazing Eklembacak | taejin texting
Fiksi PenggemarMahallenin dost canlısı, sevecen, akıllı ve zeki örümcek adamını canı gönülden, tüm benliğiyle seven bir eklembacak Seokjin, lisenin son yılında sınıf arkadaşı Kim Taehyung'a mesaj atar.