Bölüm şarkısı; Cevdet Bağca-Leyli Leyli
"Yaşanması mümkünken yaşanmayan mutluluklar.."
10.06.2015
Günler geçiyordu.Kuşlar yine uçuyordu,dallar yine rüzgarın eşliğiyle sallanıyordu.Öyle ki yazın sıcaklığı gün yüzüne çıkıyordu.Rabia evine öyle alışmıştı ki; pazara gidiyor,evin ihtiyaçlarını karşılıyordu.Komşularla sık sık sohbet ediyor,kasabanın küçük çocuklarıyla şakalaşıyordu..Teyzesi ona 'Baharı getirdin' diyordu.İçindeki hasrete rağmen gülümsüyordu Rabia.Yanında bir kaç sıcak beden olunca yalnızlığı gidiyordu.
Bir de içinde dinmek bilmeyen bir şey vardı ki..Rabia'yı değiştiriyor,hatta hayata tekrar bağlıyordu.Mirza'ydı içinde ki ateş.Mirza'ydı adını koyamadığı duygu.
Aylardır kaldığı evde ona yuva olan adamı düşünüyordu Rabia.Aşk diyemiyordu-ki aşkın ne olduğunu bile bilmiyordu.Romanlarda okuduğu,filmlerde gördüğü kadardı aşk.Onun bu yetim ve öksüz yüreğine yerleşebilir miydi ki şu sevda denen şey?
Bilmiyordu..Tek bildiği Mirza'nın ona iyi geldiğiydi.Onu koruması,ona yardım etmesi..Rabia tek kaldığı bu hayatta ona el uzatan biri olduğunda alıp bağrına basmak istiyordu.Yalnızlığı kaldıramıyordu bedeni.Elleri boş kalıyor,kulağı ses duymuyordu.Ama Mirza bunları yok ediyordu.Ona kol kanat olunca Rabia'nın içi titriyordu.Hatta öyle ki bazı geceler ağlıyordu.Annesini babasını yanına alan Allah,ona bu kadını,bu adamı vermişti.Rabb'inin gücüne hayran kalıyordu.
Elindeki çapa, daldığı dünyadan sıyrılmasına sebep olacak şekilde ayağına düştü.Düşüncesizliğiyle yüzünü acı bir şekilde kastı.
"Aptalsın,aptal!"
"Kendine zarar verip hakaret edeni de ilk defa görüyorum."
Eline yeni aldığı çapa tekrar toprağı boylayınca arkasına döndü.Mirza bahçe kapısında durmuş onu izliyordu!Rabia'yı!
"Şey..biraz dalgındım."
Mirza yavaş adımlarla toprağın fide ekilmemiş yerlerine basarak beton zemine,Rabia'nın yakınına geçti.Eli hemen başına giden kızı izledi.Her yeri kapalı olmasına rağmen açıkta bir yer arıyormuş gibi örtüsünü düzeltti.Elinin çamuru beyaz başörtüsünü kirletince içten bir gülümsemeyle konuştu Mirza.
"Onu görüyorum."
Rabia genç adama kısa bir bakış atarak kaşını kaldırdı.Mirza'nın aniden ateşlenen kalbi bedenine sığmadı.Bembeyaz teninde uzunca yaslanmış siyah kaşları havaya kalkınca,günlerdir bastırdığı hasreti gün yüzüne çıktı.Hafifçe esen rüzgar,örtüsünün ucunu yanağına değdirdi.Rabia başını hafifçe kaldırarak ince parmaklarıyla işlemeli örtüsünü yüzünden sıyırdı.Mirza tuttuğu nefesini bıraktı..
Anlamıyordu.Daha bir kaç ay olmuştu bu kızı tanıyalı.Ne zaman kabullenmişti kalbi,ne zaman benimsemişti yüreği?
"Anlamadım?"dedi Rabia o ince sesiyle.Mirza yutkundu bu sesle.
"Bende.."
Gözlerini kapatıp bir kaç salisede kendine geldi.Yanlış anlayacaktı.Sürekli onu izleyen bir sapık olarak kalacaktı aklında.Siyah harelerini yere indirerek genç kızı hayranlıkla izleyen bakışlarından kurtardı.
"Çok fazla uğraşıyorsun bahçeyle,yaralayacaksın kendini."
Rabia içinde kanatlanan kuş seslerini bastırdı ve"Olsun..seviyorum bahçeyle uğraşmayı,hem kuşlarım da var bak."dedi parmağıyla ağaçtaki serçeleri gösterirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Spiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...