(Multi: Kemik Adam yani ATEŞ)
"Bırak beni pislik herif!" Beni takmadı. "Hey kime diyorum? Durdur şu lanet arabayı!" Canımın yanmasını geçtim cidden bu olaylar artık fazlaydı. " Hemen arabadan indir beni diyoruk sana!" Aynadan çaktırmadan ona baktım. Kaşlarını çatmıştı. Gözleri elaydı, saçları dağılmış ve bu onu çok masum gösteriyordu. İç ses devreye girdi.
(Defne kendine gel!) Uyarı verdiğin için saol iç ses. Dikkatimi yeniden toparlayarak tam ağzımı açıp bağıracaktım ki...
"Bir şey daha söylemeye kalkarsan senin o boynunu kırarım ve inan bu bir dakikamı bile almaz." Derin bir nefes verdi. Çatık kaşlarıyla bana susmazsan öldürürüm bakışı atıyordu. Tırstım, gerildim, korktum ve böyle bir anbiansın ortasında bıçaklandığım yer çok acıyordu. Beyaz giydiğim t-shirtüm kırmızıya bulanmaya devam ederken arabayı durdurdu. Anahtarı çıkardı ve bana son bir bakış atarak arabadan indi. Allah'ım beni neyle sınıyorsun? Bu nasıl bir imtihan? Ne günahım vardı ya! Arabadan indiğinde beni burada bırakıp ilerlerdi. "Hey nereye gidiyorsun?" Cevap vermedi. Ne kadar soğuk bir çocuk. Sen gel kızı kaçır sonra bırak git , oh ne güzel Dünya! Sinirlenmem bir yana halsizleşmem bir yanaydı. Kanamam fazlaydı ve bu yaklaşık 20-25 dakika daha sürerse kan kaybından ölücektim. Çok kötüyüm konuşmakta bile güç çekiyordum. Başım dönmeye başladığında buraya doğru geldiğini gördüm. Boyu yaklaşık 1.78 ya da 1.80 gibi bir şeydi, Saçlari hâlâ dağınıktı. Uzun bacaklara sahipti. Geniş omuzları vardı. Arabanın ışığı sayesinde ela gözleri parlıyordu. Çenesini iyice kasmıştı. Gergindi ve ben ona büyülenmiş gibi bakarken kollarını öncs belime doladı. Beni dikkatlice kaldırdı. Ben onun kucağında acı çekerken bana bakmıyordu bile, oysa ben onun yüzüne kenetlenmiş bir şekilde bakıyordum. " Beni nereye götürüyorsun? Ne istiyorsun benden? Gecenin bir yarısı neden evimizs geldin?" Kesik kesik nefes alarak kendimi kısa süreliğine karanlığa ve onun kollarına teslim ettim. Dikişimin patladığı -bıçaklandığım yer- yanıyordu. Kalbim duracak gibiydi. Beni tehdit etmesi harici ilk kez sesini duydum. "14 SKY 2566" Galiba bu bir şifreydi. Gizemli ve karanlık çocuk ayrıca dizilerden fırlamış gibi bir vücudu vardı. Sonra bitmek bilmeyen bir koridordan geçtik. Yine bir kapıya geldiğimizde "1928 Ateş" Yine mi şifre? Peki Ateş? Yoksa adı Ateş miydi? Bir ses daha duydum. "Giriş izni verildi." Bu ses robotik bir sesti , ardından kapı açıldı. "Beni nereye getirdin pislik herif?!" Beni zerre takmıyordu. Odaya baktığımda bir yatak, bir adet kıyafet dolabı, gece lambası ve birde kişiye özel bir banyo vardı. Beni banyoya doğru götürdü. "Hey, indir beni." Sonra beni yumuşak bir şekilde armut koltuğa otutturdu. "Ahh! Dikkat etsene vicdansız." Hâlâ konuşmuyordu. Lan bir dediğimede cevap ver be adam! Banyo dolabına yöneldi ve makas, pamuk, batikon, iğne vs. Şeyler çıkardı. "Ne yapıyorsun? Kaşlarını çattı ve çenesini biraz daha kastı. Bana bakmayarak "Çok soru soruyorsun, birazdan görürsün." Cümlesini bitirir bitirmez yanıma eğildi. "T-shirtünü çıkar." Dedi. Gözlerimi hortlak görmüş gibi açtım. Sanırım kızarmıştım, yanaklarım alev almak üzereydi.
- "Sen ne dediğinin farkında mısın? Sapık mısın lan sen? Hayatta çıkarmam pis sapık!"- " Sus da dediğimi yap! Ölmek mi istiyorsun? Kanaman var kör müsün?"
- "Sana show yapmaktansa ölmek daha iyidir."
- " Ha öyle bir düşüncen var yani?"
- " Sen benim açığımı mı arıyorsun? Pis sapık!"
Son dediğime sinirlenmiş olacakki t-shirtümü bir çekişte çıkardı. Neyseki içimde sporcu atletim vardı. "Atletini kıvır biraz." Dediğinde bu komutu derhâl yerine getirdim. O görüntüyle karşılaşınca aklım çıkmıştı. " Şimdi yaranı uyuşturup dikiş atıcam. Canın yanarsa kolumu sıkman yeterli." Kafamı tamam dercesine salladım. Bir yandan çok hızlı nefes alıp veriyordum diğer yandan da ağlıyordum. Ben nasıl bir kâbus içerisindeydim? Neler görüyordum?
Yanıma oturdu ve uyuşturmak için iğneyi hazırladı. Ben gözlerimi korkudan kısarken iğneyi vurmuştu bile, ela gözlerini gözlerime dikti ve "Canın yandı mı?" Diye sorduğunda cevap vermedim. Bu tepkime bozulmuş olacakki kafasını aptal kız dercesine salladı. Ardından dikiş işlemine geçti. Canımı asıl acıtan şey buydu. Dişlerimi öyle bir sıkmıştım ki ağzım uyuşmuştu. Canımın yandığını anladığında ağzıma bir bez verdi. "Dişlerini ağrıtacaksın böyle daha iyi." O an ağzıma bezi öyle bir soktu ki bez boğazıma kaçacaktı. O an verdiğim ani tepkiyle "Okoz!" Dedim. Aslında öküz demek istedim ama ağzımdaki bez yüzünden hem rezil olmuş hem de çenemin sızlamasıma sebep olmuştum. Her şey bu pislik yüzünden olmuştu. Evimize gelmeseydi bunlar yaşanmazdı. Dikiş atması bittiğinde beni dikkatli bir şekikde kaldırdı. Hâlâ ağlıyordum. Göz göze geldik. Ela gözleri, önüne gelen dağılmış saçları, en az benimkiler kadar uzun kirpikleri ve geniş omuzları vardı. Sonra kollarını bacaklarımın altından geçirdi ve diğer koluylada başımı tuttu. "Bırak beni dedim sana!" Bunu derken çok bitkindim. Banyodan çıktık ve beni yatağa yatırdı. Üzerimi örttü.
- "Burada kalacağımı düşünmüyorsun değil mi? Evime bırak beni!"- " Sus da uyu dinlenmen gerekiyor!"
- "Bana bak kemik adam beni şimdi evime bırakacaksın!" ( Kemikli bir yapısı var yani en azından omuzları öyle...)
- " Sus artık sinirlenirsem kötü olur!"
Daha çok sinirlendim. Öfkem gitgide artıyordu.
- " Ne yaparsın ha? Ne yaparsın? Döver misin? İşkence mi yaparsın? Öldürür müsün? Ha?"
Uzunca bir süre bana baktı. "Cevap versene!" Bağırmamla birlikte ağlamam onun daha da sinirlenmesine sebep olmuştu. Kapıyı sertçe kapattı ve odadan çıktı. Daha çok ağladım. Kafayı yemiştim. Beni kaçıran biriyle konuşmaya çalışıyordum. Kesinlikle psikolojim bozulmuştu. Bir geceyi daha ağlayarak bitirmiştim. Gözlerim acıyordu. Bu kötü günün ardından yorgun bedenimi uykunun kollarına teslim ettim...
Selaaam. Bu benim ilk kurgu kitabım, bu bölüm sizce nasıldı? En uzum bölümüm oldu. Bu arada biraz destek fena olmaz canlarım. Oylayıp yorumlarda destek atarsanız sevinirim 🙋💙 ... Yeni bölümü bekleyin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçış
Подростковая литератураDefne'nin geçmişiyle tanışın. Defne geçmiş denilen cehenneminden kurtulduğunu düşünürken yeni bir cehenneme katıldığının farkında değildi. Bu yeni cehenneminde ilk başta ona eşlik edecek kişi olan Ateş Sarsılmaz oldu. Defne'yi kendi cehenneminden ko...