BÖLÜMϟ7
Barlas’ın mesajını okurken ciddi anlamda rahatsızlık duymaya başladım. Bunun da altından bir şey çıkarsa kendime olan az kalmış inancım yerle bir olacaktı. Bütün maddelerde sanki tehlike alarmı vardı. Şimdiden vazgeçme düşünceleri aklıma dolanmaya başlamıştı.
Yatağımdan kalktım ve cep telefonumun şarjına baktım, bugün tüm gece dışarıda olacaksam bitmesi hiç de iyi olmazdı. Yüzde yetmiş iki doluluk oranına aldanmadan telefonumu şarja taktım.
Yorganımı düzelttim ve fazla vakit kaybetmeden dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkayarak banyodan çıktım. Odama tekrar gelerek telefonumu şarjdan çıkartıp cebime attım ve yarın ki ders programımı hazırlamaya başladım. Çantama kitaplarımı doldururken aklıma yedek kıyafet almam gerektiği geldi. Çantama bir gömlek ve bir pantolon koyduktan sonra ilacımı da kontrol ettim.
Çantamı sırtıma alarak merdivenlerden inmeye başladım, son basamağı da atlayarak indiğimde salonda krem rengi tekli koltukta dedemi pencereye bakarken buldum. Ayağa kalktı ve pencerenin önüne dizdiğimiz yastıkları eline alıp tek tek kabartmaya başladı. Ah, aklıma gelen şeyle endişelenmeye başladım.
Yeşil sehpanın yanına gelerek dedemden izin almadığım aklıma geldi. Dedem varlığımı hissederek elindeki son yastığı da pencereye kenarına bırakarak bana döndü. Sırtımdaki çantada gözleri biraz oyalanınca ne diyerek izin istemem gerektiğini düşünmeye başladım.
Aramızdaki sessizlik büyünce, dedemin konuşmayacağını anlayarak ben konuşmaya başladım.
“Dede,” diyerek ellerimi çantamın altında birleştirdim ve bir sağa bir sola sallanmaya başladım.
Dedemde beni taklit ederek elini arkasına götürüp bir sağa bir sola sallanmaya başladı.
“Esila,” diyerek tebessüm etti. O an çok komik göründüğümüzü anladım ve bir kahkaha patlattım.
“Ben bugün bir arkadaşımda kalabilir miyim diye soracaktım,” derken eski ciddi halime döndüm.
Şaşkına dönmüş dedem şuan kulaklarına inanamıyordu çünkü torunu arkadaş edinmiş ve en önemlisi de birine güvenerek beraber kalmak için izin istiyordu.
“Esila, arkadaş edinmene hem şaşırdım hem de çok sevindim, ama olmaz. Bu çok fazla.”
Barlas’ın teklifini kabul ederken dedemin izin vermeyeceğini hiç hesaba katmamıştım. İç çektim ve başımı sallayarak merdivenlere yöneldim.
“Ama…,” diyerek dedem konuşmaya başladığında ağzım kulaklarıma gelmişti. Az önce Barlas ile buluşmak istemeyen ben şimdi dedem ile bir anlaşmaya girmek üzereydik.
“Aması ne dede,” diyerek kolumdaki saate baktım. Anlaşmayı hemen yapmazsak geç kalabilirdim.
“Ben âşık oldum, Esila,” diye fısıldadı. Çaktırmadan gülümsedim.
“Tahmin etmiştim, bugün o yüzden mi okuldan gelince evde seni bulamadım?”
“Esila ama bir görsen, çiçekleri bir sulayışı, yapraklarını bir okşayışı vardı. Her neyse bunlar özel ve mahremiyet gerektiren şeyler. Senin isteğine karşılık, benim aşk hayatımdaki sınırların kalkması,” dedi bir kaşını kaldırarak.
Bu şehre gelmemizin nedeni benim okul transferimdi evet ama dedemin çapkınlıkları da yaşadığımız semtte dillere sakızdı. Tüm kadınları bahçıvanlık hünerleri ile tavlardı. Araba konusunda da çok iyi iş çıkarıyordu, hatta bahçıvanlıktan daha çok seviyordu arabaları tüm erkekler gibi ama bu yeterli olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kavanoz Nohut Tanesi -Askıda-
Roman pour AdolescentsEvi, onun saklanış kalkanı. Huzuru sadece uyuyarak yakalayan biri için diğer şeyler çok gereksizdir. Evin üst katı.. Sağdan ikinci kapı.. Krem ve toz pembe ile döşenmiş adeta huzuru yansıtan bir oda.. Çift kişilik bir yatak.. Pembe çiçekli olan açık...