Selammm yeni bir hikaye yazmaya karar verdim. Bazı kişiler harry potter dan alıntı yaparak malec hikayesi yazmış ve ben bayıldım. Bende dedim ki neden"bende başka bir filim/kitabın malec kurgusunı yapmıyorum?"
Eh bende açlık oyunlarının malec kurgusunu yapmaya karar verdim.Bugün yeni bölümü gelebilir!!
Uyandığımda .... İsabelle.... Clary,
lydia Ve simon'u gördüm.Bekle. Simon mı?
Kaşlarımı çattım. "Onun burda ne işi var?" İsabelle endişeli, kızgın ve anladığım kadarıyla da şaşkındı.
Ve... Simon'a gelince o herzamanki gibi saf görünüyordu. "Günaydın Alec.Burası güzelmiş aslında bana burayı gösterseydin keşke, nasıl olsa çizgi romanım için mükemmel kareler bulabilim." dedi simon.
Her zaman her dakika her saniye konuşacak bir konusu vardı ve bu benim sinirimi bozmaya yetiyordu. Ayrıca onun burda ne işi vardı?
"Onun burda ne işi var?" Dedim kaşlarımı çatarak.Simon kaşlarını çattı ve suçluyormuşçasına kollarını açtı. "Kendisi yaralanan hastaların yanına gidip onlara Nasıl bir yaratığın saldırdığını sorup durdu. Bir adam yanlız kalmak istediğini söylesede simon ısrar etti ve adam simon'un kafası na bir lazımlık atınca kavga çıktı." dedi isabelle.
"Ne yaptığını sormadım. O burda ne arıyor?" Dediğimde simon dudaklarını büzdü.
İsabelle ona yandan baktı ve tekrar bana döndü. "Kendisi sen gittikten sonra bazı tavsiyeler konusunda bana geldi." dedi izzyTek kaşımı kaldırıp ilk önce simon'a ardından isabelle'e geri döndüm. "Ne tür tavsiyeler?" dedim özellikle simonı kızarması için.
Ve öylede oldu.Solgun tenine zaten renk gelmesi gerekiyordu. İsabelle kıkırdasa da clary simon'un elini tuttu. "Hadi gel sana etrafı göstereyim burdan çekiceğin çok." dedi clary ve simon'u dışarı doğru sürükledi.
İsabelle'e döndüğümde garip bir şekilde simon'un arkasından bakıyordu. Buna çok takılmadan etrafımı inceledim. Büyük ve bir yatak hanede gibiydik.
Her yer sesiz olduğu için genelde konuşan kişilerin sesi yankı yapıyordu.
Her yatağın yanında bir hemşire ve onun yanında da sağlık ekipmanları vardı. Bazı kişilerin üstü tamamen örtülmüşken bazı kişilerin ise üstü örtülmemişti bile.
Acaba kargaşada ne kadar kişi ölmüş veya yaralanmıştı. Ardından ilk defa lydia konuştu. "Sen iyi misin?" dedi sarı saçlarını yana atarak.
Kafamı onay verircesine salladım. Ardından bir şeyin eksikliğini hissettim. Burda magnus yoktu. "Magnus nerde? Ona bişi oldu biliyorum. Nereye koydunuz onu?" dedim ve hızlıca ayaklanmaya çalıştım fakat lydia beni yatağa serçe bastırdı.
Lydia isabelle'e döndü. "Her zaman böyle panik yapar mı?" dedi lydia. İsabelle de omuz silkti. "Ara sıra işte." dedi isabelle.
Kaşlarımı çattım. "Nerde olduğunu söyleyin en azından." dedim hırçınca. "Sen yere yığıldığından hemen sonra o da birden omuzunu tutarak seninle beraber yere yığıldı.Oysaki ona çok dikkatli bir şekilde baksalarda tıbbi bir yaralanma bulamadılar." dedi lydia.
Hemen ardından Kapı açıldı ve normal magnusa göre teni daha soluk ve daha az enerjik görünen bir magnus geldi.O yiyidi.Eh ben iyiysem o da iyiydi.
İsabelle ayağa kalktı."Magnus.Uyanmışsın.Alec de az önce kalktı-" Fakat magnus isabelle'in yanından geçip gitti.Bana bile bakmamıştı.Magnus salonun ortasında durunca hekes ona döndü."Herkes bana dönsün! Saldırı sırasında bu saraya ait çok önemli bir kolye Çalındı.Lorenzo ray bu kolyeyi çaldığını tespit ettik.Emrim onun görüldüğü sırada ölürülmesi.Kolye her türlü iblis saldırısına karşın büyük bir tepki verir." Diyerek.
"Ayrıca saldırı için yardım edenler ya da şüpheliler yarım saat içinde açıklanacaktır." Dedi bu sırada bana yandan bir bakış attı."Tespit edilenler ise idam edilecektir.Bu kadar." Dedi ve Geldiği yönden ilerlemeye başladı.
Kaşlarımı çattım ve Ayağa kalktım."Alec daha kaç kere diyeceğim dinlenmen gerekiyor-" dedi lydia fakat Onu dinlemeden Yandan bir iğne aldım ve Magnusun arkasından ilerledim.Boş ve karanlık koridora gitmeden önce onun kolundan tuttum."Yüzüme bile bakmadın." dedim tıslarcasına.Magnus kaşlarını çattı ve kolunu sertçe benden çekti.
"Ellerini çek üstümden.Ben senin kralınım." dedi ve yürümeye devam etti.Öylece kalmıştım .O bana 'Ellerini çek üstümden' mi demişti? Magnusu koridorda tedirgin bir şekilde izlerken elimdeki iğneği sağ elime aldım.
Hazır olduğumda sol elime iğneği sertçe bastırdım.Bağırmamak için kendimi zor tutmuştum.Fakat magnusun bir kıpırtısı bile yoktu.Çünkü o gerçek magnus değildi.
İğneği elimden çıkardım ve magnusun üstüne atladığımda tıslarcasına inledi.Onun gözlerine baktığımda mavi bir ışık gördüm.Ardından sanki derisi dökülüyormuşçasına yok oldu.Geriye yeşilimsi bir sıvı akıtan bir yaratık kalmıştı.
Canavar tam o büyük perdeli pençelerini bana geçirecekken Mavi bir kıvılcım ile yaratık karşı duvara fırladı ve Ateş saçarak yok oldu.
İşte gerçek magnus gelmişti.Magnus koşarak yanıma çömeldi."Bir daha asla bana benzeyen şeylerin peşinden gitmiyorsun, şatoda hala bazı iblis var hepsi temizlenmedi." Onu dinlemeden boynuna atlayıp sarıldım.
Bazen beni önemsediği için kendimi özel hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|MALEC| GOLDEN MİRROR
FanfictionMagnus bane.Demon krallığını yönetmek zor her gün yeni işler çıkar.Kendinizi daha rahat hissetmek istersiniz.Magnusun odasına yeni getirilen ayna belki bunu değiştirir.