Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 148: Formasyon Savaşı(2)

Mustafa' ya bakan kimse bu yaşta bir gencin Büyükusta Bilgin seviyesi zihin gücü olduğunu asla tahmin edemezdi.

Zihin gücü ve Ruhsal gücünde uzmanlaşmak Qi gücünde uzmanlaşmaktan daha zor ve daha çok emek ve zaman alıyordu.

Qi gücünde yeteneği olmadığını anlayan insanlar, bu iki güce yöneliyordu. Bu güçlerin bilinde bile uzmanlaştıkları taktirde güçsüz olsalar bile güçlü uzmanlar önlerinde saygılı olmak zorunda kalacaktı.

Yinede bunu başaran çok az kişi olmuştu. Çoğu yeteneğinden dolayı başarısız olsada bazıları daha güçlenmeden güçlü insanları tahrik ettiği için ölmüştü.

" Seni küçük piç! Benim kim olduğunu biliyor musun ? Ben- "

" Tavuksun. "

" Senin... "

Yaşlı uzman tam kendini tanıtmaya başlıyordu ki, Mustafa kusursuz bir zamanlama ile araya girdi.

Zamanlaması o kadar kusursuzdu ki birçok kişi kendini tutamamış ve gülmüştü.

İnsların kahkaharı yaşlı adamın kulağını tırmalamış ve öfkesi birkaç kat daha artmıştı.

Aslında şu an formasyonu kırmakla meşgul olması gerekiyordu. Ama uzun zamandır kırmak için zihin enerjisi harcıyordu. Bu da kendisini biraz bitkin düşürmüştü.

Dinlemek istediğinde Mustafa' nın kibirli sözlerini duymuştu. Buna karşılık vermeden durması imkansızdı.

" Sözlerimin kibirli ve gerçek olmadığını mı düşünüyorsun? O zaman bu konuda benimle iddia girmeye ne dersin ? " Mustafa yüzünde hafif bir gülümseme ile yaşlı adama meydan okudu.

" Senin gibi küçük bir veleden korkacağımı mı sanıyorsun ? Seninle her türlü iddia varım. "

Yaşlı adam, Qi gücünde düşük olsada zihin gücünde kendine çok güveniyordu. Bu konuda en ufak bir taviz vermezdi.

" Herkesin vaktini almamak için iddamız biraz kısa olacak. İkimizde bir birimizin uzay torbasına koyduğu mührü kırmaya çalışacak. Kıran içindeki herşeyi alır. "

Ayşe bunu duyduğunda Mustafa biraz baktı. Mustafa' nın uzay torbasında ki geçilmez mührü bizzat kendisi tecrübe etmişti.

Uzun uğraşlar versede bu mührü kıramamıştı. Bunu düşündüğünde yaşlı adama biraz acıdı. Mustafa ile zihin gücünde savaşa girmek tam bir aptallıktı.

Mustafa' nın Qi gücü düşük olabilir ama genç yaşına rağmen bu kişi zihin gücünde bir dahiydi.

" Senin değersiz uzay torbana ihtiyacım yok. İddianı kabul ediyorum. Ama bir şartım var. Kazanırsam önünde diz çöküp aptal bir köpek olduğunu söyleyip ayaklarımı yalayacaksın. "

Yaşlı adam son şartı kazandığında hep gurunu tekrar kazanamak ve Mustafa' ya unutamayacağı bir ders vermek için koydu.

Bir kişi birkez böyle aşağılandığında bir daha insan içine nerdeyse çıkamazdı.

Mustafa yaşlı adama baktı ve içinden biraz güldü. Beni aşağılamaya mı çalıyorsun? Deniz' i yeni gördüğüm için mutlu bir havam var elimi kana bulamak istemediğim için bu yolu seçmeme rağmen bunu anlayamayacak kadar aptalsın.

Deniz' in grubu konuşmaya uzak olsada rahat bir şekilde sesleri yinede duymuştu. Özellikle adamın son sözlerini duyduğunda gözleri bir an geçmişe gitti.

Mustafa ve babasının savaştığı ana gittiğinde Mustafa' nın bir konuda çok hassas olduğunu anladı. Kimse onun gururuna dokunamazdı. Gururu ince çizgisiydi.

Yaşlı adamın ölüm fermanını kendi eli ile verdiğinden habersizdi. Eğer sadece iddia kabul etseydi sorun çıkmazdı. Mustafa' nın bu konu üzerine gitme niyeti yoktu.

Sadece adama küçük bir ders verecekti. Ama şimdi biraz merhametli davrandığını anladı.

Mustafa yaşlı adama baktı" Bu iddiadan vazgeçtim. Daha doğrusu koşullarından" dedi. Sözlerinde hiçbir duygu yoktu ama sonraki sözlerinin herbir kelimesinde ölümün fısıltıları yankılanıyordu.

" Yenilen taraf kendi kendini öldürecek. "

Mustafa' nın sözlerini duyanlar küçük bir ürperti hissetti.

Uzaktan başka bir gruptan genç bir adam gözlerini Mustafa' ya doğru çevirdi. Mustafa ve yaşlı adamın konuşmalarını sadece vakit kaybı olduğunu düşündüğü için dikkat etmemişti.

Ama Mustafa' nın sözlerini duyduğunda ilgisini çekmişti. Mustafa' nın sözlerinden çıkan ölüm niyeti normal değildi.

Yaşlı adam, Mustafa' nın asla böyle bir şart koyacağını düşünmemişti. Buna biraz şaşırmış olsada onu daha çok şaşırtan şey önümde duran bu gencin kendisine ölüm korkusunu vermesiydi.

Bu korkuyu genellikle kendisinden daha güçlü insanlara karşı hissederdi. Ama Mustafa ondan güç olarak düşüktü. Normalde böyle bir duygu hissetmesi imkansızdı.

Yaşlı adam birkaç saniye düşüncelere daldı.

" Cevabın nedir yoksa korktun mu ? "
" Seni küçük piç, canını bağışlamak istemiştim ama sen ölmek için can atıyorsan sana eşlik edeceğim. "

Yaşlı adamın içinden bir his kendisini vazgeçmesi için uyarsada bu noktadan sonra asla dönemezdi. Eğer iddiadan vazgeçerse zaten yenildiğini itiraf etmiş olacaktı.