Bir Uzun Yoldan Geldim

52.Bölüm Hazal

Genç kız odaya girdiğinde bacaklarının titremesinin geçmesi için sırtını kapıya yasladı.
Eli hala dudaklarını sıkı sıkı kapatıyordu.
Nasıl böyle bir şeyi sesli dile getirebilmişti.
Kardeşi bile olsa bunca sene saklayan adamın sırrını açığa verdiği için kendini çok mahçup hissediyordu.
İki parça gecelik için onun burnundan getiren , haketmediği sözler sayan Bilal şimdi gör ki nasıl bir işkence planı hazırlıyordu.

Biraz olsun kendine gelince sırtını yasladığı kapıdan ayrılıp yatağa doğru yürüdü.
Yatağın ucuna oturup , başını iki elinin arasına aldı.
Her şey dün gece gördüğü bir rüya ile sarpa sarmıştı.
Oysa onun tek amacı rüyasında gördüğü mutluluğa sahip olmaktı.

Adamın hala kükreyerek odaya gelmemesi iyi bir şey miydi ? Yoksa daha mı kötüydü bilemedi.
Stresten kendi kendine salanan bacağının titremesini bir süre boş bakan gözlerle izledi.
Bilal'e ne diyeceğini , yaptıklarını nasıl açıklayacağını düşünürken kapının açılması ile başını kaldırıp giren heybetli adama uzun uzun mahçup bir şekilde baktı.
Gözlerinde öfke ve nefret aradığı Bilal'in yüzünde tek bir mimik oynamıyordu.
Hazal korkarak ayağa kalktı.

Adamın ona doğru adımlar atması sanki ağır çekimde gerçekleşiyormuş gibi çok uzun gelmişti.
Hazal öyle çok titriyordu ki bunu Bilal bile farketti.

Karşısında titreyen kıza kızacak ya da bağıracak gücü kendinde bulamadı.
Zaten öyle saçma bir durumdu ki ne dese ne yapsa yerini bulmazdı.
Titreyen Hazal'ın tam karşısında tepkisiz durunca genç kız adamın yüzüne utanarak ve dolu dolu gözlerle baktı.

"Ben seni utandırmak istemedi. Sadece bir rüya görmüştüm. Bizim oğlumuz oluyordu.
Sen de mutluydun . Ondan yaptım ne desen ne kadar kızsan haklısın ." Deyip susunca Bilal hiç bir şey söylemeden yanından geçip banyoya girdi.
Adam kıza ben sandığın gibi gay falan değilim dediğinde ne olacağını düşünüyordu.
Bu haldeyken bile çocuk hayali kurup duran kız gerçeği öğrendiğinde ne yapardı ?
Ona evliliklerinin bu şekilde devam etmesi gerektiğini hazır olmadığını nasıl anlatacaktı?

Doğruyu söyleyip söylememe arasında sıkışıp kaldı.
Elini yüzünü yıkadı.
Havluyu almak için uzandığında, Hazal yanına gelmiş adam elini uzatmadan havluyu vermişti.
"Hiç bir şey demeyecek misin ? Artık konuşmayacak mısın benimle ? Kızmayacak mısın ? Sonuçta senin sırrını açığa verdim . Küstün mü bana ?" Dedi.

Bilal elini yüzünü silip havluyu sepete sertçe fırlatınca Hazal olduğu yerde dondu kaldı.
Adamın sert yüz hatlarının ve öfkeli bakışlarının altında gittikçe küçültürken bir kaç adım geriye doğru yürüdü.

Sırtı banyo duvarındaki soğuk fayansa deyince derin bir iç çekti.
Küçük olan banyo ikisi ile daha küçük olmuştu.
Adamın kendisine doğru gelişi ile Hazal başka alemlere gitti.
Gözlerini sıkı sıkı kapattı.

Karşısındaki adamın nefesini yüzünün her bir zerresinde hissederek zar zor soluk alıyordu.
Bilal bir adım daha atıp kendi vücudunu Hazal'a bastırınca genç kızın gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Bilal bak ne desen haklısın ben senin sırrını açığa vermemeliydim. Özür dilerim nolur affet, kızma bana !"
Genç adamın dudaklarından çıkan nefesin sıcaklığı Hazal'ın boynunu doğru yayılırken kendini bayılacak gibi hissetti.
Bacaklarında vücudunu taşıyacak daha fazla  güç  bulamadığı için karşısındaki adamın kollundan tutarak destek aldı .

"Bir şey söylemeyecek misin ?"

"Göstermeye karar verdim ." Diyerek yüzünü kızın yüzüne yaklaştırdı.
Dudakları arasındaki mesafeyi kapatıp nefesi Hazal'ın nefesine karıştı.
Genç kız yeniden titrediğini hissederken Bilal'in öpüşü sertleşmişti.
Hazal dağılmış bir şekilde adama teslim olurken düşmemek için daha sıkı tutundu.
Dudaklarını aralayan talepkar öperek karşılık bekleyen adama sokulup  acemice olsada karşılık verdiğinde ikisi içinde beklenmeyen bir şey oldu.
Sanki hep bu anı beklemişler gibi . Sanki kavuşmak mümkünmüş gibi birbirlerine  sıkı sıkı sarıldılar.
Bilal kızın elinden tutup yatak odasına götürürken Hazal adama karşı koymadan peşinden gitti.
"Madem çocuk istiyorsun o zaman yapalım ! Sende benim nasıl bir erkek olduğumu anlarsın."