Eliza ve Henry'mi özledim. Sizince özlediğinizi düşünüyorum. Onların hikayeden sonraki hayatları hakkında ufak mini hikayeler yazmaya karar verdim. Umarım seversiniz.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
~~~
"Annen biraz değişikte olsa bence dünyadaki en güzel kişi hayatım."
"Ama baba beni sevmiyor."
"Seni sevmediğini nereden çıkardın kar tanem?"
"Beni Johnny ile tanıştırmıyor. Sürekli onunla konuşuyor, gülüyor. Ama beni onunla oynamak için tanıştırmıyor."
"Kim derdi Johnny'den kurtulamayacağımı? Monica gidip kardeşlerine bakar mısın? O afacanların ne yaptığını merak ediyorum."
"Peki baba."
Demek benim arkadam baba kız dedikodumu yapıyorsunuz. Bay bela Johnny olayını ortaya dökmediğin için +10. Ama ondan kurtulmaya çalıştığın için -7. Seni o kalan 3 ile öpe öpe döveceğim. Erik yok mu erik?
Bendeniz çocuklarımdan kaçtım. Evet kaçıp erik ağacına tırmandım. Ama sorun bir neden yaptım? Henry denen ayaklı bela bir iki çocukla yetinmeyip küçük bir futbol takımı kurdu kendisine. Monica'dan sonra durmadık tabi. Hayır o kadar pozisyon listesi yapmışken tek çocukla yetineceğini düşünmedim değil. Ama teyze hanımla Henry beni damızlık gibi kullanma konusunda kararlıydı.
Tamam tam anlamıyla doğru değil. Zevk aldığımı inkar etmiyorum. Hatta yapım aşamasından zevk aldığımı itiraf ediyorum. Doğum anı da olmasa tadından yenmezler civcivlerim aslında. Ama bazen kendimle baş başa kalmak istiyorum.
Elimdeki iri eriklerden birkaçını Henry'nin kafasına atmak için hazırlık yapıyorum. Ve tabiki her zamanki gibi tam isabet.
"Çalıgülü in hemen oradan."
"Tabi ineyimde 7. için çalışmalara başlayalım değil mi?"
"Fena fikir değil aslında ama orada durmak konusunda iyi değiliz. İn hemen. "
"İnmem. Erik istiyorum. "
"Ben sana toplarım. "
"Tabi kızınla benim dedikodumu yapmaktan bana vakit ayırman pek mümkün değil."
"Çalıgülüm yoksa kızını mı kıskandı?"
"Kim? Ben mi? Yalan. İftira hakim bey."
"Çocuklarımızın beni daha çok sevmesini kıskanıyorsun."
"Çocuklarımızı kıskanmıyorum. Hem bence kıskanan sensin."
"Kanıtla."
"Çocuklarımızı emzirmeye çalışırken diğer göğsüme yapışıp emmek konusunda kendi çocuğuyla kavga eden adam söylüyor bunu."
"İlk ben geldim. Herkes yerini bilecek.Bana laf yetiştirirken iki elinle de tutar mısın dallardan?"
"Bak kabul ettin."
"Sana 5 dakika veriyorum. Ya ağaçtan inersin..."
"Ya da?"
"İn diyorum."
"İnmem."
"Gelir ben indiririm."
"Zor."
"Beni delirteceksin."
"Kesinlikle."
"Monica tatlım. Gel sana Johnny'nin kim olduğunu anlatayım."
"Bunu yapamazsın bay bela."
"Hemde nasıl yaparım çalıgülü."
Ağaca çıkmak inmekten daha kolay derler. Ben nasıl indim bilmiyorum. Ama indiğimde Henry 'i ağaca dayanmış beni bekliyorken buluyorum.
"Seni eşek..."
Daha lafımı bitirmeden dudaklarıma yapışıyor ruhum. Sanırım hiç bıkmayacağım bundan. Her nefes alışım onun için olacak. Her güne başlayışım. Her gülümsemem.
"Seni özledim çalıgülüm."
"Şeyi mi diyorsun..."
"Evet. Seni özledim. Dudaklarını özledim. İçine girm..."
"Sapık herif. Çocuklar buralardadır. "
"Değildir."
"Ne yaptın yine?"
"Bir şey yapmadım."
"Geçen seferde böyle demiştin ama bizi rahatsız etmesinler diye yatağa bağlamışsın civcivlerimi."
"Önceliğin bende olduğunu bilmeliler."
"Civcivlerim olmadan asla."
"Onlara tapıyorum Eliza'm. Tam anlamıyla tapıyorum. İnan bok dolu bezleri bile benim için paha biçilemez. Ama sen benim varlığımın sebebisin. Sensiz kururum ben."
"Eridim resmen."
"Gerçek bu. O yüzden beni senden mahrum edecek olan her şeyi yolumdan çekerim."
"Kendi çocuklarını da mı?"
"Hadi ama sadece 1 saatcik kızılderili oyunu oynadık."
"Sen kovboydun tabi."
"Atıma binmek ister misiniz tatlı bayan?"
"Mantıklı. Ahırda kimse olmaz. Bizi bulamazlarda. Biraz zamanımız var. "
"Ağzından damlayan balı yalamak için sabırsızlanıyorum çalıgülüm."
