isminle mezara gireceğim

1.2K 146 195
                                    


[ beethoven - moonlight sonata ]

soluk renkli hastane duvarları. soluk renkli yeşil perdeler. soluk renkli manzara tabloları. içinde solmuş çiçeklerle soluk desenli çiçek vazoları. soluk yüzler, soluk bakışlar, soluk gülümsemeler.

neden hayat bulmak için gidilmiş hastanelerde hayatlar bu kadar soluktur?

bilmem ki. kim bilir? tanrı bilir. tanrı her şeyi bilir. çocukken öyle öğrettiler. tanrı her şeyi bilir. ben de inanmış gibi yapardım. başımı sallardım, evet derdim. tanrı her şeyi bilir.

tanrı bu hastane köşesine neden düştüğümü de bilir mi?

günahlarımdan olsa gerek. öyle ya, günahlarımdan. pek günah işledim ben. pek kalp kırdım, pek gülümseme soldurdum.

"bana bir hikâye anlatsana."

içinde denizleri saklayan gözleri var. hayır, mavi değil gözleri ancak denizleri saklıyor. bazen dalgalar köpürüyor, yalıyor yutuyor karşısındakini. bazen de dingin, kalbi gibi, ruhu gibi.

onu neden seviyorum?

tanrı bilir.

"bana bir hikâye anlatsana."

yutkunuyorum. hikâye anlat demesi kolay, nereden bilebilirsin bir hatıranın yürek dediğimiz ele avuca sığmaz küçücük varlığa çektirdiği onlarca acıyı. yutkunuyorum. kelimeler boğazıma diziliyor, gözlerimi kapatıyorum. bir yüz beliriyor zihnimde. hayır. senelerdir orada o yüz. saklanıyor. hep ona en muhtaç olduğum anlarda bir anda beliriyor bende, kalbimde.

yutkunuyorum.

bir hikâye anlatmak gerek.

"ben," diye başlıyorum. denizi gizleyen gözlerini bana dikecek burada olsa, heyecanlı parıltılar serpiştirecek dalgalar arasına.

yutkunuyorum.

hatırımın en güzel hikayesini anlatmak gerek ona.

"bir yaz gecesiydi ve tavşan dişleri vardı."

bir bara girmiştim. üniversiteli bir öğrencinin hayatındaki en monoton gece aktivitelerindendir bu. saat gece 11'i geçince bara gidersin. genellikle yanına eğlenmeyi bilen, dans bölümünde okuyan ve tercihen ismi park jimin olan bir arkadaşını alırsın. biradan başlayabilirsin. viski de olur. jimin her zaman viskiden başlardı.

yavaş yavaş gözlerin bulanır. etrafındaki kişileri seçememeye başlarsın. o sırada çoktan kafası güzelleşmiş arkadaşın jimin, daha beş dakika önce boynuna bağlı olan kravatı saçları arasına geçirerek kafasına bağlamış ve bir masanın üzerine çıkarak dans etmeye başlamıştır. gözlerin bulanır, etrafını seçemezsin.

tam her şeyi unuttuğunu düşünürsün. kalbine edindiğin yükleri unuttuğunu sanarsın. kanayan tarafının üzerine geçici bir yara bandı yapıştırıldığını düşünürsün. uyuşursun, uyuşursun, uyuşursun.

sonra sahneye birisi çıkar.

sahneye çıktığı gibi, kalbinin basamaklarına doğru da teker teker adımlar. birinci basamak. etrafındaki hiçbir şeyi seçemezsin. ancak o parıldırıyordur. sanki tanrı gökyüzünden yıldızları alıp onun üzerine serpiştirmiş gibidir, parlıyordur. gözleri parlıyordur, gülüşü parlıyordur. hiçbir şeyi seçemezsin. artık gözlerinde bir buğu vardır.

isminle mezara gireceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin