*Jimin*
Ortam garipti. Ortam son üç gündür baya baya garipti. Sürekli izlenme hissi almış başını gitmişti. Üstelik bunu tek ben değil Taehyung'da hissediyordu. Belli bir neden yoktu düşüncelerimizde. Tekrar kaçacak olacağımızdan da korkacak değiller hoş... Bu olabilir miydi nedeni ?
"Nereye daldın gittin öyle Chim ? Bir derdin mi var ? Bize anlatmak isteyip de anlatamadığın bir sır mı var, hm ?" Hoseok hyunga anlamaz gözlerle bakmış ve kaşlarımı çatmıştım. Bu hyung ne saçmalıyor ?
"Oh, şey... Yok öyle bir şey. Nereden çıkardın hyung ?" üstümüzde tuttuğu pür dikkat bakışlarını geri çekmiş ve yola bakmaya devam etmişti.
"Hiç. Sıkıntılı gibi duruyordun." aslında sıkıntılıydım.
"Bugün bir ağırlık var üstümde. Midem çalkalanıyor ve başım dönüyor hafiften ama iyiyim." Taehyung bana telaşla dönmüş ve şimdide o kaşlarını çatıp yüzümü incelemeye başlamıştı.
"Hasta mısın ? Bugün gitmek zorunda değiliz. İstersen köşede inip taksiye binelim ve hastahaneye gidelim ?" onu reddetmiş ve başımı omzuna dayayıp gözlerimi kapamıştım.
"Hayır, gitmek istiyorum. Okulu özledim ve evde annemler rahat vermiyor. Hem Hyungsik hyung seni bekliyor. Ayıp olmasın şimdi."
"Ayıp olmaz ki. Anlar o hem." demiş ve elini yüzüme çıkarıp yanağımı okşamaya başlamıştı. Ben buna gülerken devam ettim.
"Gerçekten iyiyim. Kendimi iyi hissetmesem bunu söylerdim." beni mırıltıyla onaylamış ve kollarını etrafıma sarmayı ihmal etmemişti.
Bugün okula uğramaya karar vermiştik Taehyung'la. Evde sıkılmıştık ve annelerimizin sorularından gına gelmişti. Garip garip sorular sorup imalarda bulunuyorlardı onları çözemiyorduk ki. Üstelik okulu özlemiştim yanisi bir ortam değişikliği fena olmazdı.
Hoseok hyung arabayı park ederken Jungkook'un çoktan geldiğini görmüştük. Bay Seong bizim geldiğimizi görünce Jungkook'un yanından ayrılmıştı ve hep beraber onun yanına ilerlemiştik. Hem gelmem iyi olmuştu çünkü Jungkook'un başı beladan kurtulmuyordu ona sahip çıkmam lazımdı !
"Sonunda hep beraber okuldayız !" özellikle Jungkook'un bunun için çok hevesli olduğunu biliyordum.
Hepimiz ona gülümseyerek karşılık verdik ve okula doğru yürüdük. Byul bizi görünce çekinerek Hoseok hyungun yanına gelmiş ve kısa bir selam vermişti. Tanrım bu kız gerçekten tatlıydı ve hyungumun ona neden tutulduğunu anlıyordum. Çok dişliydi ama bir o kadarda utangaç. Taehyung'la göz göze geldiklerinde biran çekinmiş ama Taehyung ona gülümseyerek karşılık verdiğinde rahatladığını görmüştüm. Benim sevgilim bir melekti millet.
Bu arada, şuan kafamın karışık olduğu anlardaydım. Biz gitgide kampüs sınırları içerisine doğru adımlıyorduk ve Taehyung elimi bırakmamıştı. Yani... İkimizin birden ortadan kaybolması tabi ki dedikodulara neden olmuştu ve şimdi kendimizi doğruluyorduk insanlara. Evet beraberiz, üstümüzdeki bakışlarınızı çekin diye bağırmak istiyordum.
"Hey, Kim Taehyung !" Taehyung elimi bırakmadan arkasına döndü ve bize doğru gelen bedene gülümseyerek karşılık verdi.
"Hyung, tam seni arıyordum nerede kaldın diye sormak için !" işte şimdi elimi bırakıp Hyungsik hyunguna sarılmıştı. Köpek işte ve hain.
"Selam millet."
Hyungsik hyungun gözü bendeyken herkese selam vermiş ve Taehyung'ın kulağına eğilip bir şeyler fısıldamıştı. Gözümün önünde dedikodum dönüyordu ama bir şey yapamıyordum çünkü adam kaynım sayılırdı ? Yani galiba... Yoksa beni biliyorsunuz saçına yapışmıştım şimdiden. Sakin ol Park Jimin sakin ol. Acısını Taehyung'dan çıkaracaktım zaten ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfiction-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...