DOKUZUNCU BÖLÜM

1.1K 94 135
                                    


(Medyadaki şarkıyla okuyun daha güzel olacak.♡)

Jin arkasına baktığında tanımadığı bir adam. Kırk kırkbeş yaş aralarında gibi görünüyordu. Jin kabinlere baktığında hepsi boştu, adamın bakışları üstünde hissettiğinde hemen adama döndü.  Vücudunu tarıyordu resmen.

Jin içtiği içkileri hepsini kustuğu için biraz ayılmıştı. Adam ona yaklaşmaya başladığında, Jin korkudan hemen bir kabine girip kapıyı kilitledi.

Elleri titriyordu, ağlamaya başlamıştı bile. "Y-YARDIM EDİM LÜTFEN..." Hıçkırık "K-KİMSE YOKMU İMDAT?" Diye bağırıyordu ama içerdeki yüksek sesli müzikten kimse duymamıştı.

"Güzelim aç şu kapıyı zorluk çıkartma, yoksa kırarım bu kapıyı."  Diyip kapıyı yumrukluyor du yabancı adam.
Jin kabinin en arka kısmına gitmisti ve korkudan titriyordu.
Gözleri kapıdaydı adamın her vuruşunda kapı sallanıyordu, Jin ağlayarak. "L-lütfen git burdan?" Diyordu. Ama adam daha sert kapıya vuruyordu.

Kapı sert bir şekilde açılıp duvara çarpınca, Jin irkilip ne yapacağını bilemedi korkuyla. Adam Jin'e yaklaşıp narin bileğini kavrayıp kabinden çekip çıkartmaya çalıştı. Jin ona direnip onu itmeye çalışsa da gücü ona yetmiyordu.

"Lütfen bırak beni?" Ağlayarak bağırıyordu adama, ama adam onu hiç dinlemeden sert bir şekilde çekip çıkarttı kabinden.
"Ağlama, şimdi sende benim gibi zevk alacaksın." Dedi ve Jin'i duvara yapıştırıp buynunu öpmeye başladı.

"B-Bırak beni. İMDAT YARDIM EDİN LÜTFEN?" Diye. Bağırdı ama sonuç yine kimse gelmedi sesine. Adam Jin'in gömleğinin düğmelerini açmaya çalışıyordu ve vücuduna dokunup okşuyordu. Jin ona karşı gelmeye çalışıyor ve yerinde debeleniyordu.

Jin'in aklına gelen şeyle, hemen adamın erkekliğine sert bir tekme attı. Adam gelen darbeyle inleyip, Jin'den biraz uzaklaştı. Jin bu fırsatta kaçmayı düşündü, hemen kapıya doğru koştu ve  kapıyı açmaya çalıştı ama kapı açılmadı. Anahtar deliğine baktığında anahtarı bulamadı. O sırada arkasındaki adam sesli bir kahkaha attı.

"Bunu mu arıyordun bebeğim?" Elindeki anahtarı havaya kaldırıp alayla güldü.
Jin'in artık bir kaçış yollu yoktu.
Yine bir kabine girmeyi denediğinde arkadaki adam hemen onu tutup sertçe yere fırlattı.

Jin anı gelen acıyla inleyip, geri geri kaçıyordu adamdan.
Adam ona yaklaştı ve gömleğini tutup elleriyle iki yana çekti. Bütün düğmeler kopmuştu. Jin sesli ağlıyordu ve hala ona karşı geliyordu gücünün yettiği kadar.

~~~~

Jin gittiğinden beri on dk geçmişti.
Tae hâlâ içki içiyordu onu beklerken
her geçen dakikada onu daha da merak ediyordu. Hoseok'a ve Yongi'ye baktığında kendi aralarında sohpet edip gülüyorlardı. Jin'in gittiğini fark etmemişler di bile.

Tae artık dayanamayacağını hissetti, ayaklanıp Jin'in girdiği lavaboya doğru yürüdü. Içinde bir korku oluşmaya ve bütün bedenini ele geçirmeye başladı. Tae daha hızlı yürüme çalıştı, insanların arasından geçmekte zorlanıyordu.

Kapıya geldiğinde, kulpu çevirip açmaya çalıştı açılmayınca bir kaç kez daha denedi ama yine açılmadı. Kulağını kapıya yasladı. Içerden Jin'in sesi ve boğuşma sesleri geliyordu.
Tae sinirden bütün kanı beynine çıktığını hissetti.

Hemen kapıyı omuzuyla vurmaya başladı, kapıyı kırmak için. Ama vurdukça canı çok açıyordu, bunu umursamadan kapıya daha hızlı vuruyordu.

"HELE BİR DOKUN ONA, SENİN O ELİNİ ALIR GÖTÜNE SOKARIM!" Diye bağırıyordu arada. Gözü dönmüştü resmen bir kere daha sert bir umuz attığında kapı kırılmıştı.

İntikam TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin