(Multimedia : Deniz Korkmaz)
(Banks : You Should Know Where I'm Coming From)Anlamsızca Kerem'e bakarken sürekli yaptığı yandan gülüşten attı.
"Aslında sana hiçbir şey anlatmak zorunda falan değilim, ufaklık. Ama senin şu Görkem'i ne kadar tanıdığını da merak ediyorum. Canım da çok sıkıldı, bunları konuşmak için daha iyi bir zamanlama olamaz ama bir şartım var. Ben sana Görkem'in görmediğin yüzünü anlatırım, sen de bana istediğim cevapları verirsin."
Gözlerimi kısıp karşımdaki çocuğa baktım. Klasik sokak serserisi gibi görünse de bu görünüme karşın akıllı biri olduğu yadsınamaz bir gerçekti.
"Peki ben bu anlaşmayı neden kabul edeceğim?"
Kafasını yana çevirip güldükten sonra pantolonunun cebinden bir sigara paketi çıkardı. Sigarayı paketten yavaşça çıkarıp iki parmağı arasında nazik bir şekilde tuttu ve siyah çakmağıyla yaktı. Sigarayı içine çekip yavaşça dışarı bıraktıktan sonra da bana baktı.
"Keyfin bilir."
Aşağı süzülen gri dumanları izlerken o sigarayı bir kez daha içine çekti. Basit cevabı olaya umursamaz bir hava katsa da bu soru cevap oyunu onun da merak ettiği bir şeylerin olduğunu gösteriyordu.
Yerimden kalkıp yatağın ucuna ilerledim. Bağdaş kurarak oturduğumda Kerem havaya bir gri bulut tabakası daha ekledi. Pencerenin önünde duran küçük kültablasına kibarca sigarayı vurduğunda sigaraya insanlardan daha nazik davrandığını fark ettim. Bu kesinlikle ironikti.
"Tamam, kabul." Dediğimde yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu. Sigarayı tekrar içine çektikten sonra bana doğru üfledi. Elimle gri dumanı savuştururken gülümsemesini net bir şekilde gördüm. Aramızda kısa bir mesafe vardı, yerinde doğrulurken sigarayı küllüğe bıraktı.
"Tamam o zaman, ilk soruyu sen sor. Ne bilmek istiyorsun, kraliçe adayı?"
Baygın bakışlarımı ona yolladığımda memnun gülümsemesini hiç bozmadan bana bakmaya devam etti.
"Görkem'den istediğin şey ne?"
Sorum karşısında ilgisiz tavrını sürdürerek sigarasını eline alıp bir nefes çekti ve yine bana doğru üfledi.
"Çok yaratıcı bir soru olduğunu belirtmeden geçmeyeceğim. Teknik olarak Görkem'den istediğim bir şey yok. İstediğim şey Deniz'de."
Kafam iyice karıştığında yeni bir soru sorma ihtiyacı duydum.
"O zaman Deniz'den istediğin şey ne?" Dediğimde sigarasını söndürüp eliyle dur işareti yaptı.
"Yavaş ol güzelim. Soru-cevap yapıyoruz unuttun mu sıra bende."
Dedikten sonra yerinde doğrularak bana baktı.
"Bir bakalım.. Sizin liseye daha önce gelmedim ama saçma sapan bir şeylerin olduğunu anlamak zor değil. Kraliçemiz, kralımız saçmalığı cidden ne böyle? Ayrı bir krallık oluşturdunuz da haberimiz mi olmadı?" Dedikten sonra arkasına yaslanıp cevabımı beklemeye başladı.
Kraliyet olaylarına takılmış olması garip gelse de cevaplamam gerektiğini hatırladım ve anlatmaya başladım.
"Okula ilk başladığımda ben de böyle düşünmüştüm. Fazla Amerikan filmi izlemiş bir grup ergenin uydurduğu bir saçmalık olduğu fikrine kapılmıştım ama gün geçtikçe okuldaki herkesin bu olaylara kendini fazla kaptırarak durumu kast sistemine dönüştürdüğünü anladım. Senin de anladığını tahmin ediyorum, en üstte Kraliyet Ailesi var. Daha sonra gruplar bölünüyor ve bir sürü kategoriye ayrılıyor. Amerikan lise draması gibi bir şey ama bu gerçek! İnsanlar bunu tamamen benimsemiş ve inan bana bir kişi bile bunun saçma olduğunu söyleyecek cesarette değil." Dediğimde ikimiz de gülmeye başladık. Başından beri bu olayların saçma olduğunu binlerce kez vurgulamama rağmen kimse tarafından umursanmamıştım. Okuldaki herkes bu durumu kabullenmişti ve ilk kez biri benimle aynı fikirdeydi. Bu durumun tadını çıkarmam gerektiğini düşünerek gülmeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Ailesi
Fiksi RemajaYeni okulundaki tuhaf sistemle kendini taht kavgalarının arasında bulan Öykü'nün başı bir de onunla hiç alakası olmayan bir aile meselesiyle belaya girmiştir. Tüm bu problemlerden kurtulmaya çalışırken bir yandan da kendiyle olan savaşında galip olm...