Bırak seni yine ben iyileştireyim (M/sayılır)

293 26 17
                                    

2009..

O gece küçük bir Jongin ve Kyungsoo krizini atlatıp eve gelmişlerdi. Kyungsoo kıskanç bir adamdı ve kısa bir an ortaya çıkan kız ile Jongin'in eski ilişkilerini bir anda sorun edesi gelmişti ve birbirlerine girmişlerdi. Baekhyun'un tek çaresi ise o an Minseok ve Jongdae'yi çağırmaktı. İyi de yapmıştı kriz kısa sürede çözülmüştü. Minseok onlara birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini göstermişti, bu ise Kyungsoo'nun öfkesini dindirmişti. Minseok'u dinliyorlardı, onu sayıyorlardı vr bu Jongdae'nin hoşuna gidiyordu. Aşık olduğu adamı içlerine kabul etmişlerdi sorgusuz, onu sevmişlerdi. En çokta Baekhyun, kendisini aralarında artık yalnız hissetmemesi Jongdae'yi mutlu ediyordu.

"Bir an Kyungsoo hiç sakinleşmeyecek sandım." Dedi Minseok koltukta yayılan sevgilisinin kucağına çıkarken. Bacaklarını iki yana açtı ve iyice yerleşti Jongdae'nin kucağına bir kolunu boynuna dolayıp parmaklarını ensesinde gezdirirken, bir eli yanağını okşuyordu.

"Buda bir ihtimaldi bebeğim, Kyungsoo'dan bahsediyoruz ama o Jongin'e çok aşık. Ondan vazgeçemez." Minseok'un yanağından dudaklarına kayan parmaklarına öpücükler bıraktı. "Benim sana aşık olduğum gibi." Diye devam etti.

"Sana aşık olduğum gibi." Hafifçe gülümseyip dudaklarını Jongdae'nin dudaklarıyla birleştirdi Minseok ve oturduğu yere biraz daha baskı uyguladı. Tutkuyla öptü sevgilisini, küçük ısırıklar eşlik etti öpüşüne kolları tamamen boynuna dolanırken. Jongdae'nin kendisini kaybettiğini hissedebiliyordu, şu anda ne istediğini tahmin ediyordu. Aklında dönenlerden kurtulduğu an ona istediğini de verecekti, o da istiyordu. Kyungsoo gibi merak ediyordu, Jongin ondan saklamamıştı ama Jongdae'nin geçmişteki ilişkilerine dair hiçbir şey bilmiyordu. Bugüne kadar ilgilenmemiştide, duyacaklarından korkmuştu belki de, buna bir cevabı yoktu. Sadece soracaktı, Jongdae ondan saklamazdı değil mi?

"İki kişi." Dedi Minseok aralarındaki çekimi geri çekilip dağıtarak. Jongdae'nin dudakları boşta kalınca kaşlarını çattı, Minseok'un söylediğini anlamamıştı.

"Anlamadım güzelim, iki mi?" Aklı sadece Minseok'daydı. Bacak arası sızlamaya başladığında sevgilisinin söylediklerini anlamakta güçlük çekiyordu. Minseok başını önüne eğerek Jongdae'nin siyah tişörtünün üzerinde parlayan zincirle oynamaya başladı, yanakları kızarmıştı.

"Hıhı.. senden önce sadece iki kişiyle birlikte oldum." Yutkundu, Jongdae'nin yüzüne bakmadı bir süre ve devam etti. "Birincisi yönelimimi anlamak içindi. Kıza karşı tek bir şey hissetmedim, o da bana karşı hissetmiyordu." Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Jongdae şaşkınlıkla kaşlarını havalandırdı. Bunu gerçekten yapacaklar mıydı? Hem de şimdi?

"Diğeriyse senden önceki sevgilimdi ama ne hissettiğimi bile hatırlamıyorum artık, çok zaman oldu." Minseok son cümlesiyle başını kaldırıp şaşkınca onu izleyen Jongdae'ye baktı. Kızmış görünmüyordu ama kendisinin utancından ölmek üzere olduğu her halinden belliydi. Bu saçmalıktı, neden utanıyordu ki? Bunlar olabilirdi, Jongdae'nin de olduğunu biliyordu. Hatta bir tanesi Sehun'un arkadaşıydı değil mi?

"Min." Dedi fısıltıyla giydiği şortun dışında kalan çıplak bacaklarını okşarken. "Bunu gerçekten yapacak mıyız hayatım, nereden çıktı şimdi?" Derin bir nefes vardı sıkkınca.

"Sadece Jongin ve Kyungsoo gibi açık olmak istedim. Bu şeylerin aramızda sorun olmasını istemiyorum Dae." Bacakları okşayan elleri durdurdu. Şimdi dikkatinin dağılmasını istemiyordu, küçük bir cevap istiyordu. Sonraysa ona her şeyiyle teslim olacaktı, onu derinliklerinde istiyordu.

"Senden böyle bir şey beklemiyorum bebeğim. Benden önce hayatına girenlerin tarih olduğunu biliyorum. Anlatmak zorunda değilsin." Öne doğru atılıp tekrar Minseok'u öpmeye çalıştığında o geri çekilip kaşlarını çattı.

Find Me/chenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin