0

327 27 23
                                    

Ailenin bizi ince tülün ardından izlediği evinizin bahçesindeyiz —okumadığımı bildiğin kitaba karşı hiçbir şey yapmayarak savaşıyorsun. Üstünde iki yıl önce benden aldığın kısa kollu beyaz tişört ve giydiğinde emanet durmuyormuş gibi davrandığın bir pantolon var.

Yere uzanmış, beni izliyorsun —çimenlere dağılan buklelerinin arasından papatyalar seçiyorum. Büyük gözlerini kısmış, bileğimle oynuyorsun —ve ben her zamanki gibi sana yenik düşüyorum, her şeyimle.

Kitabı kapatıp ağacın gölgesine atıyorum —şimdi birlikte uzanıyoruz ve bacağımın arkasına gizlediğim ellerimiz kenetlenmiş durumda. Sana bakmıyorum —yoksa anlarlar.

"Sirius," diyorsun— devamı gelmeyecek ancak cevap vermeden edemem hiç. "Efendim?"

Kalın üst dudağını tarttığım kısa bir bakışın ardından fark etmemiş gibi ailene dönüyorum —bir el sallamanın ardından her zamanki gibi gidiyorlar, en azından yarım saat mutfakta olacaklar. Sonunda sana yüzümü dönebilirim; diğer elimi tişörtünden içeri kaydırabilir, gözlerini öpebilirim.

Hepsi oluyor.

Annen dinlerken duyduğun, bildiğin tek Lana Del Rey şarkısını mırıldanıyorsun— sesine ne kadar yakıştığını söylemeye utanıyorum. Yeni yeni oturmaya başlayan yüz hatlarını övmeye, vücudunu nasıl beğendiğimi söylemeye utanıyorum.

Kiraz ağaçları bizi dış dünyadan ayırıyor, güvende hissediyoruz ve öyle bir uyum içindeyiz ki gözlerimizi bile aynı anda kırpıyoruz, elim ensene ulaştığında seninle titriyorum.

"Odaya çıkalım," diyorsun. Ne olacağını biliyoruz. Pişman olacağız, zevk alacağız —belki biraz da büyürüz.

Sarı-kırmızı kirazların altında, ezik papatyaların üstündeyiz. Günün huzurunda günah işliyor, inandırıldığımız her şeyden uzaklaşıyoruz —farkında değiliz ama diğer kiraz ağaçlarının ardındaki neyse bu bahçedeki de o: birkaç kafir.




bunun bölümü varmış

𝖑𝖆𝖓𝖆 » wolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin