Kadının heyecanlı heyacanlı anlatması İseul un garibine gitmişti .
-Hayır teyzecim , sadece a-arkadaşım...
*
İseul yaşlı kadının ne diyeceğini beklemeden koşarak merdivenlerden indi.
Nihayet binadan çıktığında ağlaya ağlaya koştu.
İçindeki hüzünü göz yaşları ile dışa vurmuştu.
Kimsenin onu görmesini istemediği için ara sokaklardan birine girmişti. Kendini duvara dayayıp yavaşça aşağı kaydı .
Altı soğuk yer ile buluştuğunda göz yaşlarını sildi.
-OROSPU ÇOCUĞU!
Diye bağırdı. Jiminden nefret etmeye bile başlayabilirdi. Sonuçta öpen de oydu , iten de.
Yanaklarında ki nemlilik hissi onu rahatsız etmişti. Ağlamaya alışık değildi . Ama bu gidişle alışacaktı.
-Böyle fıstıklar ağlamamalı.
Yakından gelen ses ile irkilmişti. Etrafa baktığında genç bir çocuk görmüştü.
-S-sen kimsin?
-Ben Taehyung , sen Tae diyebilirsin.
Diyip göz kırptığında İseul istemsizce gülümsedi.
-Ağlayınca bu kadar tatlı olan bir kadın görmemiştim.
İseul rahatsız olsa bile birşey dememişti. Çünkü şuan moralini yerine getirmeliydi.
Taehyung a gülümseyip yerden kalktı. Taehyung ise ona yaklaşıp göz yaşlarının bıraktığı nemleri eli ile sildi .
-Bu fıstığın yardıma ihtiyacı var galiba.
İseul , Taehyung un ne demek istediğini anlamamıştı.
-Seni çok güzel bir yere götüreceğim.
Diyip onu kucağına almıştı Taehyung.
-Dur napıyorsun SEN? SAPIK!
Taehyung kahkaha atıp güven verici bir ses tonuyla konuştu.
-Merak etme aklına gelen mekanlara gelebilmen için sıraya girmen gerek.
İseul da bir kahkaha attıktan sonra ellerini Taehyung un boynuna sardı.
-Hadi uçalımm!
Diye bağırdı İseul.
-Emredersiniz prenses!
Prenses demesi İseul un garibine gitmişti.
Taehyung , İseul kucağındayken koşmaya başladığında bir anda olduğu için korkmuştu.
Kollarını dahada sıkı Taehyung a sarmıştı. Taehyung halinden memnundu.
Hemde fazlasıyla. Onun gözünde , bu gün eğlenip silip atacağı bir kızdı sadece.
Ama İseul , onun böyle yapacağını bilmiyordu.
Taehyung yavaşlamaya başladığında İseul kollarını gevşetti.
Taehyung onu ağaçların kapladığı , az güneş ışığı alan bir çimenliğe getirmişti.
-Umarım sıraya gireceğim bir yere gelmemişimdir.
İkisi gülüştükten sonra yere oturdular. Taehyung , İseul a neden bu duruma düştüğünü sordu. İseul ise diyecek birşey bulamadı.
Taehyung ısrar edince söylemek zorunda kaldı.
-Şey , bir çocuk var... Ve beni üzüyor...
-Baya klasik bir durummuş yaa.
İseul bunu duyduktan sonra hüzünlü hüzünlü yere baktı.
-Tamam tamam , öyle demek istemedim .
İseul duymazdan gelip sırtını Taehyung a dayadı. Neden onunla birlikte olduğunu bilmiyordu.
Sonuçta tanışalı bir saat olmamıştı , ve hiç bir soru sormadan onunla gelmeyi kabul etmişti.
Ama şuan bunları düşünmek istemiyordu. Jimin i bile düşünmek istemiyordu.
Gözlerini kapatıp serçelerin seslerini dinledi. Burda yanlız olmak onun daha çok hoşuma giderdi , ama yinede Taehyung olmasa burayı bilemezdi bile.
-Teşekkürker
Taehyung şaşırıp konuştu.
-Ne için teşekkür ediyorsun
İseul dönüp ona sarıldığında ,Taehyung da kollarını İseul un beline koydu.
Taehyung konuyu değiştirmek için
-Senin hala ismini öğrenemedim
-İseul
Taehyung gülümseyip gözlerini kapattı. Onu ağlatan kişiyi düşündü. Geri zekalı olmalıydı , bu kadar güzel bir kızı nasıl üzerdi.
O şanslı çocuğu merak ediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙨𝙤 𝙝𝙤𝙩' VMin
Fiksi Penggemar━ 𝐭𝐚𝐦𝐚𝐦𝐥𝐚𝐧𝐝ı ━ Genç ona ilk gün ki gibi değilde , sanki hiç bırakmayacakmış gibi bakıyordu. Jimin ise heyecan , ve utançtan ne yapacağını bilmiyordu. Ancak dudaklarını ıslatıp gencin dudaklarına odaklanabilmişti. Gençte kendini daha fazla t...