🚪Tak Tak

1.3K 127 404
                                    

'Bay Min, her gece kağıda yazdığınız saçma mesajlarınızı lütfen balkonuma atmayın.'

Yazdığım mesajı küçük bir taşa sararak ilerideki balkonu hedef aldım. Tam da isteğim gibi ulaştırınca içeri girip perdelerimi çektim. Yaklaşık üç aydır karşı binadaki gri saçlı, beyaz tenli ve delici bakışlı Min Yoongi garip mesajları ile beni rahatsız ediyordu. Bu da beni fazlasıyla ürkütüyor.

'Nefesini hissetmek istiyorum'

'Tadını merak ediyorum'

'Dokunabilir miyim bilmiyorum'

'Az kaldı'

'Çok az kaldı...'

Bu tür mesajları bazı geceler uyumama bile izin vermiyordu. Neyseki artık canıma tak etmişti ve o, bu geceki mesajını bana iletmeden ben önce davranmıştım. Şimdi ise dışarıyı dinliyor yeni mesajımı bekliyordum

Gelen tıklamalarla minik bir taşa sarılı olan mesajımın balkonuma ulaştığını anlayıp dışarı çıktım. Yine o soğuk ve ürkütücü gözleriyle bana bakıyordu. Taşı alıp hızla içeri girdim

'Senin için geliyorum'

Tanrım...

Hızla dış kapıya ulaştım ve kilitlemeye başladım. Ardından koşarak tüm perdeleri kapattım

Ben lanet olasıca sadece bir öğrenciydim! Tek istediğim okulumu bitirip Busan'a geri dönmek!

Kahretsin!!!

Savunmasız hissediyordum. Adrenalin tüm damarlarımı himayesi altına almış kalbime baskı yapıyordu.

Aklıma gelen şeyle biranda telefonuma sarıldım. Ben bu evde kiracıydım ve ev sahibini arayıp yardım isteyebilirdim. Hızla arama tuşunu basıp beklemeye başladım, çalıyordu

Hadi...

"Jungkook?"

"E-evet benim, bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim. B-ben korkuyorum buraya gelebilir misiniz?"

"Uyuyorum evlat, seni bu denli korkutan şey ne?"

"Bakın, uzun zamandır karşı apartmandaki Min Yoongi beni rahatsız ediyor. Sürekli ürkütücü mesajlarıyla karşı karşıya kalıyorum ve o ge-gelmek üzere"

"Jungkook, komşuların anlattıkları şeylere fazla kafa yormuş olmalısın. Min Yoongi geçen yıl maalesef ki öldü. Şimdi rahatça uyu ve bilinçaltının seni korkutmasına izin verme tamam mı?"

"Ö-öldü mü? A-ma... bana me-mesaj gönderiyor? LÜTFEN YARDIM EDİN!"

Titreyen ellerimle ses gelmeyen telefona baktım. Siktir! Şarjım Bitmiş!!

O öldü de ne demek?

"Ö-Ölmüş olamaz..."

Kapıdan gelen tıklamayla yerimden sıçradım.

"Tak Tak,"

Tanrım yardım et... lütfen lütfen lü-

"Komşuna kapını açmayacak mısın?"

Buz gibi sesini iliklerime kadar hissediyordum.

"İçeride olduğunu biliyorum"

Sandalyenin arkasına çökmüş, gözlerimi ve kulaklarımı kapatmıştım. Gitsin lütfen gitsin!

"Ben neyim Jungkook shi?"

Bir ölü nasıl benimle iletişime geçebilir!???

"İçeriye girmek için kapıya ihtiyaç duymadığımı bilmiyor musun?"

Nasıl?..

"G-git. Lü-lütfen!"

Hissettiğim soğuklukla istemsiz gözlerimi araladım... tam karşımda duruyordu...

"Artık tadına bakabilirim"

. . .

Spoiler: İlerleyen Günlerde Gerilim Kitabım Çıkacak

Tabi önce FMMT'ın bitmesi gerekiyor.

Görüşürüz~

Atıştırmalık Oneshotlar |YoonKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin